EUR/USD’da 1.50 mi?

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Fed 2009'da ilk tahvil alım programını açıkladığında, finansal sistemi kurtarmak ve piyasaların moral motivasyonunu yükseltmek dışındaki gizli hedefi doların değerini düşürmekti. Tabii ekonomisini ve piyasalarını desteklemeye çalışırken, euro bölgesinde olanlara pek dikkat etmedi. 2010'daki Yunanistan krizinden sonra, çorap söküğü gibi Portekiz, İspanya, İtalya geldi. Euro sistemi çöküyor, Yunanistan ortak para biriminden çıkıyor gibi haberlerin manşetleri süslediği dönemde bile EUR/USD en düşük 1.21 seviyesini gördü.

ABD’nin politikasını iyi anlamak gerekiyor. Obama, 27 Ocak 2010'da Amerikan halkına hitaben yaptığı konuşmada,  ''İhracatı beş yıl içinde iki katına çıkarma'' sözünü vermişti. Son 4.5 yıldır doları analiz ederken, başlangıç noktamız Obama'nın agresif ihracat hedefi oldu. Fed’in de bu amaca uygun bir politika izlemesi gerekiyordu. Kısacası, Amerika ihracatını desteklemek için doların güçlenmesini engellemeye çalıştı. Öte yandan, Avrupa’da finans sistemi çökme noktasına gelene kadar, merkez bankasının devreye girmesine Almanya izin vermedi. Geç de olsa, Draghi bir sene önce ''Ne gerekiyorsa yaparız'' dedi. Piyasaları, bölge ekonomisini hayata döndürdü. Euro bölgesine sermaye girişleri aylardır devam ediyor.

Obama'nın ihracat hedefine ulaşması için son tarih Ocak 2015. Sadece 14 ay kaldı. Obama, 2009 yılı ihracatını yani 1.57 trilyon doları başlangıç noktası olarak alıyor. Hedefe göre, 2015 başında yıllık ihracat 3.14 trilyon dolar olmalı. 2012 ihracatı 2.2 trilyon dolar idi. 2013'ün ilk yedi ayındaki toplam ihracat 1.3 trilyon dolar. Aylık bazda, tarihin en fazla ihracatı Haziran 2013'te yapıldı. En fazla ihracat yapılan ikinci ay Temmuz 2013 oldu. Haziran-temmuz temposu devam ederse, yılsonunda toplam ihracat 2.3 trilyon dolar olabilir. Bu durumda bile, 3.14 trilyon dolarlık hedefin çok gerisinde kalınıyor.

Zirve ve dip denemelerinde, euronun, sterlini biraz gecikmeli olarak takip ettiğini gözlemliyoruz. GBP/USD, 1 Ekim’de yeni bir zirve denemesi yaptıktan sonra, EUR/USD’ın da bir zirve testi yapabileceğini düşünüyorduk. Bu yılın zirve seviyesi şimdilik 1.3832. Son günlerde EUR/USD’da 1.50 seviyesi dillendiriliyor. Açıkçası, benim gibi mütemadiyen euro pozitif düşünen birisi için bile bu seviye mevcut şartlarda zor gözüküyor. Fransa Sanayi Bakanı, geçenlerde ''Euro yüzde 10 düşmeli'' dedi. Dün de ‘‘Euro çok güçlü’’ ifadesini kullandı. 1.50’nin gelmesi, euronun bugünkü seviyelerinden yaklaşık yüzde 10 daha değer kazanmasıdır. Sözlü müdahaleler yavaş yavaş başladı. Hatta, kur yorumu yapmaktan kaçınan Draghi bile önümüzdeki günlerde konuşabilir. 7 Kasım’daki AMB toplantısı bu açıdan ilginç olabilir.

Fed’in tahvil azaltımının Mart 2013 sonrasına kalması gibi bir durum, pariteyi elbette destekleyebilir. Ancak, ‘‘Euro bölgesi 2013’ün ikinci yarısında toparlanma emareleri gösterebilir’’ dediğimiz dönemde, açıklanan ekonomik verilerinin ikinci türevi, yani ‘‘değişimin değişimi’’ pozitife dönmüştü. Bunun anlamı, ekonomi genel olarak zayıf olsa da, düşüş hızının giderek azalmasıdır. Sonrasında makro veriler toparlandıkça, ‘‘Ekonomik kriz bitti’’ beklentisi ile bölgeye istikrarlı bir para girişi oldu. Bu da bölge piyasalarını ve euroyu destekledi. Bu hafta bölgenin ekonomik verilerini incelerken, ikinci türev rakamlarının nötr-negatife dönmesi dikkatimizi çekti. Toparlanmanın hızı düşüyor olabilir. Bu durumu biraz daha izlemek gerekebilir. Ekonomik iyileşme, her zaman normalleşme anlamına gelmiyor. 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019