Hedef 2025’te sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak
Coca-Cola, Cadbury ve Nestlé gibi büyük markaların yer aldığı hareket kapsamında, gıda sektörüne yönelik yeni sürdürülebilirlik hedefleri belirlendi.
Didem ERYAR ÜNLÜ
İngiltere merkezli Gıda ve İçecek Federasyonu (FDF) sektöre yönelik yeni sürdürülebilirlik hedefleri belirledi. Ekim ayı sonunda yayınlanan “Ambition 2025” isimli belge, küresel ısınma, gıda atığı, paketleme, su, ulaşım, tedarik zincirleri, doğal sermaye gibi konularda yeni hedefl er ortaya koyarken, aynı zamanda federasyon üyesi şirketlerden en iyi uygulamalara da yer veriyor. FDF üyeleri İngiliz gıda endüstrisinin yüzde 16’sını temsil ediyor. Coca-Cola, Cadbury, McVitie’s, McCain Foods, Apetito, PepsiCo UK & Ireland, Ivan Wood & Sons, Warburtons, Mondelez International ve Nestlé üyeler arasında yer alıyor.
FDF’nin 2007 yılından bu yana gıda sürdürülebilirliği adına yaptığı önemli çalışmalar bulunuyor. FDF üyeleri bu çalışmalar sonucunda, karbon dioksit emisyonlarında yüzde 44; su kullanımlarında yüzde 30.1; ulaşım emisyonlarında yüzde 6.8; paketlemenin yol açtığı CO2 emisyonlarında yüzde 3.9; tedarik zinciri atıklarında ise yüzde 3.2 oranında azalma sağladılar.
FDF Sürdürülebilirlik ve Bilim Başkanı Helen Munday, hedeflerini daha da yükselttiklerini ifade ediyor. Peki nedir bu yeni hedefl er tek tek bakalım:
► İklim değişikliği: 2025 yılına kadar karbon emisyonlarında, 1990 yılına kıyasla yüzde 55 net azalma sağlanacak.
► Gıda atığı: 2016 itibariyle FDF üyeleri kendi içlerinde ‘sıfır atık’ hedefine ulaşacak. Bunun yanı sıra tedarik zincirlerinde de atık miktarını minimuma indirmeyi hedefleyecekler.
► Paketleme: Gıda ve içecek paketlerinin çevreye verdiği zararı minimuma indirmek; paketleme teknolojilerinde ürünün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak inovasyon ve tasarımı desteklenecek.
► Su: Tedarik zinciri genelinde su kullanımında sürekli iyileştirme sağlanacak; sürdürülebilir su yönetiminin uygulanması için harekete geçilecek; su tüketimi 2020 yılına kadar, 2007 seviyesinin yüzde 20 altına çekilecek.
► Ulaşım: Üye şirketlerin ulaşım operasyonlarının çevresel etkileri minimuma indirilecek.
► Tedarik zincirleri: Tedarik zincilerinde yer alanların sürdürülebilirlik standartlarına uyamu sağlanacak ve bu yöndeki inisyatifl er desteklenecek.
► Doğal sermaye: Üyeler arasında doğal sermayeye yönelik bilinç düzeyinin artırılmasına odaklanacak.
Türkiye’de de Sürdürülebilir Gıda Platformu kuruldu
Türkiye’de de iklim değişikliği, biyo-çeşitlilik, su, kaynak yönetimi, gıda güvenliği, erişim ve alışkanlıklar gibi tehditler ve ihtiyaçların sonucu olarak, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) öncülüğünde, Sürdürülebilir Gıda Platformu (SGP) kuruldu. Gıda Platformu, Birleşmiş Milletler; sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve Türkiye’nin 10. beş yıllık kalkınma planını da sahiplenerek ‘’Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Gıda” ilkesi doğrultusunda, iş dünyasına yönelik aksiyon planları oluşturmayı amaçlıyor. İzlenecek yöntemlerin belirlenmesi, sektörün bu hedefleri temel alması ve yol haritasının oluşturulması için özel sektör, kamu, sivil toplum örgütleri, üniversiteler birlikte çalışacaklar. TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş’ın dediği gibi; “İklim değişikliği, şu an kamu sağlığını, gıda ve su güvenliğini etkilemektedir. Hepimiz sorunun bir parçasıyız ve hepimiz çözümün bir parçası olmalıyız. Günümüzde şirketler, 21’inci yüzyılın daha önce bahsettiğimiz gerçekliğini dikkate alarak rollerini gözden geçirmeli, ticari tasarımlarını yeni baştan kurgulamalıdırlar. Sağladıkları kar, şirketin sürdürülebilirliği yanında geniş bir sosyal misyonu da finanse etmelidir. Gıda Platformu’nun amacı özetle; günümüz ve gelecek nesiller için sağlıklı, güvenilir ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri değişim ve dönüşümünü gerçekleştirmek için çalışmaktır şeklinde özetlenebilir.