Yeniden Avrupa

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Geçen haftanın sonuna doğru haber akışı Avrupa'yı bir kez daha gündeme taşıdı. Hemen baştan söylemek istiyorum. Geldiği noktada Avrupa Birliği sorununun  artık iktisadi bir mesele olmaktan çıkıp,  siyasi çekişme ürünü haline geldiği gibi bir kanaat taşıyorum.  Avrupa'nın başına bir şeyler gelecekse bunun yaşanan örtük siyasi çekişme nedeniyle olacağını düşünüyorum. 
Avrupa ekonomisi, daha da önemlisi Euro  alanı çökmek üzereyken  bütün bunları nereden çıkartıyorsun  diye sorabilirsiniz.  Bu sorunun durumu doğru kavrayan bir soru olduğunu sanmıyorum. Zaten beni Avrupa sorununun  iktisadi olmaktan çıkıp siyasi kimlik kazandığı görüşüne iten de bu soru işte. Artık saymaktan vazgeçtim, ama herhalde iki yılı aşkın süredir Avrupa ekonomisinin çökeceği, Birliğin dağılacağı gibi değerlendirmeler ısrarla gündemde tutuluyor. 

Farkındaysanız,  şöyle durum biraz gevşeyip,  Avrupa sorunu biraz geri plana kayıyor gibi olsa birileri hemen başlıyor döktürmeye.  Euro çöküyor, Avrupa Birliği dağılıyor söylemleri kaplıyor ortalığı. İşte bu defa olacak diye telaşa kapılıyor, hep beraber kasılıyoruz ve  başa dönüyoruz. Farkındaysanız gönüllere korku veren öngörülerin hiç biri gerçekleşmiyor.
                                                     *                   *                    *
Gelin şimdi biraz sorgulayalım. Bugünün küresel ekonomisinde her şeyin her yere kolayca bulaştığını biliyoruz.  Beklentilerin fevkalade kırılgan hale geldiği  malum.  Güneyde bir kelebeğin kanat çırpmasının  pekala kuzeyde kriz üretebildiği de biliniyor.  Böyle bir dünyada sürekli olarak çökecek diye değerlendirilen, hep çöküyor gözüyle bakılan ama olduğu gibi yaşayıp giden bir ekonomi örneği var mı?  Bana kalırsa yok.
Her an dağılma olasılığı olduğu söylenen bir iktisadi entegrasyonun bunca süre çöktü-çöküyor muhabbetine dayanıp, varlığını sürdürme şansı olur mu? Bana kalırsa olmaz.
Bu soruların doğru cevaplarını bilmek bir marifetimidir? Bana kalırsa değildir.
Peki, bile bile bu oyun neden sürdürülüp, götürülüyor?  Bence kritik soru bu. İktisadi mantık ve gözlemler söylendiği kadar pamuk ipliğine bağlı olarak yaşıyor olsa Avrupa ekonomisinin  bunu sürdüremeyeceğini, çoktan çökmüş olacağını söylüyor.  Çökmediğine göre Avrupa ekonomisinin  söylendiği, gösterilmek istendiği kadar güçsüz ve çaresiz olmadığı ama  çökme senaryolarının  canlı tutulmasında çıkarı olanlar var demektir.
Kimin çıkarı olabilir? Kendi adıma  Avrupa'nın güçsüz olduğu algısından güç üretmek isteyenlerin çıkarı olabilir diye düşünüyorum. Birlik içinde konumlarını daha güçlü bir noktaya taşımak maksadıyla kendi lehine avantaj yaratacak  pazarlıkları ısrarla sürdürmek  isteyenlerin  "Avrupa çöküyor" söyleminden çıkarı olabileceği kanısındayım.
                                                *                       *                        *
Geçen hafta Avrupa'yı yeniden gündeme taşıyan gelişmeler bu izlenimlerimi güçlendirir nitelikte.  Avrupa sorunu bir kez daha neredeyse ezberlediğimiz temalar çerçevesinde hortlatıldı. Borç sorunu ve Euro'dan çıkış senaryoları ısıtılıp, tekrar önümüze kondu.
Borç sorunu yine bilinen tezlerle canlandırıldı ama baş aktör değiştirildi. Eskiden Yunanistan'a biçilen rol bu kez İspanya'nın taşra şehirlerine verildi. Önce Valencia'nın ardından da Murcia'nın mali yetersizliğe sürüklendiği ve ödemeleri için merkeze baş vurduğu söylentisinden yola çıkılarak bilinen bütün borç krizi senaryoları hortlatıldı. Haberle birlikte İspanya'da faiz oranları yükseldi. Her zaman olduğu gibi bu hareket derhal İtalya ve Yunanistan 'a bulaştı. Kucağımızda nur topu gibi yeni bir borç krizi senaryosu bulduk.

Aynı günlerde Almanya'nın Şansölye yardımcısı "Yunanistan kendisinden istenen koşulları yerine getiremeyecek gibi görünüyor.  Koşullar sağlanmazsa yıl sonu için öngörülen ödeme de yapılmaz" falan gibi bir beyanat verdi. Daha kimdir, nedir soruları etrafta uçuşurken Yunanistan'ın yıl sonundaki ödemelerini yapamayacağı ve Euro alanından çıkmak zorunda kalacağı yönünde yeni korku senaryoları  üretilmeye başlandı.
Yine korkanlar olmuştur  tabii ama eskiden pek rastlanmayan yeni bir şey daha oldu. Bütün bu kurguları  Almanya'nın Birlik içinde kendi konumunu güçlendirmek  amacıyla gündeme taşıyıp, kullandığına ilişkin değerlendirmeler ortaya çıkmaya başladı.  Örtük siyasi çekişmeyi gün ışığına taşıma,  Avrupa macerasının gerçek aktörlerini su üzerine çıkartma evresine gelindiği izlenimini veriyor bu değerlendirmeler. İş ekonomiden çıkartılıp siyasi aktörlerin kucağına konulacak gibi görünüyor. Doğrusu da budur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018