Mahkeme tahliye talebini yine reddetti

Aziz Yıldırım'ın tahliye talebi kabul edilmedi. Tamer Yelkovan ise tahliye edildi. Şike davasının 15'inci duruşmasında sanıklar savunmalarına devam ediyorlar. Ali Kıratlı, "Tahliye isteye isteye yüzsüz olduk ama ailem için yine tahliyemi istiyorum" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Futbolda Şike Davası'nda Fenerbahçe Spor Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan tahliye edildi. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu'nun da aralarında bulunduğu 9 sanığın tahliye talepleri reddedildi. Mahkeme Başkanı Ekinci, gelecek duruşmaların 29,30,31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde görüleceğini açıkladı.

Mahkeme, Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener, Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Şekip Mosturoğlu, Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Göksel Gümüşdağ'ın da aralarında bulunduğu bütün tuksuz sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi.

Savunmaların yaptılar

"Futbolda şike" davasının tutuklu sanığı Ali Kıratlı, "Fenerbahçe büyüktür, şike yapmaz. Sizin de sayenizde eski saygınlığımıza kavuşacağımıza inanıyorum" dedi.

 
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada söz alan tutuklu sanık Ali Kıratlı, sözlerine Fenerbahçe'nin kuruluş yıl dönümünü kutlayarak başladı.
 
Kıratlı, hakkındaki suçlamaların yanlışlıkla üzerlerine "yapıştırıldığını" düşündüğünü dile getirerek, "Ben Eskişehirspor-Trabzonspor maçında görüntülendim ama bu görüntüler iddianameye Eskişehir-Fenerbahçe maçı diye geçti. Ayrıca iddianamede İlhan bey ile yaptığımız görüşme, sadece futbolcu transferiyle ilgilidir. Hatta yaptığım tek görüşme, iki maç için yorumlanmış" ifadesini kullandı.
 
Olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını savunan Kıratlı, "Fenerbahçe büyüktür, şike yapmaz. Sizin de sayenizde eski saygınlığımıza kavuşacağımıza inanıyorum. Başımıza gelenler bir yol kazasıdır. Tahliye isteye isteye yüzsüz olduk ama ailem için yine tahliyemi istiyorum" diye konuştu.
 
Tutuklu sanık Ahmet Çelebi
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ahmet Çelebi de Fenerbahçe'den kombine kart almaya gittiği için 10 aydır cezaevinde olduğunu söyledi.
Kombine kart almaya gittiği gün, kulüpte, davanın tutuklu sanıklarından İlhan Ekşioğlu'nun olmadığını öne süren Çelebi, "Sivas'ta da İlhan Bey'i, misafiri alkol almak istediği için ticaret odasına götürdüm" dedi.
Hakkındaki suçlamalara cevap veren Çelebi, şunları kaydetti:
"İbrahim Akın'ı tanımam. Akın'ın, Yusuf Turanlı'nın futbolcusu olduğunu dahi bilmiyordum. Mehmet Yıldız'a şikeye dair bir teklifim olmadı. Zaten kendisi de böyle bir teklifi kabul edecek kişilikte değildir. Odyakmaz'ın Bülent İşcen ile telefon görüşmesi, Fenerbahçe-Sivasspor maçının bilet fiyatlarına ilişkindi. Ancak bu bile şike olarak yorumlandı. Benim sanık İşcen ile yaptığım görüşmede, 'operasyon' dememin nedeni ise kendisiyle ortak bir gemi almak için yaptığımız ticari girişimlerden ibarettir."
Çelebi, kanser hastası olduğunu ifade ederek, tedavi olmak için tahliyesini talep etti.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Sami Dinç ve Haldun Şenman da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyelerini talep etti.
 
Beni 'Ergenekon'a bağlamaya çalışıyorlar
 
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, savunma yapan Aziz Yıldırım, ceza mahkemesinde yargılandıklarını, futbolda bazı şeylerin etik olup olmadığını tartışmadıklarını belirterek, "Amaç şikeyi önlemekse, önce şikenin ne olduğunu belirtmek gerekir" diye konuştu.
 
