Dünya Bankası: Fakirliğin çözümü kömür değil temiz enerjiler

Dünyanın en fakir toplumlarının, ihtiyaçlarını karşılamak ve fakirlikten kurtulmak için düşük karbon devrimine ihtiyaçları var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Fakir toplumların içinde bulundukları durumdan kurtulmalarının tek yolu güvenilir enerji kaynaklarına ulaşmaları. Bugün dünya genelinde bir milyarın üzerinde insanın enerji ulaşımı yok. Bu nedenle, çok sayıda insan iş kuramıyor; çocuklar elektrik olmadığı için ders çalışamıyorlar, hatta çok sayıda insan yemeğini pişirmekte bile zorlanıyor. 

Dünya Bankası, fakirliği bitirmek için küresel ısınma ile mücadele etmek gerektiğini söylüyor. Bugün küresel ısınmanın yol açtığı değişimlere uyum sağlamakta en fazla zorlanan toplumlar, bu değişimden en fazla etkilenen toplumlar aslında; çünkü bu ülkeler kalkınmada geri kalmış durumdalar.

Kömürün etkisi 
Peki, bir yandan bu ülkelerde enerji üretimini artırıp, diğer yandan kömür gibi en fazla sera gazı salımına yol açan kaynakların çevreye kirletmesini nasıl engelleyeceğiz? 

Bunun aslında tek bir cevabı yok. Öte yandan gelişmiş ülkeler seneler boyu bu kadar karbon emisyonuna yol açtıktan sonra, gelişmekte olan ülkelerin enerjiden vazgeçmesini beklemek de mantıklı değil. 

Fosil yakıt teşvikleri sonlandırılmalı 
Bu süreçte çok sayıda yeni teknoloji ve yeni düşünme yöntemleri gündeme geliyor. Bu yöntemler, siyasi ve finansal destekle bir araya gelebilseler, olumlu sonuçlara yol açabilirler. 

Dünya Bankası öncelikli olarak kömürün fakirliğe çözüm olacağı kavramını reddediyor. 

Banka beş temel alana odaklanıyor. Bunlar; 

► Düşük karbon salımına yol açan şehirler inşa etmek. 
► İklim şartlarına uyumlu tarım uygulamalarına geçmek. 
► Enerji verimliliği ve hidro enerji dahil, yenilenebilir enerji yatırımlarına hız vermek. 
► Fosil yakıtlara yönelik teşvikleri durdurma çalışmalarına odaklanmak. 
► Karbonu yeniden fiyatlandırmak. 

Güney Asya yenilenebilir enerji yatırımlarında ön sırada 
Bu yaklaşımı benimsemek için, ekonomik büyümeyi karbon emisyonlarından ayrı tutmak gerekiyor. Bunu yapan ülkeler var. Bugün dünya genelinde fosil yakıtlardan vazgeçip, hidro enerji, jeotermal, solar ve rüzgar enerjilerine çok büyük yatırımlar gerçekleştiren ülkeleri görebiliyoruz. 

2010-2012 yılları arasında, dünya genelinde yenilenebilir enerji kullanımı yüzde 4 oranında artış kaydetti. Bu değişim en önemli oyuncusu yeni yatırımların yüzde 42’sini gerçekleştiren Güney Asya Bangladeş gibi ülkelerde, küçük çaplı solar enerjiler fakir insanların hayatını değiştiriyor. Fakir aileler evlerini ucuz solar sistemler ile aydınlatmaya başladılar. Hükümetin sürdürülebilir kalkınma stratejisi kapsamında Bangladeş köylerinde 3.3 milyon evin çatısına solar sistemler yerleştirildi. Bu da 70 bin doğrudan istihdam yaratılmasına yol açtı.

Yatırımcılar da düşük karbon diyor
Yatırım açısından bakıldığında da, düşük karbonlu ya da sıfır karbon enerji üretimine yönelik ilginin arttığı izleniyor. Bu da çevreyi kirletmenin yakında çok daha pahalı olacağı anlamına geliyor. Dünya genelinde 40 ülke ve 20’nin üzerinde şehir, sera gazı emisyonlarını aşağı çekmek amacıyla, karbon fiyatlandırması yapıyor veya yapmayı planlıyor. Bu girişimler toplamda 50 milyar dolara ulaşıyor. İş dünyası da karbon fiyatlandırma ve temiz enerji kaynaklarına yatırım yapmak konusunda harekete geçmiş durumda. Yeşil hisse senetleri hızlı bir şekilde yükseliyor. Dünya Bankası tarafından 18 farklı kurda sunulan 100 yeşil hisse senedinin değeri 8.4 milyar dolara ulaşıyor. Dünya Bankası yan kuruluşu IFC’nin çıkardığı yeşil hisse senetlerinin değeri ise 3.9 milyar dolar toplamında. 

Aralık ayında Paris’te düzenlenecek olan İklim Zirvesi ile birlikte tüm bu değişimlerin daha da güçleneceği ifade ediliyor. Geleceğin başarılı ekonomileri, karbonsuz ekonomiler olacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir