Sayısal teknoloji eğitim sistemlerini “kavram, ilke ve kural odaklı” hale getiriyor

Eğitimci Selçuk Şirin; eğitim reformlarının indirgemeci mantıkla değil, bütünsel bir anlayışla ele alınmasını öneriyor. Eğitimle ilgili düzenlemelerin “veriye dayalı analiz ve karar verme özeni” gerektiğinin altını çiziyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT

Sayısal teknolojinin hız, esneklik, yakınsama ve ağ etkilerinin yarattığı belirsizliklerin korku ve kaygılarını azaltmada bilginin rolü bir önceki yazıda paylaşıldı. Bilgi üretiminde ve iş yapma tarzlarında kuramın etkileri de anılan yazının kapsam alanındaydı. Bu yazıda da eğitim sistemi oluşturulurken kuramsal yaklaşımın olası etkilerini ele alıyoruz.

Sayısal teknolojinin etkileri, eğitim ihtiyacını belirleyen çevreyi değiştiriyor.

İş süreçleri ve işgücü profillerinin değişme ihtiyacını bir dizi etken hızlandırıyor. Ulaşabilirlik ve erişilebilirlik kolaylaşıyor. Akıllı telefonlar, akıllı tabletler, bilgisayarların bellek ve işlem kapasitelerinin artması, akıllı hoparlörler ve ses yönetimi, yapazekâ algoritmaları, otonom araçlar, herşeyin interneti(IoT), mobil cihazlar, giydirilebilir ürünler, veri yükleme ve indirme hızları, 5G aşaması ile bağlantı, iletişim ve işbirlikleri potansiyellerinin artması, büyük veriden değer üretme potansiyelleri, analitik yetkinliğinin artması, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim tekniklerinin üretimi bireyselleştirmesi yaşanmakta olan değişimleri sınır tanımaz bir hızla artırıyor.

Sayısal teknolojinin üretim ve bölüşüm ilişkilerini değiştirmesi, iş süreçleri ve işgücü profillerini farklılaştırmasını dikkate alan ünlü dil bilim uzmanı Chomsky eğitim sistemine ilişkin yeni kuramlar geliştirmeye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Chomsky’e göre insan doğası kuramı, değer kuramı, bilgi kuramı, öğrenme kuramı, aktarma kuramı, toplum kuramı, fırsat kuramı ve uzlaşma kuramı geliştirmeliyiz ki, eğitim sorununa bütünsel bir bakış yapabilelim ve etkin çözümler üretebilelim.

Eğitimin çarpan etkisi

Eğitimci Selçuk Şirin de eğitim reformlarının indirgemeci mantıkla değil, bütünsel bir anlayışla ele alınmasını öneriyor. Şirin, öncelikle “veriye dayalı analiz ve karar verme özeni” gerektiğinin altını çiziyor.

Eğitimin ana unsuru öğretmen ve öğrenci.Bu nedenle Şirin “öğretmen algısının değişmesi” vurgusu üzerinde özenle duruyor. Toplumun en zeki, en dinamik insanlarının öğretmen olması durumunda “eğitimin yüksek çarpan etkisini” değerlendirebilir; refah toplumuna doğru ilerleyebiliriz.

Sayısal teknolojinin belirgin etkileri hız, esneklik, yakınsama ve ağ etkisidir.Bu açıdan, işyerlerinde olduğu gibi eğitim kurumlarında hız ve esnekliğe uyum için “merkezi kontrolden uzaklaşma’ Şirin’in reform metodu önerilerinde yer alıyor.

Eğitim reformlarına kafa yoranlar, sayısal teknoloji ekilerini dikkate alarak, “ezberden uzaklaşan, sorun çözme-odaklı, netleşmiş kavram ve ilkelere dayalı" yeni bir aşamaya geçilmesini öneriyor.

Diğer birçok eğitim uzmanı gibi Prof.Dr. Selçuk Şirin de, “okul öncesi hazırlık altyapısının güçlendirilmesi” ve “ dezavantajlı öğrenci grupları için de pozitif ayrımcılık” gerektiğine işaret ediyor.

Profesör Selçuk Şirin, eğitim sorunlarını çözmek için iki kök neden üzerinde duruyor: Biri, verilere dayalı öngörme ve önlem alma disiplinine uyulması. İkincisi de, dünyamızda değişen koşullara uygun ve yaratmak istediğimiz sonuca bizi götürebilecek yöntemlerin belirlenmesi. Bağımsız bir dizi araştırma, daha yüksek katma değerli üretimler gerçekleştirerek rekabet gücünü sürdürebilmek için iki alana dikkat çekiyor: Birinincisi üretim süreçlerini ileri teknolojilerle donatarak süreçleri hızlandırma. Diğeri de, insan kaynağını eğiterek Ar-Ge’den tasarıma ve inovasyona yenilik katkısını artırma.

