Minimal yaşa; ihtiyaçlara odaklan özgürlüğü yakala hayatın hakkını verve dünya kaynaklarını koru

Sadeleşerek Özgürleş kitabının yazarı Hale Acun Aydın minimal yaşamanın bir çeşit özgürlük olduğunu anlatarak, “Minimalizm bize dünyanın yalnızca biz insanlara ait olmadığını hatırlatıyor. Eşyaları elemek ve az eşyayla yaşamak konfor açısından büyük rahatlık ancak minimalizm sadece bir eşya eleme yönteminden ibaret değil” diyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ

Hale Acun Aydın, minimalizmi anlattığı, Sadeleşerek Özgürleş kitabında: Bana göre insanın kendine yeten az ve öz eşyayla yaşaması demek. Kendine yeten derken hepimizin biricik olduğu ve ihtiyaçlarımızın farklılık gösterdiği unutulmamalı. Az ve öz derken de demek istediğim ihtiyaç kadarına sahip olmak, daha fazlasına sahip olabileceğimiz halde gönüllü olarak sadeliği seçmek, yapay gereksinimleri bir kenara bırakıp gerçek ihtiyaçlarımızı görerek yaşarken bir yandan da hayatın hakkını verebilmek olduğunu düşünüyorum diyor.

Türkiye tüketim limitini aştı, gelecek yıldan borç alıyor

Hayatın her alanında birbirinden farklı seçimler yaparken kendi iç sesimizi duyabilmek gerekiyor. Kullandığımız eşyadan takip ettiğimiz çevrimiçi mecralara, kendimizi kaptırdığımız beklentilerden kullandığımız sözcüklere dek her adımda iç sesimizi duyabilmek ve iç ve dış dünyamızı buna göre kurmak demek olduğunu belirtiyor. Dünya Limit Aşım gününün ne olduğu hakkında, insanlığın toplam yıllık tüketiminin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün demek. Türkiye’nin Limit aşım günü dünyadan 1,5 ay kadar daha önce, 22 Haziran oldu. 2023 yılında, 22 Haziran’dan beri dünya kaynaklarını tükettik ve gelecek yıldan alıyoruz. Dünyada ise bu yıl Limit Aşım günü iki Ağustos oldu diyerek açıklama getiriyor.

İlk minimalizmin adımları 'az çoktur' sözüyle atıldı

Minimalizm’in sloganı sayılan “Az çoktur” sözü 1930’larda Alman mimar Ludwig Mies van der Rohe mimari eserlerinde ayrıntıları en az düzeyde tutmayı kastederek kullanmış, zamanla farklı sanat dallarında da kullanılmaya başlanan bu basit ama anlamlı ifade, minimalist sanat anlayışını yine minimalist yoldan açıklıyor aslında: Çoğaltmak istiyorsan azalt. Ayrıntılara boğma, esası gösterdiğini belirterek daha derinlemesine bakacak olursa çağdaş minimalizmin ilhamı çok daha eskilere uzanıyor: Hayatı basit tutmaya çalışarak sadece temel ihtiyaçlara sadık kalma, doğaya zarar vermeme ve hayatın her alanında dengeyi koruma ilkeleri, Zen Budizmi, Konfüçyüsçülük ve geleneksel Japon tasarım anlayışı gibi Uzakdoğu felsefelerinin temel öğretileri arasında yer aldığını söyleyen Hale Acun Aydın, sözlerine şöyle devam ediyor:

Sade bir yaşam kısaca huzur demek

“Batı’da ise Henry David Thoreau gibi natüralistler ve romantikler minimalizmin 19. yüzyıldaki ilham kaynaklarından sayılırlar Örneğin Thoreau 1800’lerin ortalarında şöyle diyordu: “Sadeleş, sadeleş, sadeleş.” Sade yaşam bize üç temel şey kazandırıyor, mekanda ferahlık, zaman kazanma ve para biriktirme. Hiçbir şeyimiz değişmese de sadece eşyayla olan ilişkimiz değişerek eşyalarımızı minimuma indirdiğimizde kullandığımız alan ferahlıyor, eşyaları edinirken ya da onlara bakım gösterirken, temizlerken harcadığımız zaman azalıyor, kendimize zaman ayırabiliyoruz ve paramızı doğru kullanmaya başladığımız, anlık isteklerle ihtiyaçlarımız arasındaki farkı daha iyi analiz ettiğimiz için paramız birikiyor ve onu bizim için daha anlamlı şeylere harcıyoruz. Son olarak bir faydası daha var ki günümüzde ayrı bir önemi var: Minimalizm bize dünyanın yalnızca biz insanlara ait olmadığını hatırlatıyor. Eşyaları elemek ve az eşyayla yaşamak konfor açısından büyük rahatlık ancak minimalizm sadece bir eşya eleme yönteminden ibaret değil. Öyle olsaydı eğer, her ay gardırobumuza eklediğimiz yeni parça sayısı kadar eski parçayı elemek de sadeleşmek olarak sayılırdı. Oysa minimalizm böyle bir şey değil. Minimalizm, bizi bilinçli birer tüketici haline getirerek kendi fazla eşyayı daha en baştan almamızın da önüne geçmemizi sağlıyor.

