Çevresel faktörler, Mersin Körfezi’ndeki deniz kirliliğini artırdı
Mersin Körfezi’nde deniz kirliliği artmaya devam ediyor. Konuya ilişkin açıklamada bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, “Bu kirlilik; nehirler, atıksu tesisleri, seller, tarımsal faaliyetler ve geri dönüşüm tesislerinden kaynaklanıyor” dedi.
Müjde DEMİR
Mersin Körfezi kirleniyor. Yaşanan deniz kirliliğinin son yıllarda giderek artış gösterdiğine dikkat çeken ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü ve ODTÜ İklim Merkezi Müdürü Profesör DoktorBarışSalihoğlu, söz konusu kirliliğin nehirler, atıksu tesisleri, seller, tarımsal faaliyetler ve geri dönüşüm tesislerinden kaynaklandığını söyledi. Mersin’deki deniz kirliğinin ana sebebinin kıyısal kirliliklerden meydana geldiğini belirten BarışSalihoğlu, “Denizdeki taşıtlar sebebiyle yüzde 10 kirlilik oluşurken, yüzde 90’ı kendi kıyılarımızdan olan girdilerdir.
Özellikle nehirlerden yani yayılı kaynaklardan olan tarımsal veya şehirlerden olan deşarjlar. Tamamı arıtmadan geçmeden denize geçmektedir. Bir an önce bunların azaltılması ve ileri arıtmadan geçip denize girmesi gerekiyor. Son dönemlerde özellikle İskenderun ve Mersin körfezlerinde giderek artan deniz kirliliği görülmektedir. Mersin Körfezi en kirli yerlerden biridir. Bunu bir an önce durdurmamız gerekiyor.
Bu durum kesinlikle doğal çevrenin oluşturduğu bir kirlilik değil tamamen insanların denize bıraktığı kirliliktir. Şehirlerde kullanılan suyun, kanalizasyonun arıtılmadan denize bırakılması, evsel atıklar karadaki çöplerin nehirler ve seller vasıtasıyla denize taşınması bunlar ana sebeplerdir. Bu kirliliğin önüne geçilmesi için bir önce çalışmalara başlanması gerekiyor. Çünkü Akdeniz dediğimiz deniz, normalde pırıl pırıldır. Örneğin Karadeniz’deki doğal kirlilik burada yoktur. Ama şu anda bile Mersin Körfezi’nde görünürlük 1,5 metreye düşmüş durumdadır ” dedi.
Yetkililerce kontrol altına alınabilir
Deniz kirliliğinin azaltılması için birçok kurumun birlikte çalışması gerektiğine dikkat çeken Barış Salihoğlu, büyükşehirlerin kanalizasyon sistemlerini ileri arıtmaya geçirmesi gerektiğini söyledi. Salihoğlu, “Gerekirse burada hükümet de yardım etmelidir. Diğer taraftan, Tarım Bakanlığı iyi tarım uygulamalarını yürürlüğe koyup kontrol etmelidir. Bununla birlikte, endüstriyel amaçlarla kullanılan suyun nehirlere veya derelere bırakılmaması gerekir.
Çünkü örneğin Seyhan Nehri’nden Akdeniz'e büyük miktarda kirlilik akıyor.” diye konuştu. Deniz kirliliği ile beraber biyoçeşitlilik kaybı ve oksijende azalma yaşandığına da değinen Salihoğlu, geçtiğimiz aylarda Mersin kıyılarında yoğun bir şekilde görülen deniz anaları hakkında şöyle konuştu: “İklim değişimi, kirlilik, denizlerdeki biyoçeşitlilik kaybı sebebiyle deniz anaları çoğalmaktadır. Aşırı kontrolsüz avlanma yapıldığı zaman denizlerde balık yerine deniz anaları veya başka türlerin çoğalması kaçınılmazdır. Bu sebeple Kıyıların en az yüzde 30’unu koruma alanına çevirmemiz gerekiyor.”
Tek kullanımlık plastikler yasaklanmalı
Barış Salihoğlu, iklim değişimi nedeniyle değişen yağış rejimleri ve yağış anomalilerinin ani taşkınların olmasına ve böylelikle de önemli miktarda karasal çöpün denize taşınarak kirliliği artırdığına vurgu yaptı. Denizel ortamdaki plastik çöplerin önemli kısmının tek kullanımlık plastiklerden oluştuğunu kaydeden Salihoğlu, “Yapmış olduğumuz kirlilik ölçümleri projesinde MersinSahili’nde 9 pilot bölge seçildi Deniz kirliliğinin en önemli noktalarından birisi de plastik kaynaklıdır" diye konuştu.