Her düşük notun bir hikayesi var

Yarıyıl tatili devam ediyor. Herkesin hikâyesi farklı. Bir eğitim maratonunun ilk yarısı geride kaldı ve şimdi biraz soluklanma, biraz da yeniden toparlanma zamanı. Bu tatil, sadece çocuklara mı ait? Ya ebeveynler ? gibi soruları Eğitim ve Ebeveyn Danışmanı Murat Karcıoğlu cevaplıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Eğitim ve Ebeveyn Danışmanı Murat Karcıoğlu, yarıyıl tatili ile ilgili olarak “Karneler alındı, peki ya sonra? Tatil sadece dinlenmek mi, yoksa öğrenmeye devam mı demek? LGS ve YKS’ye hazırlanan gençlerimiz için bu süreç nasıl işliyor, onlar da mı dinlenmeli, yoksa derslerine daha mı çok yoğunlaşmalı? Hepsi ve daha fazlası…” diye soruyor.

 Yarıyıl tatilinde çocuğunuz gece bekçisine dönüşmesin

Yarıyıl tatili başladığında, çocuklarımızın odalarından sızan ışıklar geceyi gündüze çevirdiğini belirten Karcıoğlu, bilgisayar oyunlarının çağrısı, televizyon ve dijital platformlardaki dizilerin büyüsü, izlenmeyi bekleyen filmler, çocukların uykularını kaçırdığını belirtiyor. Açıklamalarına şöyle devam ediyor: Klavyenin tıkırtıları ve dizilerin jenerik müzikleri, gecenin bir vakti, evin sessiz koridorlarında yankılanıyor. Onların dijital dünyadaki serüvenleri, ebeveynlerin radarından çoğu zaman kayıp gidiyor. İşte tam da bu yüzden tatilde ekran detoksu, sadece bir ihtiyaç değil.  Ebeveynler, tatili ekran karşısında pasif zaman geçirme yerine, çocuklarıyla etkileşimli ve yaratıcı etkinlikler düzenleyerek onların gelişimine katkıda bulunabileceği bir fırsat olarak görmeli. Birlikte yapılan yemekler, oynanan oyunlar, çizilen resimler, okunan kitaplar, çıkılan yürüyüşler, buluşulan arkadaşlar, gezilen yerler, anlatılan hikayeler çocukların gözünde gerçek kahramanlar olarak ebeveynlerin yıldızını parlatabilir. Çocuklara da ekranın ötesinde bir dünyanın varlığının ayak izlerini gösterebilir.  Ayrıca bilgiyi koruma ve genişletme yönünde aktif adımlar da atmalıyız. Bunu yaparken çocuklarımızın ensesinde boza pişirmeden bu tatilin sadece bir mola olmadığını aynı zamanda hafızanın sırlarını keşfetme fırsatı olduğunu göstermek için kolları sıvamalıyız. Bu bilgi denizinde yolunu kaybetmeden ilerlemenin yolları var. Tekrar yoluyla bilgileri pekiştirebiliriz. Eksik kalan konuları tamamlayabilir, henüz öğrenilmemiş konulara yönelebilir, kitap okuyarak gelişebiliriz. 

Düşük notların ardındaki gerçekler

Düşük notlar başarısızlık değil, birer hikâyenin başlangıcı. Bu hikâye onların yaşadıkları deneyimlerin, hissettikleri duyguların ve karşılaştıkları zorlukların hikâyesi olduğunun da altını çiziyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: Bu karneler de sadece çocuklarımızın değil, aynı zamanda bizim karnemiz. Onların bu hikâyelerini, yargılamadan, eleştirmeden dinlemek belki de en güzel ebeveynlik pratiğidir. Çocuklarımızın hislerine ortak olmak, onlarla birlikte çözüm yolları aramak, bu tatili onlar için unutulmaz kılabilir. İkinci döneme başlarken, korku ve tehdit dilinden uzak durmak gerek. "Başaramazsın!" cümlesinin yarattığı korku yerine "Senin için buradayım, birlikte başarabiliriz." diyebilmek çocukların içindeki motivasyon ateşini harlayacaktır. Çocuğunuzla oturup bu yılın onlar için ne anlama geldiğini anlamaya çalışın. Onları dinlerken onların dünyasına bir pencere açılmış gibi hissedin. Çocuğunuzun birinci dönem yaşadığı her anı, onların gözünden görmeye çalışın. Bu anları nasıl deneyimlediklerini ve bunlardan nasıl ders çıkardıklarını keşfedin. İyi bir karne getiren çocuğunuzla bu başarının arkasındaki çabanın değerini konuşurken; karne beklentilerin altındaysa bu durumu bir öğrenme fırsatı olarak görün. Bu süreçte, çocuklarınızın kendilerini güvende ve sevilen bireyler olarak hissetmelerini sağlayın.