Minimalizmin, iklim meseleleri ile de ilgili

Türkiye’de son yıllarda sade yaşamın hızla bilinirlik kazandığını görebiliyoruz. Dahası minimalizmin iklim meseleleriyle ilgisi de daha iyi anlaşılıyor ama bu bir zaman alıyor. Bir yandan tüm dünyada olduğu gibi ciddi bir tüketim de var. Ben okundukça, bilgi kazandıkça daha sade yaşamın öneminin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Ama bunun için bu konuları daha çok konuşmaya, ele almaya ihtiyaç var.

Eşyanın hayat döngüsünü uzatmanın farklı yolları var

Eşya edinmek denince aklımıza hep yeni bir ürün almak geliyor, oysa bir ürünü ikinci el almak, ödünç almak, kendin üretmek gibi farklı yolları var. Yine o eşya ile işimiz bittiğinde de tek yol hemen çöpe atmak ya da kapının önüne koymak değil. Bağışlamak, ikinci el olarak satmak, başka bir eşyaya dönüştürmek gibi o eşyanın hayat döngüsünü uzatabileceğimiz farklı yollar var. Atığımızı azaltmak sadece tek kullanımlık ürünleri tekrar kullanılabilir ürünlerle değiştirerek değil, eşyamıza iyi ve uzun süre bakarak da mümkün.

Kapsül gardırop çalışana zaman kazandırıyor

Kapsül gardırop, 1970’lerde Susie Faux’nun oluşturduğu bir kavram, Bu kavramı oluştururken Faux’nun amacı iyi giyinmek isteyen ama bütçesi yetmeyen kadınlara seçkiler oluşturtmak. Günümüzde ise 30-40 parçalık birbiriyle uyumlu gardıropları kastediyoruz bu terimle. Çalışan kadınların zaman problemine birçok kişi aşinadır diye tahmin ediyorum. Bu durumda önerim bir kapsül gardırop hazırlamak, böylece sabahları ne giysem derdi olmadan hazırlanabilirler. İngiltere’de yapılan bir araştırma ne giysem diye düşünerek 8,5 saat harcadığımızı söylüyor, hangimiz ayda 8,5 ek zamana hayır diyebilir?

Hedefe yönelik davranışlar fark yaratıyor

Sıfır atık bir ideal. Atığımızı sıfırlamak mümkün değil ama bu hedefe yönelik şekilde davranışlarımızı değiştirerek fark yaratabiliriz. Sıfır atık kavramı dünyada tek kullanımlık ürünlerin kontrolsüzce artmasına karşılık çıkan bir akım. Amaç ise çöpü daha oluşmadan engellemek. Hepimizin yapabileceği şeyler var. Burada amacımız özellikle tek kullanımlık pet şişe, streç film gibi ürünlerden başlayarak hayatımızda bu ürünleri tekrar kullanılabilir ürünlerle değiştirmek. Zero Waste Chef olarak tanınan AnneMarie Bonneau’nun da dediği gibi, “Sıfır atığı bir kaç kişinin kusursuz bir şekilde uygulamasına değil, kusurlu da olsa milyonlarca insanın uygulamaya çalışmasına ihtiyacımız var.”

Giyim başı maliyet kıyafetlerin gerçek fiyatını gösteriyor

Bir kıyafetin fiyatını, o kıyafeti kaç kere giydiğinize bölerek bir kez giymenizin maliyetini bulabilirsiniz. Yani x liraya alıp da a ne kadar da ucuza aldım dediğiniz ancak 3 kere giydiğiniz bir tshirt, 10x liraya alıp 100 kere giydiğiniz bir hırkadan aslında daha pahalıya geliyor olabilir. Giyim başı maliyet kıyafetlerin bize gerçek maliyetini gösteriyor bu şekilde.

Neden sadeleşmek istendiğini bilmek önemli

Evde mekan mekan sadeleşme çalışmalarına başlamadan önce neden sadeleşmek istediğimizi iyi düşünmemiz gerekiyor, bir hafta sonunda tüm hayatı sadeleştirmek gibi mucize çözümler beklemeden sakince ilerlemeli. Hızlı verilen kararlar sonrasında pişmanlıklara yol açabiliyor, bunun bir kısa koşu değil bir yaşam biçimi olduğunu unutmamak gerek.