“Kent tarımı, kırsaldan şehire göçü artıracak’’

TOBB Tarım Meclisi Başkanı M. Ülkü Karakuş, kent tarımının kırsaldan kentlere göçü arttıracağını belirterek, bu fikre ihtiyatlı yaklaştıklarını söyledi. Karakuş, tarımın, kırsalda geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Genç nüfus, yaşadığı kırsal bölgede kalmalı" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet Hanifi GÜLEL

Yeni açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) tarım sektörüne yönelik belirlenen hedefleri DÜNYA’ya değerlendiren TOBB Tarım Meclisi Başkanı M. Ülkü Karakuş, ülke tarımı özelinde yapısal sorunlara yönelik çözümlerden birkaç bölümde bahsedildiğini belirtti.

Karakuş, programda; tarım arazilerinin korunarak, amacı dışında kullanımının önüne geçileceği, ekilebilir ve sulanabilir alanların artırılacağı, ürün ve tarım parseli bazında asgari ve azami üretim alanlarının belirlenerek, çiftçi başvurularının, üretim izinlerinin ve ekim kontrolünün çerçevesinin ortaya konulacağı, düşük emisyonlu, yüksek teknolojiye dayalı üretim tekniklerinin uygulanması ile uluslararası alanda rekabet gücünün artırılacağına dikkat çekildiğini iletti.

Programın uygulanmasında yeşil ve dijital dönüşümün getirdiği fırsatlara ise özel önem verileceğinin vurgulandığını dile getiren Karakuş, “Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyatla ulaşabilmelerini temin etmek üzere, önemli tüketim merkezi olan kentlerin çeperlerinde kent tarımı desteklenerek tarım sektöründe genç nüfusun istihdam edilmesinin sağlanacağı da belirtiliyor.

Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi de göç nedeniyle büyük illerde artan nüfus yoğunluğu yer alıyor. Öyle ki Ankara, İstanbul ve İzmir’inde nüfus, toplam nüfusumuzun yüzde 40’ına ulaşmış durumda. Kent tarımı, kırsaldan kentlere göçü arttıracağından, kent tarımının geliştirilmesi fikrine ihtiyatlı yaklaşmaktayız. Tarımın, tarımla uğraşan insanların yaşadığı kırsal alanlarda geliştirilmesi gerekiyor. Lojistik maliyetlerini düşürmek için de tarım bölgelerinden demir yolu taşımacılığını sağlamak ve daha aktif kullanmak gerekiyor’’ dedi.

“Genç nüfus, yaşadığı kırsal bölgede kalmalı’’

Türkiye gibi tarımsal ürünlerin ihracatında büyük hedefleri olan bir ülke için daha stratejik adımların atılmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Karakuş, bunun için kırsalda bulunan vatandaşların sosyal imkanlarının geliştirilerek, kırsalda yaşamın özendirilmesi ve mesleki eğitimler ile genç nüfusun yaşadığı kırsal bölgede kalmasıyla tarımsal istihdama katılmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Tarımın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de stratejik bir sektör konumunda olduğuna değinen Karakuş, ülkemizde uzun yıllardır tarım konusunda yapısal sorunların maalesef devam ettiğini bildirdi.

Yapılan kalkınma planı çalışmalarında, tarım şuralarında tarımın sorunları ve çözüm önerileri doğru bir şekilde ortaya konulmasına rağmen bunların uygulanması konusunda henüz istenen sonuçlar elde edilmediğini dile getiren Karakuş, “Tarımda sorunların çözümüne yönelik planlamaların yapılabilmesi için, öncelikle elimizdeki tarımsal envanterin net olarak ortaya konulması önem taşıyor.

Türkiye’de bugüne kadar 1927, 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve 2001 yıllarında olmak üzere 7 adet Genel Tarım Sayımı uygulaması yapıldı. En son 2001 yılında yapılan tarımsal sayımının önümüzdeki dönemde tekrar edilecek olmasını önemli bir gelişme olarak görüyoruz. 2001 genel sayımında bilgilerin muhtarlık (Muhtar ve İhtiyar Heyeti) ve hane halkından olmak üzere iki kaynaktan derlenmişti.

Bu sayım, FAO önerileri ile AB mevzuatına uyumlu olarak gerçekleştirildi ve sayımdan elde edilen sonuçlar AB’nin kullandığı sınıflandırmaya da (NACE) uygun olarak derlendi. Benzer şekilde yeni tarım sayımının yeşil dönüşüm amaçları da göz önüne alınarak, AB mevzuatları ile uyumlu anketler düzenlenmesi suretiyle bu anketlerin konuya hakim kişilerce gerçekleştirilmesi önem taşıyor’’ diye konuştu.

"Tarım destekler­ enflasyonun altında kaldı"

 Karakuş, tarım sayımının yapılabilmesi ve tarımdaki diğer sorunların çözülebilmesi için OVP’de Tarım ve Orman Bakanlığı’na ayrılan bütçenin artırılması ve bunun da OVP’deki amaçlar doğrultusunda etkin bir şekilde kullanılması gerektiği kanaatinde de olduklarını söyledi. Karakuş, şöyle devam etti: “Ancak, Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik ile üretim artışı hedefine hitaben 2023'te açıklanan tarımsal desteklerin enflasyon oranı altında kaldığı ve üreticiyi memnun etmediği görülüyor.

Buradan hareketle, OVP’de bahsedilen amaçlar ile bunun uygulanması noktasında atılacak adımlarda daha dikkatli olunması gerekiyor.’’ Diğer yandan, un, makarna, kanatlı ürünleri gibi tarımsal ürünleri üretimi için buğday, mısır, soya gibi birçok ürünü ithal etmek durumunda kaldığını anlatan Karakuş, OVP’de üretimin artırılarak, ithal bağımlılığın azaltılması da hedeflendiğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Yağlı tohumlarda bir miktar ithalatın devam edeceğini öngörmekteyiz.

Yine programda dış ticaretin geliştirilmesinde ‘dost ülkelerden tedarik’ ve ‘yakın ülkelerden tedarik’ gibi yaklaşımlar izlenden de bahsediliyor. Bu noktada, Çin ve Hindistan gibi gelişme hızları diğer ülkelere göre yüksek olan ülkelerle ikili ilişkilerin artırılması, dünya ticaretinde daha iyi noktalara gelebilmemiz açısından gerekli görüyoruz.’’

“Tarımsal destekler sadeleştirilmeli’’

OVP’de devlet yardımlarının etkilerinin ölçülerek, uygulama süreçlerinin iyileştirilmesi, kalkınma hedefleriyle uyumlu, sade ve etkin bir yapıya kavuşturulması hedeflendiğini söyleyen M. Ülkü Karakuş, bu doğrultuda tarımsal desteklerin sadeleştirilmesi, etkinliğinin artırılması ve ayrılan bütçenin etkili bir şekilde kullanımı sağlanacağını belirtti. Karakuş, “Buna bir örnek verecek olursak, hayvansal üretime yönelik çok sayıda destek kalemi bulunmakta ve bunların etkinliği ise bir soru işaretidir. Bilindiği üzere hayvansal üretimde maliyetlerin yüzde 70’ini yem maliyetleri oluşturuyor, bu noktada mevcut desteklerden fayda-maliyet analizine göre etkinliği düşük olanların kaldırılarak, bunu yerine yeme yüzde bazında destek verilmesi sağlanmalı’’ dedi.