Kulüpler bataktan kurtulma uğraşında

Dünyanın her yerinde Türk takımları tribünleri doldurabiliyor. Global sermayenin ilgi gösterdiği futbol takımları borç sarmalından kurtulma uğraşında.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Handan Sema CEYLAN

“Futbol kulüplerinin hepsi borç sarmalında. Devlet bir zamanlar bankalar ile anlaşarak ‘İstanbul Yaklaşımı’ yapmış ve iş dünyasını korumuştu. Bunun gibi tüm kulüplerin mevcut kredi borçlarını dondurup kulüplerin üzerindeki faiz sarmalından onları kurtarmalı. Bataktan kulüplerimizi ‘futbol yaklaşımı’ çıkarır.”

Bu sözler Galatasaray Spor Kulübü’nde başkanlık yarışına giren ve bir dönem Elazığspor’a isim sponsoru olan Sanica Ortaklarından Ali Fatinoğlu’na ait. Transfer döneminin başladığına, yine kulüpleri zor zamanların beklediğine işaret ediyor Fatinoğlu ve “Elazığspor’a Sanica olarak bir dönem sponsor olduk. Yılmaz Vural’ı kulübe getirdik. O yıl futbolu içinden tanıdım. Galatasaray’ın başkanlığına talip oldum. Olmadı ama kesinlikle bundan sonra da Galatasaray’ın geleceği için mücadele edeceğim” diyor. Fatinoğlu, Türk futbol kulüplerinin içinde bulundukları borç sarmalından nasıl çıkacağını da ayrıntıları ile anlatıyor.

Fatinoğlu, “Kulüp yönetimleri popülist yapıların ellerinde. Geçmişten gelen alışkanlıklarla yönetiliyorlar. Oysa bugün futbol bir endüstri. Dolayısıyla futbolun sanayi gibi yönetilmesi lazım” şeklinde konuşuyor. Futbol kulüplerinin denk bütçe yapamadığının ve sürekli zarar ettiğinin altını çiziyor Fatinoğlu ve şunları söylüyor: “Bu zarar geri dönülemeyecek kredi borcuna sebep oluyor. Bu borçlar için de maalesef valiler eliyle kamu bankaları aracılığıyla krediler verilmesi öneriliyor. Teminatları var mı yok mu bakılmadan krediler verilmiş durumda. Şu anda bu krediler geri dönüşü olmayan bir boyutta. Her sene de bu parayı ödeyemediği gibi faizi de ödeyemeyen kulüpler bir sene sonra hem anapara hem faiziyle daha büyüyen bir kredi borcunu ötelemiş oluyorlar. Bu kartopu büyüyerek Türk futbolunun bir sorunu haline geldi. Kredilerin faiz boyutları neredeyse gelirlerinin yarısına gelmiş durumda. Bu da transferi ve kulüplerin gelişmelerini tıkıyor.”

"Başkanlar, kulübün geleceğini ipotek altına alan kral olmuş"

Bu sarmalın içine düşülmesinde en önemli nedenlerden birinin kamuoyu baskısıyla transfer yaparken yöneticilerin kontrolsüz bütçe harcamaları olduğunu kaydediyor Fatinoğlu, “Transferler dolayısıyla gider kalemi haziranda başlıyor. Ama gelir kalemi bir yıl sonra. Yani ne kadar bilet satacak, ne kadar loca satacak ne kadar sponsor olacak ne kadar reklam veren bulacak belli değil. Sonuçta giderler ve gelirler denk gelmiyor. Bu iyi niyetli bir yorum” diyor. Madalyonun bir de diğer yüzü olduğunu anlatıyor Fatinoğlu ve şunları söylüyor: “GS’nin iki yıl önce istifa eden genel sekreteri, ‘Kulüpler borçlanıp fakirleştikçe, bunları yöneten yöneticiler için zenginleşiyor’ demişti. Bu söz yazıldı çizildi. Yani şaibeli transferler Türkiye’nin bir gerçeği. Kulüplerde denetimi üyeler yapıyor. Ama bu üyeleri de başkan yazdığı için o üye başkanı denetleyemiyor, ibra ediyor. İbra problemi yaşamayan yönetimler istedikleri gibi transferler ücretlerini şişiriyor. 1 milyon dolara gelecek sporcu 3 milyon dolarlara geliyor. Defterleri inceleyip aradaki farkı kim ödemiş bakıyorsunuz; kulübün başkanı çıkıyor! Özellikle Anadolu kulüplerinde durum bu. Borçlar yöneticilerin kendi verdiği paralar mı yoksa masrafları şişirip kulübü borçlandırması mı… Başkan, seçimdöneminde ‘benim paramı verin’ diyerek kulüpte kalıcı olmayı sağlıyor. Başkanlar kulüplerin geleceğini ipotek altına alan kral olmuş. Bu yapıyı da değiştiremiyoruz.”

Fatinoğlu, “Şimdiki yönetimler hem ‘mali kısmı ben çok iyi bilirim’ diyor hem de sportif kısımdan çok iyi anladığını iddia ediyor. Bu ikisi de ayrı profesyonel yapılar” diyor.

"İsim sponsorlarının hakkı yasa ile korunmalı"

Sponsorluklarla ilgili Türkiye’de bir spor yasası çıkmış değil, hakları korunmuyor. İsim sponsoru olan firmanın, kulübün başında adı var. Fakat isim sponsorunun ismi maçı anlatırken de yok, puan tablosunda da yok. Sponsor adı geçmeyecekse neden büyük bedeller ödeyerek sponsorluk yapsın. Yasa çıkararak, isim kullanımı güvence altına alınmalı. TV’lerde takımın açıklamaları yapılırken sponsorların ismi buzlanmamalı. Kulübün gelirini oluşturduğu yerlere saygı gösterilmiyor.

Yabancılara satış için psikolojik hazırlık!

Türkiye ligi dünyanın en çok seyredilen 6’ncı ligi. İlk 5; İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa. Türkiye, bu endüstrinin içine girmeye namzet. Onun için Türk takımları global sermayenin ilgi alanında. Dünyanın her yerinde Türkler tribünleri doldurabiliyor. Doğru bir yatırımla Türk kulüpleri gelir patlaması yaşar. Yabancı yatırımcı da bunu görüyor. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ilgi çekiyor. Ama taraftar yabancıların kulüpleri almasına hazır değil.Sanki kulüplerin satılabilmesi için borç sarmalından çıkamaması sağlanarak, psikolojik hazırlık yapılıyor. Maalesef kulüplerin satılması için uğraşan insanlar türedi. Yüzde 10’luk devasa bir komisyona göz dikmiş durumdalar.

Bu konularda ilginizi çekebilir