Gelişen ülke paralarında erozyon durmuyor

Küresel ekonomide yaşanan gelişmeler ve petrol fiyatlarındaki hareket, gelişen ülkelerin para birimlerinin dolar karşısında baskı altında kalmasına neden oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Petrol fiyatlarında geçen yılın ikinci yarısında başlayan düşüş Rusya, Brezilya, Arjantin, Venezuela, Endonezya ve Malezya gibi emtia ihracatı yapan ülkelerin ekonomi ve para birimlerini olumsuz etkiledi.

Gelişen ülke para birimleri, bu dönemde bir yandan da jeopolitik risklerin etkisiyle baskı altında kalırken, tahvil alımlarının sona ermesi sonrasında Fed'in faiz artırım sürecini dillendirmeye başlaması ise söz konusu para birimleri için bir başka olumsuz etken oldu.

Buna karşın, Japonya Merkez Bankası'nın Fed'den parasal genişleme bayrağını devralması ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da bu ülkeyi izlemesiyle gelişen ülkeler rahat bir nefes alırken, petrol fiyatlarındaki sert düşüş de enerji bağımlı ülkelerin odak noktasına yerleşti.

Tüm bu gelişmeler, ülkelerin para politikalarında ayrışmasına yol açarken, ABD ekonomisine ilişkin gelen veriler ise Fed'in faiz artırım sürecine ilişkin sinyal vermesi açısından dikkatle izlenen ortak nokta oldu.

olar, söz konusu gelişmelerle güvenli liman olarak görüldü ve kendisinden sonra gelen altı büyük para birimi karşısında yaklaşık 12 yılın en yüksek seviyesini gördü.

Son olarak da geçen hafta çarşamba günü sonlanan Fed toplantısından çıkan kararlar küresel piyasalara yön vermeye devam etti. Fed açıklamalarında, istihdam piyasasındaki iyileşmenin daha güçlü bir ifade kullanılarak sürdüğünün belirtilmesi ve faizlerin artırım sürecine ilişkin ötelenme sinyali alınamaması, doların gelişen ülke para birimleri karşısındaki yükselişine ivme kazandırdı.

Yaşanan süreçte, Ukrayna politikası nedeniyle Batılı ülkelerin yaptırımlarına maruz kalan ve petrol fiyatlarındaki gerilemeden en fazla etkilenen Rusya'nın para birimi oldu. Geçen yılın kasım ayında 79,52 ile dolar karşısında tarihi zirvesini gören ruble, yıl başından bu yana da yüzde 14,4'le en çok kaybettirenler listesinde ilk sırayı aldı.

Rubleyi, dolar karşısında yıl başından bu yana yüzde 4,56 gerileyen Türk Lirası (TL) izledi. TCMB'nin 4 Şubat'ta olağanüstü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı yaparak faiz indirimine gideceği beklentisiyle yükselişe geçen dolar/TL, cuma günü 2,4479 ile rekor tazeledi.

Söz konusu dönemde dolar karşısındaki kayıpları yüzde 2,47'e ulaşan Ukrayna Grivnası ise sıralamada üçüncü yerini aldı. Bu para birimini yıl başından bu yana dolar karşısında yüzde 2,05 gerileyen Endonezya Rupisi takip ederken, Kore Wonu yüzde 1,02'lik, Brezilya Reali yüzde 0,96'lık ve Güney Afrika Randı ise yüzde 0,7'lik kayıpla listedeki yerini aldı.

Hindistan Rupisi ise aynı dönemde dolar karşısında gösterdiği performansla diğer gelişen ülke para birimlerinden ayrışarak, yılın ilk ayında güçlü bir görünüm sergiledi.

Dolar/Rupi paritesi yıla başladığı 63,036 seviyelerinden düşüşe geçerek, ocak ayını 62,140 seviyelerinden tamamladı. Böylece rupi, dolar karşısındaki kayıplarını yüzde 1,59 azaltmış oldu.

