Euro 2016’da oyuncularımıza ödenen primler vergiye tabi mi?

Ümit KAHRAMAN - Vergi Müfettişi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda mücadele eden milli takımımızın oyuncularına turnuvaya katılmaları sonucunda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından ödenecek olan prim ödemelerinin gelir vergisi karşısındaki durumu aşağıda açıklanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ilk maddesinde gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu belirtilerek gelirin tanımı yapılmıştır. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. 2’nci maddesinde ise gelirin tanımına giren unsurlar sayılarak ücretin gelirin unsuru olduğu belirtilmiştir. 

Ücretin tarifi ise kanunun 61’inci maddesinde hüküm altına alınmıştır. “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır. 

6. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.” 

Hükme göre ücretin tanımı yapılarak ücretin farklı usullerde ödenmesinin yapılan ödemenin ücret mahiyetini taşıyacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca hükümde sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödeme ve sağlanan menfaatlerin ücret sayılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre milli takım sporcularına TFF tarafından şampiyonaya katılmaları karşılığında ödenen primlerin ücret olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 

GVK geçici 72’nci maddesinde sporcu ücretlerinin vergilendirilmesi 01.01.2008 tarihinden 31.12.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. 

“1) 31.12.2017 tarihine kadar sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır. 

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden % 5. 

2) Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dâhil edilmez. 

3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesinde 31.12.2007 tarihinde yürürlükte olan hükümler uygulanır.” 

Madde hükmüne göre milli takım oyuncularına yapılan prim ödemeleri için ödemeyi yapan TFF tarafından ödeme tutarının %5’i oranında kesinti yapılması gerekmektedir. TFF tarafından yapılacak kesinti sporcunun bu kazancına ilişkin gelir vergisidir. 

Ücret gelirinin vergilendirilebilmesi için kanunda söz konusu gelirin istisna tutulmaması gerekmektedir. GVK’nın 29’uncu maddesinde; 

“Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükâfatlar Gelir Vergisi’nden müstesnadır: 

1. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiyeler ve mükâfatlar;” hükmü yer almaktadır. 

Vergi idaresine göre prim ödemelerinin 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Spor Hizmet ve Faaliyetlerinde Üstün Başarı Gösterenlerin Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak verilmediği sürece memleket bakımından faydalı iş ve faaliyetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. 

Vergi mevzuatında konu açıkladığımız şekilde düzenlense de Danıştay’ın farklı şekilde kararı mevuttur. 21.06.2016 tarihli kararda GVK 29’uncu maddesinin ilk fıkrasında ilgili kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak verilmeyen ödüllerin memleket bakımından faydalı iş ve faaliyetler kapsamında değerlendirilmeyeceği yolunda bir koşul ve kısıtlamaya yer verilmediği belirtmiştir. Bu yüzden 2002 FİFA Dünya Kupası Finallerinde sporcularımıza verilen prim ödemelerine ilişkin olarak; “Anayasa’nın 59’uncu maddesinde; Devletin, sporun kitlelere yayılmasını teşvik edeceği ve devletin başarılı sporcuyu koruyacağı yolundaki hüküm ile Dünya üçüncüsü olmakla, dünya çapında emsallerine nazaran üstün başarı gösteren futbolcular ve teknik kadroya Devlet Üstün Hizmet Madalyası verildiği göz önüne alındığında, bu başarının karşılığında verilen primlerin 193 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında, memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiyeler ve mükâfatlar niteliği taşıdığı ve gelir vergisinde müstesna tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde karar vermiştir. Görüldüğü üzere söz konusu kararla sporculara yapılan prim ödemelerinin istisna hükmünden yararlanması konusunda vergi idaresi ve vergi yargısı arasında görüş ayrılığı oluşmuştur. Danıştay tarafından verilen kararda milli takımımızın Dünya üçüncüsü olduğu ve sporculara Devlet Üstün Hizmet Madalyası verildiğine vurgu yapılarak ülke menfaatlerine olacak şekilde tanıtım yapıldığı ve bu tanıtımın kamu yararı taşımasından dolayı söz konusu başarı memleket bakımından faydalı iş tanımına dâhil edilmektedir. Danıştay’ın 2002 FİFA Dünya Kupası Finallerinde başarı sağlayan sporcularımızın aldığı prim ödemelerinin istisna hükmünde yer alan “memleket bakımından faydalı iş ve faaliyet” tanımına dâhil etme sebeplerine bakılırsa milli takımımızın Avrupa Şampiyonası’na katılması karşılığında yapılan prim ödemelerinin istisna hükmünden yararlanması mümkün görünmemektedir.