Bayram ve sonrasında rapor yağmuru

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Biz bayramda kutlama, dinlenme vb. işlerle uğraşırken ekonomiyi ilgilendiren pek çok gelişme de peş peşe geldi. İktisadi olayların yanı sıra gittikçe ısınan siyasi gelişmeler de yaşandı. Bunların hepsi üst üste gelince, arifeden bu güne kadar geçen bir haftalık sürede tam bir bilgi yağmuru yaşandı. 

Önce eylül ayı enfl asyon bulguları açıklandı. Tüketici fiyatlarının eylülde yüzde 0.14 oranında yükseldiğini anladık. Bu beklenin altında bir oran. Bu durumda yıllık bazda enflasyon hızı da gerileyerek yüzde 9.5 den yüzde 8.9 a düşmüş oldu. Bayram, tatil falan gibi gailelerle meşgul olduğumuz için bu olumlu haber büyük ölçüde ıska geçildi. Artık önümüzdeki maçlara bakacağız. 

Büyük bir tedirginlikle beklediğimiz Fitch’in açıklaması da aynı güne rastladı. Kredi notumuzun düşürüleceği beklentisi ile karamsar değerlendirmeler yapılıyordu. Tam da ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemenin kaderini belirleyeceği bir süreçte bir de düşürülmüş not olasılığı tedirginlik yaratıyordu. Fitch de açıklamanın kritik bir zaman noktasına geldiğinin farkındaydı. Bu nedenle açıklamayı arife günü mesai sonrasında yapmayı tercih etti. Sonuç hiç de beklendiği gibi olmadı. Fitch kredi notunda bir değişiklik yapmadı. Görünümü de durağan olarak yeniden teyit etti. Aslında yazılan değerlendirme raporu da biraz sade suya tirit kıvamındaydı. Değerlendirmelerini çoğu kez borç sorunu üzerinden yapan kurumun bu noktada söyleyecek fazla bir şey bulamadığı anlaşılıyor. Dolayısıyla risk değerlendirmesi bir kez daha jeopolitik koşullar ve Euro bölgesindeki büyüme ataletine dikkat çekmekle sınırlı kalmış. Böylece Fitch fırtınası hasarsız geçilmiş oldu. 

Bayram rehaveti içinde, daha Fitch raporunu içselleştirememişken, IMF’den peş peşe iki rapor açıklaması geldi. İlk açıklama Türkiye ekonomisi ile ilgili rutin 4.md konsültasyon raporuydu. Kurumun Türkiye ekonomisinin son durumuna ilişkin değerlendirmelerini içeren raporda iki nokta dikkati çekti. Eylül ayında tamamlanan raporun Türk kamuoyuna ekim ayında ve bayram tatili sürecinde yansıtılması bunlardan birisi. Bu pek olağan durum değil. İkinci nokta ise raporda konjonktür değerlemesinden çok yapı değerlendirmelerine ağırlık verilmiş olması. IMF gündemde bekleyen yapısal reformların hızla devreye sokulmaması halinde ekonominin kendi potansiyelinin altında bir büyümeye mahkum olacağına vurgu yapıyor. Bayram rehavetinde dikkatlerden kaçtı ama IMF’nin özellikle yapısal tıkanıklık noktasına eleştirel bir vurgu yapmasının önemli olduğu kanısındayım. 

IMF’nin ikinci raporu da dünya ekonomisini değerlendiren olağan sonbahar raporuydu. Burada bizi doğrudan ilgilendiren nokta büyüme hızımıza ilişkin. IMF Türkiye ekonomisinin 2014 ve 2015 de yüzde 3 büyüyeceğini, orta vadede bu hızın yüzde 3.5 düzeyinde kalacağını öngörüyor. Raporda bizi dolaylı olarak ilgilendiren birkaç nokta var. Birisi dünya ekonomisinin yavaşlıyor olması. Gelişmekte olan ülkelerde yavaşlama daha dikkat çekici. Bizi en çok ilgilendiren nokta ise Euro Bölgesi’nin neredeyse durarak geçirdiği bu yıldan sonra önümüzdeki yılı da durağan geçirecek olması. Bizim zaten düşük olan büyüme hızımızı daha da aşağıya çekebilecek bir öngörü bu. 

Rapor yağmuru bayram sonrasında da devam etti. Bunlardan üçü ön plana çıktı. Bir tanesi Avrupa Komisyonunun 2014 yılı ‘Türkiye İlerleme Raporu.’ Komisyonun Türkiye’ye ilişkin 17 raporu bu. İlerleme raporunda ekonomik alanda tarafl ar arasında uyumlu ve olumlu bir tablo yaşandığına dikkat çekiliyor ancak siyasi kriterler bağlamında, özellikle yasal ortam bağlamında güçlü eleştirilere yer veriliyor. Hani buna alışık olmasak bayramdan sonra soğuk bir duş gibi gelirdi ama ilerleme raporundan anlaşıldığı kadarıyla durumda önemli bir değişiklik yok, tarafl ar aynı noktada durmaya devam ediyor. Bayram sonrası açıklanan ikinci rapor 2015-2017 yıllarını kapsayan Raporun en dikkate değer noktası ekonomi yönetiminin söz konusu dönem için yavaş büyüme ve inatçı enfl asyon öngörüyor olması. Bunu soğuk kanlı, objektif bir değerlendirme olarak nitelemek de mümkün çaresizlik olarak tarif etmek de. Yaşayıp göreceğiz. 

Bayram sonrasında en son gündeme gelen rapor da FED’in eylül ayı toplantısının tutanakları oldu. Arka planı ve güncel algılara etkisi açısından önemli bir belge bu. Bizim ortaya karışık değerlendirmemiz bunun için yetersiz kalır. Ama çok kısa biçimde ifade edersek, parasal desteğe sert fren yapılmayacağı, yani faiz yükselmesinin hemen devreye girmeyeceği izlenimi veren bu rapor bayram sonrasında iyi geldi denilebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018