"Dolar yönlü etkinin bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum" 

AA muhabirine değerlendirmede bulunan Noor Capital Market Uluslararası Piyasalar Uzmanı Ahmet Uluhan, doların Fed politikalarına yönelik beklentiler ve ABD verileri ile yön bulmaya devam ettiğini söyledi.

2015 yılına hızlı başlangıç yapan doların diğer para birimleri karşısında hızlı değerlenmeye devam ederken, ara ara verilere bağlı gelen düzeltmeler piyasaları dengelese de dolar yönlü etkinin bir süre daha devam edeceğini dile getiren Uluhan, şunları ifade etti:

"Merkez bankalarının taktiksel hamleleri fiyatlamalarda zaman zaman sapmalara ya da kırılmalara neden olsa da özellikle Fed'in faiz artırımına dair politikalarını güçlendirecek verilerin devamı dolar yönlü ralliyi desteklemeye devam edecektir. Haliyle yatırımcılar açısından  tüm para birimlerinde tek gerçek, olası gevşemelerin yeni dolar pozisyonları için yeni fırsatlar içermesidir."

"Yüksek gelecek enflasyon verisi, kurda geri çekilmeye neden olabilir"

Saxo Capital Uluslararası Piyasalar Müdürü Özgür Hatipoğlu ise, cuma günü için spekülatif hareketlerin genelde Rus Rublesi ve TL'de olduğuna dikkati çekerek, diğer gelişen ülke para birimlerinde hareketin biraz daha yavaş göründüğünü söyledi.

TL'deki değer kaybının sebebini, TCMB'nin faizlerde indirim yapacağı beklentisine bağlayan Hatipoğlu, Rusya'nın da hiç beklenmedik bir şekilde faizleri geri çektiğini, bununla birlikte rubledeki düşüşün ivme kazandığını aktardı.

Hatipoğlu, Rusya'nın geçen aylarda iki büyük adımla faizleri yükselttiğini anımsatarak, "Putin'in nasıl düşündüğünü bilemem ama büyük olasılıkla karşılık veriyor ve geri çekilmeyeceğini gösteriyor. Geçen aylarda faizleri artırmasına karşın rublede istikrar sağlanamadı. Faizleri düşürmek,  para biriminin tekrar kızışmasına neden olacaktı. Bu, gün gibi belliydi. Buna rağmen, tekrar faizleri aşağı çektiler. Demek ki başka plan peşindeler ama bunun ne olduğunu kimse bilmiyor. Böyle gittiği sürece Rus Rublesi'nde değer kaybı sürecektir. Bu durum mutlaka gelişen ülkepara birimlerinin sepetine de etki edecektir" şeklinde konuştu.

Diğer taraftan Türkiye'de buna benzer bir durum söz konusu olduğuna işaret eden Hatipoğlu, TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın bu hafta ortasında yaptığı açıklamalar sonrasında, 3 Şubat'ta gelecek enflasyon verisinin önem kazandığını dile getirdi. 

Hatipoğlu, gelişmeler sonrasında piyasada faiz indiriminin fiyatlandığını belirterek, "Eğer salı günü yüksek enflasyon açıklanırsa TCMB'nin faiz indirimi için eli biraz sıkışmış olur. Ancak bunun tam tersi olursa, düşük bir enflasyon gelirse TCMB'nin önü açılmış olur ve faizleri indirebilir. Bu nedenle salı günü gelecek veri dolar/TL açısından son derece önemli. Yüksek bir enflasyon verisi faiz indirimi olasılığını azaltacağı için kurda bir anda geri çekilme olabilir. Ancak düşük gelecek bir enflasyon verisi de faizlerin indirileceği beklentisini artıracağı için dolar/TL'de yükseliş devam edebilir. Teknik olarak baktığımızda 2,48 seviyesi ilk önemli direnç gibi görülüyor" ifadelerini kullandı.

TCMB'nin faizlerde ne kadarlık bir indirim yapacağına ilişkin de görüşlerini paylaşan Hatipoğlu, "Rusya'daki gibi 200 baz puanlık gibi bir şey beklemiyorum. Çok büyük bir indirim olacağını zannetmiyorum" değerlendirmesini yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir