Bir yaşam amacı olarak kendini gerçekleştirme
Maslow, ‘kendini gerçekleştirme’ kavramını ihtiyaçlar hiyerarşisinin üst sıralarına koymuştur. O’na göre insanı güdüleyen şey kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Maslow, kendini gerçekleştirme kavramını ele alırken, insanın potansiyellerini kullanmasına odaklanmıştır. Sağlıklı insan, doğasında bulunan potansiyellerini ortaya çıkaran ve geliştiren kişidir.
PROF. DR. TAYFUN DOĞAN
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Hümanist psikolojinin kurucusu olarak bilinen Abraham Maslow, 1930’larda psikoloji biliminin sağlığı, hasta bireylerden yola çıkarak tanımlamaya çalıştığını ve patolojiye dayalı bir yaklaşımın insan zihni ile ruhunun işleyişi ve yapısı hakkında güvenilir bilgiler üretemeyeceğini düşünüyordu (1). Ayrıca Maslow, insanın özünün iyi olduğunu iyiye eğilimli olduğunu düşünmüş ve saldırganlık, yıkıcılık, sadizm, kin ve nefret gibi duygu ve eğilimlerin insanın asli özellikleri olmayıp; ihtiyaç ve duyguların doyurulmaması, beklentilerin engellenmesi ve yeteneklerin bastırılması sonucu ortaya çıkan şiddet yüklü tepkiler olduğunu ifade etmiştir (2).
Nevroz, ihtiyaç eksikliği hastalığıdır
Maslow, insanın ihtiyaçlarına odaklanmış ve özellikle doyurulmamış psikolojik ihtiyaçların bireyde ruh sağlığı sorunlarına neden olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumu, “birçok nevrozda, diğer karmaşık belirleyicilerin yanı sıra güvenliğe, ait olmaya, özdeşleşmeye, yoğun sevgi ilişkilerine, saygınlık ve itibara duyulan doyurulmamış bir özlem yatmaktaydı. Psikoterapiye gereksinim duyan insanların önemli bir özelliği temel ihtiyaçlarının doyurulmasında, geçmişte ya da şu anda bir eksiklik yaşamış/yaşıyor olmalarıdır. Nevroza bir eksiklik hastalığı gözüyle bakılabilir” diyerek ifade etmiştir (2).
Kendini gerçekleştirme
Maslow, ‘kendini gerçekleştirme’ kavramını ihtiyaçlar hiyerarşisinin üst sıralarına koymuştur. O’na göre insanı güdüleyen şey kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Maslow, kendini gerçekleştirme kavramını ele alırken, insanın potansiyellerini kullanmasına odaklanmıştır. Maslow’a göre sağlıklı insan, doğasında bulunan potansiyellerini ortaya çıkaran ve geliştiren kişidir. Buna karşılık hasta olan insan ise doğasını kültürel, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı bastıran kişidir.
Doğrudan ‘kendini gerçekleştirme’ terimini kullanmasalar da pek çok düşünür ve biliminsanı da bu anlama gelen ifadeler kullanmış ve insan yaşamı açısından kendini gerçekleştirmenin önemine vurgu yapmıştır. En eskisinden başlayacak olursak, Sokrates meşhur savunmasında, “Utanmıyor musun sadece daha fazla para, şan ve şöhret peşinde koşup anlayış gücüyle, hakikatle ve ruhun kusursuzlaştırılmasıyla hiç ilgilenmemekten, bunlara hiç kafa yormamaktan?” demiştir. İbn-i Sina “Bir engel olmadıkça, her canlının temel özelliği, kendi türüne ait kemâlin zirvesine ulaşmaktır” diye çarpıcı bir tespitte bulunmuştur. İbn-i Arabi de “İçine dön, yalnız dışınla meşgul olma. Çünkü sen cisminle değil, ruhunla insansın” sözleriyle kişisel olgunlaşmaya ve kendini gerçekleştirmeye dikkat çekmiştir. William James da potansiyeli kullanmanın önemine vurgu yaparak “Potansiyelini gerçekleştiremeyen organizma zamanla hasta olur” demiştir. Varoluşçu psikoterapist Rollo May de “Hayattaki tüm organizmaların yalnızca bir tek esas amacı vardır, o da kendi potansiyellerini hayata geçirebilmektir” demiştir. Şifa Sende kitabının yazarı Dr. Erhan Özer ise “İnsanların bu dünyaya bir geliş amacı var ve bu amaç da ruhsal tekâmüldür; olgun, kâmil insan olmaktır. Ruhsal olgunlaşma yolundan saptıysanız, sağlıklı ve huzurlu olma ihtimaliniz kalmaz” diyerek konuya dikkat çekmiştir.
Kendini gerçekleştiren insanların özellikleri
Abraham Maslow, bulabildiği en iyi insan örneklerini inceleyerek kendini gerçekleştirme kavramıyla ilgili görüşlerini ortaya koymuştur. Kendini gerçekleştirdiklerini düşündüğü pek çok kişinin yaşamını detaylı bir şekilde inceledikten sonra, bu insanlardaki ortak özellikleri belirlemeye çalışmıştır. Çalışmalarının sonucunda, genel olarak kendini gerçekleştiren insanların; kendilerini ve çevrelerini kabul ettiklerini; gerçeği çarpıtmadan olduğu gibi görme eğiliminde olduklarını; davranışlarında doğal, sade ve samimi olduklarını; insanların sorunlarına karşı duyarlı ve çözüm odaklı olduklarını; başkalarının onayına bağımlı olmadıklarını, yani özerk bir karaktere sahip olduklarını; kültürlenmeye karşı dirençli olduklarını; nüktedan olduklarını; güzellikleri görme konusunda başarılı olduklarını ve takdir duygularının gelişmiş olduğunu; yüzeysel ilişkiler yerine derin ve anlamlı ilişkilere sahip olduklarını; demokratik bir karaktere sahip olduklarını ve farklılıklara saygı duyduklarını; yaratıcı olduklarını ve doruk deneyimlere açık olduklarını bulmuştur. Tüm bu özelliklerden yola çıkarak, Maslow’un kendini gerçekleştiren insan modelindeki kişilerin, ‘sahip olma’ anlayışından çok ‘olma’ anlayışında olduklarını söyleyebiliriz.
Maslow, kendini gerçekleştirmenin, bütün insani sorunları aşmış olmak anlamına da gelmeyeceğini, tüm sağlıklı insanlarda da çatışma, iç sıkıntısı, engellenme, üzüntü, incinme ve suçluluk duyguları olabileceğini ifade etmiştir.
Kendini gerçekleştirmenin bir yolculuk olduğunu, önemli olanın yolun sonuna varmaktan çok iyi yolcu olmak olduğunu unutmamanız dileğiyle. Sevgiyle kalın…
Kaynakça:
(1) Güleç, C. (2016). Pozitif Ruh Sağlığı. Arkadaş Yayınları.
(2) Maslow, A. (2021). İnsan Olmanın Psikolojisi. Kuraldışı Yayıncılık.