“Türkiye’deki kurumlar bulutu sevdi”

Türkiye’de bulut teknolojilerine yatırım artıyor. Ancak tüm bu yatırımlar yapılırken bulut güvenliğinin ihmal edilmemesi şart.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Türkiye’de bulut teknolojilerine yatırım artıyor. Ancak tüm bu yatırımlar yapılırken bulut güvenliğinin ihmal edilmemesi şart.

2018 yılında teknoloji yöneticilerinin ajandasında bulut bilişim ve güvenlik yine üst sıralarda yerini koruyor. 1997 yılında yazılım odaklı bir teknoloji şirketi olarak kurulan, 2015 yılında 36 ülkede faaliyet gösteren Comparex tarafından satın Dataserv, şimdilerde bulut bilişim ve bulut güvenliği alanında işletmelere çözümler sunuyor. Comparex Turkey CEO’su Irmak Pakdemir ile hem Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunu hem de bulut güvenliğini konuştuk.

-Dijital dönüşümün olmazsa olmaz bileşenleri nelerdir?

Comparex’in globalde 2,2 milyar euroyu aşkın cirosu var. Bulut ve bulut üzerinden elde edilen satış gelirleri, bu cironun yaklaşık 1 milyar eurosunu oluşturuyor. Yani bugün Comparex’in dünya genelinde öncülük ettiği dijital dönüşümün yarısı buluttan ibaret. Bugün dijital dönüşüm başlığı altında kurumsal kaynak planlama (ERP) çözümlerinden müşteri ilişkileri yönetimine (CRM), büyük veriden Nesnelerin İnternetine kadar tüm sistemler bulut üzerinde konum almaya başladı. Bulutun sunduğu maliyet avantajını, erişilebilirliği ve ölçülebilirliği standart on-premise çözümlerle kıyaslamak mümkün değil. Elbette buluttan en yüksek faydayı elde etmek için, bu alanda uzmanlaşmış ve derinlemesine sektörel tecrübesi olan bir çözüm ortağıyla proje geliştirmek gerekiyor. Biz Comparex Turkey olarak dünyanın lider bulut çözümlerini Türkiye’de sunuyor ve üzerine kendi bilgi birikimimizi ve katma değerimizi ekliyoruz. Bulut’un; otomasyon ve güvenlik gibi tüm fonksiyonlarını entegre bir paket hâline getirdiğimizde, dijital dönüşümün teknoloji bacağını adeta ambalajlayıp pazara sunmuş oluyoruz.

-Türkiye’nin dijital dönüşüm haritasında neler var?

Türkiye’nin dijital dönüşüm ve bulut bilişimde çok ciddi potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Başta özel sektör olmak üzere Türkiye’deki şirketler, bulutun sunduğu hızı ve esnekliği çok sevdi. Bilişim yatırımları artık dijital dönüşüme odaklanıyor, daha kapsamlı ve uçtan uca çözümler tercih ediliyor. Kamuda henüz dijital dönüşüm için çok seslilik devam etse de teknolojinin ve bulutun sağladığı avantajların yakın gelecekte tüm kuruluşların ilgisini çekeceğine inanıyoruz.
KOBİ’ler için ise dijital dönüşüm ve IT yatırımları hâlen iyileştirmeye ihtiyaç duyan, üstüne gidilmesi gereken bir konu. Oysa bulut bilişim en çok KOBİ’ler için hayatı kolaylaştıracak çözümler sunuyor. Yatırım bütçelerini asgari seviyede tutarak, aylık sabit ödemeler üzerinden tüm bilişim ihtiyaçlarını karşılamak bulut bilişimle mümkün. Üstelik bu sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler için değil, Türkiye’de iş dünyasının büyük bölümünü oluşturan bu segmentin temas ettiği müşteriler ve iş ortakları ağı için de fayda sağlıyor. Comparex Turkey olarak biz, bağlı bulunduğumuz grubun küresel tecrübelerini kendi proje deneyimimizle birleştirerek, KOBİ’lere de uçtan uca bulut çözümleriyle ulaşmayı hedefl iyoruz. Bu kapsamlı çözümler bulut yönetimi, otomasyon ve güvenliği tek sistemde sunuyor. Böylelikle iş süreçlerini dijitale taşımak hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor.