Yıldırım, "Galatasaray ve Beşiktaş başkanları birlikte yemek yiyor. Birimiz 'lig', birimiz 'kupa' alsın diyorlar. Şimdi bu etik mi, değil mi? 2010'da biz Bursa ile çekişirken Sadri Şener, 'Biz Fenerbahçe'ye karşı kaybedeceğiz' dedi. Berabere kaldık, ikinci olduk. Şimdi bu etik mi, yoksa suç mu? İddianamede aramızda geçen konuşmaların çoğu bellidir. Hatta futbol ile ilgiliyseniz bu konuşmaları siz de yaparsınız. Bunu inkar etmenin anlamı yok" şeklinde konuşması üzerine, mahkeme başkanı Mehmet Ekinci, "Arkada basın mensupları var, yanlış anlaşılacak. 'Başkan şike yapıyor' diyecekler" dedi.
 
Bunun üzerine Aziz Yıldırım da yargılandıkları için basının zaten "tef çaldığını" söyleyerek, "Ancak herkes görecek, hiçbir şey çıkmayacak. Ayrıca bir şey daha eklemek istiyorum. Alex ile beraber 18 Nisan'da başbakanın yanına gittik. Orada yaptığımız konuşmaları eğer telefonda yapmış olsaydık, şike mi olacaktı? Oradaki konuşmalar sizin önünüze gelseydi, başbakan burada olacaktı. Onu nasıl çözerdik, onu bilmiyorum" diye konuştu.
 
Esas konunun bunların etik olup olmadığının tartışılmasının olduğunu belirten Yıldırım, "Ceza ikinci durumda. 11 aydır yatmamızı gerektirir mi bu durumlar? Dile kolay..." ifadelerini kullandı.
 
Biz kanunsuz daha rahattık
Aziz Yıldırım, "6222 sayılı kanun, sadece Yıldırım ve arkadaşları için mi çıktı" diye sorarak, "Ben prensipleri söylüyorum. Ne gerekiyorsa yerine getirilmesi gerekir. Sahaya adamlar iniyor. Savcılar devreye girmesi gerekir. Biz kanunsuz daha rahattık. İnsanlar korkuyorlardı, şimdi ise korkmuyorlar" diye konuştu.
Bir önceki celsede tanık Cihan Oskay'ın dinlenilmesine tepki gösterdiklerini, ancak ifadesinin kendi lehlerine olduğunu söyleyen Yıldırım, "Konuşmasında, 'öldürdüğü bayan ile ilgili olarak, bunların üzerlerinde çıkan silahlar kullanıldı' diyor. Bu silahın üzerinde inceleme yapıldı. Ben şike ile ilgili yargılanıyorsam, şike ile ilgili sorular sorulması gerekir" dedi.
 
Yıldırım, şike yapmadıklarını savunarak, şöyle devam etti:
"Konu şike yaptık veya yapmadık değil, çünkü biz şike yapmadık. Bunu artık Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) de açıklamaya başladı. Biz günah keçisi yapıldık. Bu bir şike davası değildir, çünkü sadece Aziz Yıldırım ve arkadaşları yargılanıyor. Beni Ergenekon'a bağlamaya çalışıyorlar, sözde finansörlüğünü yapıyormuşum. Bunu söyleyen koskoca bir milletvekili. Ben de diyorum ki bu şike davası değil, beni oralara bağlamaya çalışıyorlar. Adalete güvenelim ama insanlar da bize saygı göstermeleri gerektiğini bilsin. 14 yıldır spora hizmet ediyorum. Bir milletvekili çıkıyor, bilgi ve belge yok ya da organize veriyor... Bunu ortaya koyması gerekiyor. Kime para vermişim, benim hangi noktada durduğumu bilmiyorlar mı?"
 
Türkiye'nin en büyük davasının "bahis şikesi" olduğunu öne süren Yıldırım, "Bu da Bochum olaydır, çünkü bu arada oyuncu satın alınmıştır, antrenör vardır ama buna rağmen dosyayı bulamıyorlar. Sonucu öğrenmek istedim, davanın akıbetini bulamadım" diye konuştu.
 
