Yerli biyoteknolojik ilaç için son düzlüğe girdi
Yerli ilaç devi Koçak Farma, 210 milyon kutuluk yıllık üretim kapasitesinin yüzde 40’ını ihraç ediyor. Yeni tesisinde biyoteknolojik ilaçlar üretmeye hazırlanan CEO Hakan Koçak, sektörün geleceğini domine edecek biyoteknolojik ilaçlarda Ar-Ge çalışmalarının başarıya ulaştığını açıkladı.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Koçak Farma, kuruluşundan bugüne kadar geçen 46 yıllık süreçte 600’ü aşkın ilacı tıbbın hizmetine sunan lider yerli ilaç firması... Ender Koçak tarafından kurulan şirket 1982 yılında birçok ilaç hammaddesini Türkiye’de ilk kez üretti. Özellikle de 75 çeşit kanser ilacını ve ilk yerli biyobenzer ilacı üreterek, sektörde yenilikçi gelişmelere öncülük etti.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 140 bin metrekare alanda kurulu ve 100 bin metrekare kapalı alana sahip ileri teknoloji donanımlı tesisleri bugün Türkiye’nin en büyük ilaç üretim tesisi. 2016 yılında devraldığı Eczacıbaşı-Baxter serum tesislerinde ıntravenöz serumları da üreten Koçak Farma’nın CEO’su Uzm. Dr.Hakan Koçak ile yeni hedefleri konuştuk.
►Pek çok firma geçtiğimiz dönemde yabancı yatırımcıların satın alma tekliflerini kabul ederken siz nasıl, neden yerli kalabildiniz?
Günümüzde, iletişim ve ulaşım olanaklarındaki gelişmelerin etkisiyle dünya global bir köy haline geldi, yabancı şirket ortaklıkları ve satın almaları yaygınlaştı. Kuşkusuz, yabancı yatırımlar ülkemiz ekonomisi açısından olumlu bir gelişme. Ancak, yerli ilaç üretiminin halk sağlığı ile bağlantısı ve stratejik yönü de göz ardı edilmemelidir. İnanıyorum ki, Türkiye ilaç sektörü oyuncularının ülkemizin bölgesel ilaç üretim merkezi olması hedefi için, devletin yerelleşme politikası çerçevesinde sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi zamanıdır.
►İlaçta yerlileşme projesinin etkilerini yorumlar mısınız, bu proje ile ilgili beklentileriniz nedir?
İlacın halk sağlığı ile bağlantısı, Türkiye’nin katma değeri yüksek teknolojik ilaçlarda büyük ölçüde ithalata bağımlı olması nedenleriyle ilaçta yerelleşme projesi stratejik ve ekonomik bakımdan çok önemli. İlaçta yerelleşme projesi ilacı erişilebilir hale getireceği gibi, cari açığın giderilmesinin en rasyonel çözümü diye düşünüyoruz.
►Bugünkü üretim kapasiteniz nedir, yeni yatırım planı var mı?
Çerkezköy üretim tesislerimizin üretim kapasitesi 150 milyon kutu/ yıl, Ayazağa üretim tesislerimizin kapasitesi ise 60 milyon/ ünite yıl. Avrupa Birliği ülkeleri dahil dünyanın 40 ülkesine ilaç ihraç ediyoruz. Koçak Farma Ar- Ge merkezinde yaklaşık 70 bilim insanı ve uzman yıllardır yenilikçi ürün çalışmalarını sürdürüyor. Üniversitelerle işbirliği içinde yürütülen bu çalışmalarda özellikle biyoteknolojik ürünlerin ve aşıların yerli üretimi bağlamında başarılı sonuçlar alındı. Sonuçlanan Ar-Ge projelerimizin gerekli kıldığı yatırımlar rutin olarak yapılıyor. Koçak Farma kuruluşundan itibaren sürdürülebilir bir rekabet ve büyüme için yatırım ve üretime öncelik veriyor. Yatırım ve üretim istihdam olanağı yaratarak sosyal barışa da katkı sağlar.
►Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin biyoteknolojide bir üretim üssü olabileceği belirtiliyor. Sizin de bu alanda yatırımlarınız var. Bu konuda bilgi verir misiniz?