 Beynin gizli dünyası ve unutkanlık fenomeni

Tatil, genç zihinler için sadece bir mola değil, aynı zamanda hafızanın sırlarını keşfetme fırsatıdır. Bilgiyi koruma ve genişletme yönünde aktif adımlar da atmalıyız. Bunu yaparken çocuklarımızın başında boza pişirmeden bu tatilin sadece bir mola olmadığını, aynı zamanda hafızanın sırlarını keşfetme fırsatı olduğunu göstermek için kolları sıvamalıyız. Nörobilim, bize ilginç bir gerçek sunuyor: Öğrenilen bilgilerin büyük bir kısmı ilk birkaç saat veya gün içinde unutulur, bu süre zarfında unutma oranı en yüksektir. Bu eğitim sürecinde büyük bir kayıp anlamına gelebilir. Bu bilgi denizinde yolunu kaybetmeden ilerlemenin yolları var.

1- Nöroplastisite ve konu tekrarının gücü: Beynimizin nöroplastik doğası sayesinde, tekrar yoluyla bilgileri pekiştirebiliriz. Her tekrarla birlikte hafızamızdaki sinaptik bağlantılar güçlenir, bilgi daha kalıcı hale gelir.

2-Eksikleri giderme ve zihinsel haritalar: Eksik kalan konuları tamamlamak, beynimizin zihinsel haritalarını genişletir. Bu yeni sinaptik yolların oluşumunu teşvik eder ve bilişsel esnekliği artırır.

3-Yeni konuların keşfi ve beyin yapbozları: Henüz öğrenilmemiş konulara yönelmek, beynimizin yapbozunu genişletir. Bu hem yaratıcılığı hem de problem çözme becerilerini geliştirir.

4-Kitap okumanın beyin üzerindeki etkisi: Okumanın beynin gelişimi üzerinde derin etkileri vardır. Her yeni kitap, beynimizin farklı bölgelerini aktive eder ve duygusal zekâ ile empati yeteneğini geliştirir.

 Sınavlara tatilde hazırlanmanın püf noktaları

Yarıyıl tatili, LGS ve YKS gibi önemli sınavlara hazırlanan öğrenciler için altın değerinde bir fırsat. Bu tatil dönemini verimli kullanmak, sınav başarısının anahtarını oluşturuyor. İşte sınavlara hazırlanan öğrencilere özel, tatilde uygulanabilecek etkili stratejiler:

1-      Ders başlıklarınızı derleyin: Birinci dönemki tüm ders ve konu başlıklarınızı bir kağıda yazarak eksiklerinizi belirleyin.

2-      Test çözerek kendinizi sınayın: Belirlediğiniz derslerin ilgili konu başlıklarından en az bir iki test çözerek hangi alanlarda daha fazla çalışmanız gerektiğini tespit edin.

3-      Test sonuçlarınızı analiz edin: Hangi konular zorluyor, hangileri daha kolay geliyor? Bu analiz, öğrenme stratejinizi şekillendirecek.

4-      Eksik konular üzerinde yoğunlaşın: Güçsüz olduğunuz alanlarda ekstra çalışma yaparak bilgi eksikliklerinizi tamamlayın. Ardından kontrol testleri çözün.

5-      Soru notları tutun: Karşılaştığınız zor soruları ve kafanıza takılanları not edin. Bu sorular, ikinci dönemde öğretmenlerinizle detaylıca ele alınacak değerli kaynaklar olacak.

6-      Verimli çalışma blokları oluşturun: 40-50 dakikalık çalışma periyotları belirleyin ve her bloktan sonra 5-10 dakikalık neşe molaları vererek zihninizi tazeleyin. Masa başında oturmakta güçlük çeken öğrenciler pomodoro tekniğini kullanarak 25 dakikalık sürelerle belli periyotlarla çalışmalarını sağlamaları verimlilik açısından daha etkili olacaktır.

7-      test dayanıklılığınızı geliştirin: LGS ve YKS’nin zaman baskısına hazırlık için LGS‘ye girecek olan öğrencilerin 80 dakika, YKS’ye girecek olanların ise 2 saat 15 dakika boyunca aralıksız olarak test çözme dayanıklılığına erişme pratikleri sağlamaya başlamaları önemli.

8-      Son olarak merkezi sınavlar öğrencinin okuduğu anlama becerisini büyük oranda ölçemeye odaklı olduğundan her gün düzenli olarak 20-30 paragraf sorusu çözmeyi ihmal etmeyin. Paragraf soruları sınav sürecinde menümüzün vazgeçilmezidir.