-Peki, bulutun güvenliği nasıl sağlanıyor? Bu konuda ne gibi çözümler mevcut?

Bulutun güvenliğini sağlamak için çok katmanlı bir güvenlik yaklaşımına ihtiyaç duyuluyor. Comparex Turkey portfoyündeki 200 den fazla bulut ve geleneksel güvenlik ürünleri ile kurumların uçtan uca tüm güvenlik ihtiyaçlarına çözüm üretibiliyor. Burada önemli olan kurumun hassasiyetlerini ve insiyatifl erini doğru anlamak ve buna uygun bir güvenlik yapısı geliştirmek. Kurum içi süreçlerin yanı sıra, kullanıcı hatasına bağlı ortaya çıkabilecek güvenlik açıkları da bu kapsamlı çözümlerle tarihe karışıyor. Microsoft, Automic, Splunk, Mcafee , Automation Anywhere, One Identity gibi kendi alanında lider markaların ürünleriyle gerçekleştirdiğimiz uçtan uça projelerde ; kimlik ve erişim yönetimi, kişisel veri güvenliği, uyumluluk otomasyonu , ağ güvenliği, uç nokta ve mobil cihaz güvenliği gibi çözümleri senelerdir kurumlara başarıyla projelendiriyor ve 360 derece güvenliği tesis ediyoruz.

Makineler bulut üzerinden konuşmaya başlıyor

Dijital dönüşümün geleceğinde neler var?

2017 yılında en çok konuştuğumuz başlıklardan biri de Nesnelerin İnterneti, yani IoT oldu. Makinelerin birbiriyle kapalı devre bir ağ üzerinden değil, doğrudan bulut üzerinden konuşmaya başlaması muazzam fırsatları beraberinde getiriyor. Akıllı aygıtlar ve yeni nesil haberleşme protokolleri sayesinde otomasyonda sıçrama yaşanıyor. Böyle bir ilerlemeden fayda sağlamayacak bir sektör veya işletme düşünmek zor. IoT, yapay zekâ ve blockchain gibi teknolojiler, dijital dönüşümün geleceğinde olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Dijital dönüşümü başlatan bulut bilişim ve bulut dönüşümü ise, varacağı nokta da tüm makinelerin birbirine bağlı olduğu, süreçlerin uçtan uca entegre yürüdüğü ve hatadan tümüyle arınmış sistemlerdir. Bu sistemlerin kendileri ne kadar kompleks olursa olsun, yönetilebilirliğini kolaylaştıracak esnekliği yine bulut teknolojileri sağlayacaktır.

Fikir sermayesi ilk şart

Türkiye’nin dijital dönüşümde öncü olması için ne gerekiyor?

Grup içindeki Global rollerimden dolayı tüm gelişen ve büyük pazarları takip etmek durumundayım . Özetle izlenimim; Fikir sermayesinin (Intellectual Property) varlığı ilk şart. Türkiye’nin dijital dönüşümde gerek bölgesel gerek küresel anlamda söz sahibi olmasının en önemli adımı, fikri mülkiyeti oluşturmak , patentini almak ve ülkemize kazandırmaktır. Türkiye’nin genç ve son derece yetenekli bir nüfusu var. Bu parlak yetenekleri yüksek teknoloji üretimine teşvik etmek ve global değerlere dönüştürmek gerekiyor. Yerli teknolojiyi geliştirmeye başladığımızda yurt dışına beyin göçünü yavaşlatırken, tersine beyin göçü için de kapıları açmış olacağız. Böylece farklı ülkelerde yetişmiş nice insan kaynağını yeniden ülkemize kazandırabileceğiz.

Bu konularda ilginizi çekebilir