Bir işyerinin “kapanış” seramonisi…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Yazılarımızı genelde ülkenin ekonomik ve mali sorunları veya konuları üzerine yazıyoruz ve özellikle de makro çerçeveye oturtmaya çalışıyoruz. Bazen de mikro çerçevede bir şeyleri veya birilerini gündeme getirmek gerekiyor. Bir bakıma insana dokunmak, onun dertlerine en azından kanal olmak ihtiyacı hissediyor insan. Hele de konu, bireye yönelik gibi olsa da genelin bir prototipi veya kesiti olunca bunu sütununa taşımak istiyor yazar. 

İşte aşağıdaki yazı da böyle bir konu. 

Konunun iki önemli boyutu var. Birincisi, münferit veya bireysel gibi görünen bir sorunun ülkenin genel sorunlarını yansıtıyor olması. İkincisi de firmanın çok yaratıcı bir anlayışla kapanışını bile medyatik yapmış olması. Adeta bir iletişim ustalığı. Bir bakıma iş yerinin ölümünü kayda alarak kamuoyuyla paylaşma inceliği. Neyse…

8 Haziran 2016 günü yukarıdaki e-posta adresime bir mesaj geldi. Mesajda; bir firmanın İş yerinin kapanış töreni ile basın bülteni ve fotoğraflar yer almış. 

Söz konusu davet, 1 Haziran 2016 günü saat 11:00’de Bursa Osmangazi’deki bir işyerinin kapanışı için yapılmış. Gayet profesyonelde düzenlenmiş davetiyeye göre program şöyle belirlenmiş: İstiklal marş, işyerinin genel müdürünün “kapanış konuşması”, Romen müzik dinletisi, kurdela bağlanması, cenaze marşı, basın açıklaması, kara perdeyi indirme, helva ikramı, kına etkinliği, kapanış…

Firma Genel Müdürü’nün gönderdiği kapanış konuşması şöyle:

Onlar kapandı, sıra bizde

‘Bir nefes’, ‘bir dilim ekmek’ sloganı ile iletişimdeki engelleri kaldırma adına dünya ile iletişime geçmek üzere buradayız. Binlerce insanın ekmeğinden olma mücadelesi ve hak ile halk adına buradayız bugün. Binlerce masum insan işsiz kaldı, daha doğrusu onları aşından ve ekmeğinden ettiler. 

‘Siz ve Biz’ dedik.

2000 yılında “…” olarak başladığımız yolculuk ile devam eden 2 Nisan 2005 tarihinde Sayın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti efsane Cumhurbaşkanı  merhum Rauf R. Denktaş’ın da hepimizi onurlandırdığı gün…

“Artık firmamız var. Yani gelecek var. Yani siz ve biz varız. Birlikte konuşan Türkiye’ye kavuşacağız. Bunu birlikte başaracağız.”

Dediniz ve halkımıza taahhüt ettiniz

biz de size inandık ve ‘varız’ dedik!

Biz ve bizim gibi yaklaşık 1.555 “…” iletişim merkezi hedeflerinizi hedefimiz bilerek gece gündüz çalıştık. Hep birlikte enkazlardan yepyeni bir eser meydana getirdik.

Türkiye genelinde satışlarını bir önceki döneme göre en fazla artıran bayiler sıralamasında Türkiye 1’ncisi ve incisi olarak sizlerin gurur kaynağı olduk.

2006 yılında Hizmet Kalitesi’nde Türkiye 1’ncisi olduk.

2014 yılında En İyi Hizmet Kalitesi ödülünün sahibi olduk.

Bunlarla yetinmedik, başarı çıtamızı yükseltip yeni ödüllerle bunu taçlandırdık…

Ancak bütün bunların iş bilmemeyi iş edinenler tarafından yok sayılabileceğini hiç düşünmedik.

İçinde bilim ve iletişim bulunan bilişim dünyasında ben yaptım oldu ile ayakta kalınamayacağı bilinirken bu hayırlı yolda engel olan hayırsızların çizdiği resimde yaklaşık 1.555 mağdur insan profili vardır.

Cumhurbaşkanımız ve hükümet 2023 hedefine ulaşmak için çıktığı yolda ne diyor: üretim, üretim üretim…

Ürettiğimiz özel ve güzel projeler ile fikirler ne gariptir ki bizde değil rakipte hayata geçiyor. Bu husus bizde de merak uyandırmaktadır. Soru yumağı oluşmaktadır.

Küfür devam eder, zulüm devam etmez…

Ve bu yüzden;

Her zaman ‘hayırlı’ olan açılışlar değildir, bazen kapanışlar da ‘hayır’ getirir… Yakın gelecekte taptaze ve hayırlı başlangıçlarda yine ‘…’da buluşacağımıza inanıyoruz. Hayırsızların akıbetini simgeleyen kara perdeyi bugün indiriyoruz.

Kına yaksınlar şimdi ekmek teknesini batırdıkları biz ve bizim gibi 1.555 müteşebbise Fatiha okutanlar… 

Siz değerli basın mensuplarının aracılığıyla 1.555 paydaşımın onayı ve talebini bir kez daha kararlılıkla vurguluyorum.

Bu insanların foyasını ortaya çıkarmak için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'a ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ dan randevu taleplerimi bir kez daha sizin huzurunuzda ve aracılığınızla iletiyorum... Biz şirketimizi seviyoruz. Ben şirketimin markasına aşığım. Sorun markada veya şirkette değil. Derdimiz davamız Şirket içinde şirketleşen zalimlerle.

İnanıyorum ve diliyorum ki, bu mücadele burada bitmeyecek...”

Bu olayda iletişim ustalığı dışında, Türkiye’nin her köşesinde hemen her gün yaşanan batışların sessiz çığlığına isyan ve tercüman olma var. Her gün değişen gündemlerin arasında kaybolup giden çöküşlerin gerçeği var. 

Biz sadece bu gerçeğe tercüman olmak istedik.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar