Denizlerdeki tehlike: Katil yosun

Deniz ekosisteminde yaşanan ısınma sebebiyle Caulerpa taxifolia yosunu (katil yosun) uyarısı yapıldı. Uyarıyı yapan Prof. Dr. Ergün Taşkın, katil yosunun "kıyılarımızda çok daha rahat bir adaptasyona ve yayılış sürecine girmiş durumda" olduğunu söyledi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Deniz Biyoloğu Prof. Dr. Ergün Taşkın, deniz ekosistemine zarar veren katil yosunun tuzluluk, kirlilik ve iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın devamı halinde Türkiye'nin tüm kıyılarında görülebileceği uyarısında bulundu.

Caulerpa cinsi deniz yosunlarının dünyada 70’ten fazla türü bulunurken bunlardan biri olan Caulerpa taxifolia, deniz ekosistemine verdiği zarar nedeniyle katil yosun olarak adlandırılıyor.

Deniz tabanında yaşayan, 10-15 santimetre boyutundaki yosun türüyle ilgili soruları yanıtlayan Taşkın, katil yosunun Hint Pasifik kökenli, istilacı bir tür olduğunu söyledi.

Yayılmacı özelliği yüksek olan katil yosunun, deniz çayırı ve alglerin üzerini kaplayarak rahat bir şekilde yayılabildiğini kaydeden Taşkın, türün, gemicilik faaliyetleri sonucu Türkiye kıyılarına girdiğini, 0-40 metre arasında gözlemlendiğini aktardı.

Taşkın, "Habitat üzerinde doğrudan olumsuz etkisi var, yerli türlerin boşalttığı yerleri rahatlıkla kaplayabiliyor. Ayrıca hem diğer algler hem de deniz çayırları ve tabii balıkçılık faaliyetleri içerisinde oldukça olumsuz bir etkiye sahip. Alanı kaplaması ve olumsuz etkilemesi nedeniyle katil yosun adını almış." dedi.

Balık yumurtaları risk altında

Katil yosunun Türkiye'de ilk olarak 2007'de İskenderun Körfezi'nde tespit edildiği bilgisini paylaşan Taşkın, şöyle devam etti:

"Daha sonrasında örneğin 2013 yılında Kıbrıs'ta yaptığım bir çalışmada karşıma çıkmıştı. 2013'ten itibaren batıya doğru yayılmaya başladı. İzmir kıyılarında görüldü daha sonrasında 2017-2018'lerde Antalya kıyılarında, 2022-2023 yılında Datça Bozburun taraflarında karşımıza çıktı ve en son 2022 yılında müsilaj olayından sonra Marmara Denizli'nde Paşa Limanı adasında küçük bir Posidonia oceanica çayırının içerisinde karşımıza çıktı. Artık 3 kıyımızda ve 3 denizimizde var yani Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi'nde yayılış gösterdiğini söyleyebiliriz."

Balıkların, korunaklı bir alan sağladığı için, döllenmiş yumurtalarını özellikle deniz çayırlarının ve makroalglerin olduğu yerlere bıraktıklarını anlatan Taşkın, bu alanların katil yosunla kaplanması durumunda çayır ortamının ortadan kalktığını ve açık hedef haline gelen yumurtaların diğer avcılar tarafından tüketilmesi riski bulunduğunu ifade etti.

Katil yosunun insanlara herhangi bir zararı olmadığına değinen Taşkın, "Bir çimi nasıl elleyebiliyorsak rahatlıkla elleyebileceğimiz canlılar bunlar. Biz bunları doğrudan ellerimizle topluyoruz, herhangi bir sıkıntısı yok. Zararı daha çok ekosisteme." diye konuştu.

"Sıcaklık artışı ekosistem açısından ciddi sorun"

İlk olarak 1980'lerde Batı Akdeniz'de görülen katil yosunun yayılmasındaki en önemli nedenlerin, iklim değişikliğine bağlı olarak deniz suyu sıcaklığının, tuzluluğun ve kirliliğin artması olduğu tespitini paylaşan Taşkın, Gemlik Körfezi'nde yaptıkları çalışmada son 5 yıl içinde yüzey suyu sıcaklığında 5 dereceye yakın bir artış saptadıklarını, bu sıcaklık artışının deniz ekosistemi açısından ciddi bir sorun olduğunu dile getirdi.

Taşkın, deniz suyu sıcaklığı, tuzluluk ve kirlilikle ilgili göstergelerin bu şekilde devamı halinde, adaptasyon gücü yüksek olan katil yosunun, Türkiye'nin bütün kıyılarında görülebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Deniz suyu sıcaklığının ve tuzluluk seviyesinin artması, aynı zamanda bu yabancı türün geldiği yerdekine benzer özelliklere sahip olması nedeniyle katil yosunun en çok Akdeniz'de görüldüğünü vurgulayan Taşkın, "İklim değişikliği karasal ekosistemi etkilediği gibi denizel ekosistemi de doğudan etkileyen bir değişim. Deniz suyu sıcaklığının ve denizlerdeki tuzluluğun artması nedeniyle artık Akdeniz ve ülkemiz kıyılarında tropikleşme başladı. Bu nedenle bu yabancı türler ve özellikle katil yosun kıyılarımızda çok daha rahat bir adaptasyona ve yayılış sürecine girmiş durumda." sözlerini sarf etti.

"Ekonomik açıdan değerlendirilebilir"

Yabancı türlerle mücadelenin iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynadığını işaret eden Taşkın, katil yosunun yayılımını önleme konusunda şu tavsiyeleri paylaştı:

"Bizim yapabileceğimiz öncelikle balast kontrolü. Bir diğeri de özellikle Süveyş Kanalı çevresindeki diğer ülkelerle ortak bir mücadele üzerinde çalışmak ve yoğunlaşmak. Bizim halk olarak elimizden gelebilecek şeyi söyleyeyim; özellikle bu Uzak Doğu'dan gelen ve akvaryuma aldığımız balık ve diğer canlı türlerinin suyunu gelişi güzel herhangi bir su ortamına, alıcı bir ortama bırakmamak. Bu deniz, göl ya da nehir olabilir çünkü Batı Akdeniz'deki katil yosunun yayılmasının sebebi aslında oradaki bir akvaryumdan suyun Akdeniz'e karışmasıydı."

Taşkın, alglerin kozmetik ve eczacılık başta olmak üzere pek çok farklı sektörde kullanıldığını ve katil yosunun da ekonomik açıdan değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.