Ben hep hapis mi yatacağım?
Aziz Yıldırım, "MASAK'ın kulüplerden istediği raporlardan Fenerbahçe için gelen rapor kadar biri temiz gelsin, başkanlığı bırakacağım ve hiçbir zaman da Fenerbahçe'nin başkanlığını yapmayacağım" diyerek, futbolcu Mehmet Yıldız'ın buraya gelmesini ve her şeyi anlatmasını istediğini söyledi.
 
Mahkeme başkanı Mehmet Ekinci'nin, "Önümüzdeki duruşmalarda çağırırız" demesi üzerine Yıldırım, "Sayın başkan, getireceksiniz de ben hep hapis mi yatacağım? Burada hep biz yargılanıyoruz. Olgun da giderse çete de yok. Zaten silahı yok. Öyle üzgünüm ki böyle bir çeteye işlerimizi vermişiz" iddiasında bulundu.
 
Yıldırım, iddianamenin UEFA'ya gittiğini, ancak UEFA'nın iddianameden bir şey anlamadığı için geri gönderdiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neredeyse 11 aydır tutukluyum. 3 Temmuz'dan itibaren çeşitli suçlamalarla karşı karşıyayız. Bizi itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Biz ilk önce silahlı örgütten suçlandık. 
Şu anda bir kişi tutuklu, sonra 'ekonomik çıkarlı suç örgüt' dendi, ancak mahkemeye gelen hesapların temiz olduğu ortaya çıktı. Şimdi de şikeden tutulduğumu öğrendim, şike olmadığı ortaya çıktı. Tahliye olunca da herhalde 'seni korumak için tutukladık' diyecekler. Şahsım için bugüne kadar kimseden bir şey istemedim. Yine istemeyeceğim ama konu Fenerbahçe olunca kapı kapı dolaşırım, çok da dolaştık. İsteklerim Fenerbahçe için olacaktır. Türk futbolu kaosun içine sürüklenmiştir. Tüm sorunların kaynağını Aziz Yıldırım olarak düşünenler, bu sorunların farkında değiller. Basiretsiz yönetimler, taraftarların üzerinden siyaset yapmaktadırlar. Korku, nefret ve kin tüm statlara hakim kılınmıştır. Eline taş alan Fenerbahçe'nin üzerine yürümüştür. Tüm korkum ve endişem, Türk futbolunun yara almasıdır. Tüm kulüp başkanları acilen bir çatı altında toplanmalı ve yangını kontrol altını almalıdır. Şimdi sizden bu yangını kontrol altına almak için bana müsaade etmenizi istiyorum. Benim burada geçireceğim 2-3 ay bana bir şey kaybettirmez ama Türk futbolu ve Fenerbahçe'ye çok şey kaybettirir."
 
Yıldırım, başkan adaylığını da açıkladığını, artık kaçma şüphesinin de bulunmadığını ifade ederek, "Bana inanmak zorunda değilsiniz. Tüm yönetici ve arkadaşlarımızın ailelerine kavuşmalarını sizden sağlamanızı istiyorum. Üçer beşer tahliye ediyorsunuz, hep beraber tahliye edin. Onlar Fenerbahçe gibi temizdirler. Fenerbahçe için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa, bu bedeli tek başına ödemeye razıyım. Her zaman söylediğim gibi darağacında da olsa son sözümüz 'Fenerbahçe' olacaktır" şeklindeki sözleri duruşma salonunda bulunan izleyiciler tarafında alkışlandı.
 
Aziz Yıldırım'ın savunmasını bitirmesinin ardından konuşan mahkeme başkanı Mehmet Ekinci, "Ön yargımız yok. Tahmin de olsa kimse bunu söyleyemez, burada yargılananlar ilk önce bizim için insan, daha sonra sanıktır" dedi.
Duruşmaya ara verildi.
Bu konularda ilginizi çekebilir