Asıl yapacakları işleri gözardı ediyoruz

Peter H.Diamanidis ve Steven Kotler, Bolluk Çağı adlı kitaplarında, “Mevcut sistem olguya dayalı öğrenme etrafında inşa edilmiştir. Oysa internet hemen her olguya anında erişilebilir kılıyor. Demek ki çocuklarımızı çok ender gerek duyacakları becerilerle eğitirken, asıl yapacakları işleri gözardı ediyoruz. Çocukların yaratıcılıklarını ve meraklarını besleyecek şekilde eğitmek, bununla birlikte eleştirel düşüneceye, edebiyata ve matematiğe sağlam bir zemin yaratmak, giderek hızlanan teknolojik değişim çağında onları geleceğe hazırlamanın en iyi yoludur” saptamasını yapıyor. Yazarlar, “Şu andaki eğitim sistemimize özgü, herkese uyan tek boyutlu çerçevelerden farklı olarak - yarının versiyonu kişisel bilgisayarlarla (ya da akıllı telefon gibi kişisel bilişim cihazlarıyla) geldiğinden -yenisi ademi merkezi, kişiselleşmiş ve son derece interaktif olacaktır. Yeni eğitim ihtiyacının yapısı, otokratik yönetimlerin kolayca yönetemeyeceği, sosyo-ekonomik alt üst oluşlara uyum gösteren esnekliği içerecektir. Ademi merkezi yapı ve kişiselleşmenin etkileri yanında interaktif olma da kazanımları artıracaktır” genellemesine ulaşıyor.

Koç Sistem’in katkılarıyla yayınlanan "Bolluk Çağı" kitabı, Aralık 2012’de dilimize aktarılmıştı. Aradan altı yıla yakın bir zaman geçmiştir. Sayısal teknoloji saniyede 100 megabit yükleme ve indirme yapılabilen 4G aşamasından 1000 megabit yükleme ve indirme kapasitesine ulaşan 5G aşamasına atılımlar yapmıştır. Mobil iletişim alanında bant genişliği kapasitelerin artması, kilometre karede bir milyon eşyayı bağlayacak bir potansiyel oluşturmuştur.Bu yeni iletişim düzeyi, yeni bir işbirliği potansiyeli anlamına da geliyor. Artırılmış gerçeklikten yapay zekaya doğru ilerleyen teknolojik olanaklar, eğitim öğretimi geçmişten çok farklı kuramsal çerçeveler geliştirerek değerlendirmek gerektiğinin de açık bir kanıtını oluşturuyor.

Kaku’nun söyledikleri

Michio Kaku dilimize çevrilen popüler kitaplarında çok değişik konular arasında eğitimin geleceğine ilişkin düşündüklerini de paylaşıyor. Nobel Ödüllü bilim insanı, bağlantı, iletişim ve işbirlikleri potansiyellerindeki artışı dikkate alarak, “Öğrenciler sınırsız bilgiye kolay erişecek” diyor.

Eğitim sürecindeki insanların yaşı ne olursa olsun bütün öğrenciler için geleneksel eğitimdeki “ezber ve bellek odaklı algı” geçerliliğini yitiriyor.

Eğtim sisteminin önemli aktörlerinden biri olan öğrencilerin ihtiyaçları farklılaşacağı gibi, diğer önemli aktör olan öğretmen de sistem içinde yeniden konumlanacak. Kaku’nun anlatımıyla, “Öğretmenler var olacak, işlevleleri farklılaşacak :Danışman, yönlendiren ve yol göstericilik rolü” üstlenecek.

Kaku, “Ezber bilgi yerine ‘kavram, ilke ve kural-odaklı’ bilgi öne çıkacak” uyarısını yapıyor. Gerekli vaziyeti almamız gerektiğini söylüyor. Kavram, ilke, kural ve kapsayıcı kurumlara dayanan eğitim sistemleri daha etkin oacağı, yeni ihtiyaçlara göre yapılanamayan eğitim sistemlerin ise başta insan kaynağı olmak üzere toplumların enerjisini boşa harcayacağı çok açık.

Ünlü Japon kökenli fizikçinin eğitimle ilgili diğer bir saptaması, “İnsan doğası 100 bin yıldır aynı... Sosyal varlığız, başkalarına ihtiyacımız var” genellemesi. Eğitim-öğretimin toplumsal yanına da dikkat çekiyor.

Chomsky’nin de altını çizdiği gibi, Kaku da “insan doğası kuramı” geliştirmeden etkin bir eğitim sistemi oluşturulamayacağı görüşünü paylaşıyor.

Bir fizik bilgini olan Kaku, öğrencilerin "sosyalleşmesinin önemli olduğunu” anlatıyor. “Toplum kuramı olmaksızın, toplumsallaşmayı etkinleştirme” konusunda yaratmak istenen sonuçlara ulaşamayız. Kaku, sayısal teknoloji ve diğer teknolojilerin yarattığı büyük farklılıkların “sosyalleşme ihtiyacını” azaltma yerine, artırıcı etkileriyle yüzleşeceğini öngören düşünürlerden sadece biri.

Kaku’nun yeni eğitim sistemi ihtiyaçları arasında dikkat çektiği, çocuklara "ilham veren ve rol modeli olan” aile büyüğü, toplum önderleri ve öğretmenlerin önemi de insan doğasının ihtiyaçlarından değişmez olanları.

Bir sonraki haf ta, geleceğin eğitiminin nasıl olacağına ilişkin farklı görüşler paylaşılacak.

Değerler kuramı eğitim sistemlerinin özüdür

Değerler 5 kategoride inceleniyor:

1- Biyolojik değerler: Kuvvet ve sağlık
2- Ekonomik değerler: Mal-mülk
3- Estetik değerler:Güzellik
4- Ahlâki değerler:Fazilet ve erdem
5- İnanç değerleri:Kutsallıklar

Evrensel değerlerden bazıları

• Alçak gönüllülük
• Sadakat
• Cömertlik
• Sabır
• Dayanışma
• Saygı
• Dürüstlük
• Güven
• Barış
• Yardımlaşma
• Empati
• Merhamet
• Paylaşımcılık
• Katılımcılık
• Kapsayıcılık
• Çalışkanlık
• Vefalı olma
• Vicdan

Bu konularda ilginizi çekebilir