Merkez bankaları çok güçlüdür

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

ABD’de repo piyasası geçen hafta karıştı. Bu piyasadaki faiz, Fed’in hedef faizinin sadece 5 baz puan yani yüzde 0.05 üzerine çıktı. Medya, “Repo piyasasında likidite krizi. 2008 krizi tekrar yaşanıyor. Fed kontrolü kaybetti” gibi manşetler attı. 2008’de teminat olarak gösterilen kağıtlar, ağırlıklı olarak tutsata (mortgage) dayalı kağıtlardan oluşuyordu. Varlık fiyatları çökünce, bu kağıtların değerlemesinde sorun çıktı. Repo faizleri uçtu gitti. Yukarıda yazdığım yüzde 0.05 ile bir karşılaştırma yaparsak, 2008 döneminde gecelik faiz, hedef faizin yüzde 40 üzerinde oluştu. Bankacılık sistemi çalışamaz hâle geldi. Gayrimenkul krizi bir bankacılık krizine dönüştü. Bu da reel ekonomiye sirayet etti. Fed devreye girdi. Piyasaları kurtardı.

Bankalar geçen hafta rezerv bulamayınca ki bu piyasada Fed rezervlerini kullanırlar, gecelik olarak birbirlerine yüksek faiz uygulamaya başladılar. Kaynak sıkıntısının temel nedeni şirketlerin yaptığı yüklü vergi ödemeleriydi. Fed piyasaya likidite sağladı. Sorunu çözdü. Repo faizi dün son bir yılın en düşük seviyesindeydi. Faizlerin yükseldiği birkaç saatte Fed’in nerede olduğu, neden geç kaldığı sorgulanabilir. Bu da, Fed’in tüm parasal operasyonlarını yöneten New York (NY) Fed’in yönetimi ile ilişkilendirilebilir. Önceki başkan Dudley tam bir piyasa kurduydu. Fed’in trilyonlarca dolarlık parasal genişleme programını Dudley ve ekibi başarıyla yönetti. San Francisco Fed eski başkanı, NY Fed’in mevcut başkanı Williams iyi bir makro iktisatçıdır. Bankacılığın, finansın, makroekonominin dışında kalması gerektiğini savunan bir ekolden geliyor. Bu akım, muhasebenin önemine inanmıyor, para sistemini bir bilanço bütünü olarak görmekten hoşlanmıyor. Williams’ın göreve geldikten sonra Dudley’nin piyasa profesyonellerinden oluşan tecrübeli ekibini pasifleştirdiğini ekleyeyim. Williams ekolünün argümanlarıyla, bir finansçı olarak savunduklarım arasındaki kesişme noktası merkez bankalarının gücüdür. Merkez bankaları her zaman daha fazlasını yapabilirler. Daha çok varlık alabilirler. Beklentileri değiştirebilirler. Bir iş döngüsünün, konjonktür dalgasının bir noktasında, ekonomiyi canlandırmak veya soğutmak için, merkez bankasının gücünü kullanmasının uygun olup olmadığı ayrı bir tartışma konusudur. Dönemsel olarak maliye politikası mı, para politikası mı kullanılmalıdır? Avrupa Merkez Bankası başkanı Draghi’nin vurguladığı gibi ikisi eş zamanlı mı uygulanmalıdır?

Türkiye’de eski bürokratlar, ‘‘Merkez’in yapabilecekleri sınırlı. Rezervler yetersiz’’ gibi ifadeler kullanıyorlar. Bunları geçelim. Merkez bankası deyiş yerindeyse havadan para yaratır. Yasal düzenleme yapılsa, merkez bankası bir maliye politikası uygulayıcısı bile olabilir. Merkez’in gücünü tartışmaktansa reformlara odaklanalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019