İlaç sektöründe teknoloji çok hızla gelişiyor. Geleceğin ilaçları hücre ve gen tedavisine yönelik, biyoteknoloji ürünü akıllı moleküller olacak. Biyoteknoloji ürünü ilaçlar yenilikçi yapıları ve tedavi üstünlükleri nedeniyle pazar payını gittikçe artırıyor. Dünya biyoteknolojik ilaç pazarı 2015 yılında 200 milyar dolar değere ve toplam ilaç pazarının yüzde 18’ine ulaştı. İlaç sektörünün geleceğini oluşturan katma değeri ve ihracat olanakları yüksek biyoteknolojik ilaca Türkiye’nin kayıtsız kalması düşünülemez. Koruyucu tıbbın vazgeçilmezi olan ve günümüzde giderek çeşitlenen viral ve bakteriyal aşılar da koruyucu sağlığın güvencesi haline geldi. Bu düşüncelerle şirketimiz; Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 1.1 milyar TL sabit yatırım teşviki kapsamında biyoteknolojik ilaç üretim tesislerini kurdu. Üretilecek ilaçların araştırma ve geliştirme çalışmaları Ar-Ge merkezimizde yürütülüyor. Bu çalışmalar sonucu ileri teknoloji donanımlı biyoteknolojik ilaç tesislerinde Analog İnsülinler, Biyobenzer Monoklonal Antikorlar (mAb), Viral ve Bakteriyal Aşılar yerli üretilecek.
►Bu ilaçları Türkiye’de üretebiliyor olmanızın önemi nedir?
Ülkemiz biyoteknolojik ilaçların büyük bir kısmını ithal ediyor. Biyoteknolojik ilaçların tedavideki yeri giderek arttığından, Türkiye’nin ithalata dayalı biyoteknolojik ilaç tedarik modeli sürdürülebilir değil. Yerli üretim yapılmadıkça, sektörel cari açık ve dışa bağımlılık artacak. Oysa, global bir merkez konumunda olan Türkiye’nin yüksek katma değerli biyoteknolojik ilaç ihracıyla sektörel cari açığı yok ederek ilaçta dış ticaret dengesini negatiften pozitife çevirmesi mümkün olacak. Ayrıca, stratejik önemi olan bu yatırım ülkemizde biyoteknoloji kültür ve deneyiminin oluşmasına katkı sağlayacak ve yeni yatırımlara öncülük edecek.
Hindistan ve Çin’den eleman geliyor, biyoteknoloji eğitimi artmalı
►İlaç sektöründe insan kaynakları yeterli mi? Siz yurtdışından eleman getirme zorunda kalıyor musunuz?
Konvansiyonel ilaçların üretimi ile ilgili insan kaynağı sıkıntısı yok. Ancak biyoteknoloji Türkiye’de yeni. Bu nedenle Ar-Ge ve üretim aşamasında yurtdışından deneyimli eleman temini ihtiyacı doğuyor. Bu konuda genellikle Hindistan, Çin, Kore, Malezya gibi ülkelerin insan kaynaklarından yararlanılabiliyor. Üniversitelerimizin ve diğer eğitim kurumlarımızın biyoteknoloji ile ilgili eğitim programlarını artırmaları ilaç sanayiinin eleman ihtiyacını karşılamasına yardımcı olacaktır.
Serumda üretim tam kapasite ile sürüyor, yeni yatırımlar gelecek
►Eczacıbaşı’ndan serum işini aldınız. O alanda çalışmalarınız nasıl gidiyor, ne tip yeni yatırım ve ürünler planlıyorsunuz, paylaşır mısınız?
Intravenöz serumların tedavideki yeri ve önemi tartışmasızdır. Serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir, ilaca erişimi kolaylaştırdığı gibi, ilacın kamu maliyesine yükünü de azaltır. Serum üretimi tam kapasite ile sürüyor. Diğer yandan, beslenme ve diğer bazı solüsyonların kullanımı global ölçekte yükseliş trendine girdi. Eczacıbaşı- Baxter global üne sahip serum teknolojisine sahip. Özetle serumda bayrağı Eczacıbaşı- Baxter’dan devralmamız yeni yatırımlara da öncülük edecek.