Enflasyon, marka sadakatini vurdu: 100 kişiden 81’i, artık sadece fiyata bakıyor
Döngüsel endişeler küresel olarak tüketici güvenini zayıflatırken artık fiyat, marka tercihinin önüne geçti. Alışveriş yapanlar, daha ucuz alternatiflere yöneliyor; marka bilinirliğinden çok fiyat, kalite ve değere öncelik veriyor. EY’nin son araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 81’inin satın alma değerlendirmesinin başında fiyat duyarlılığı geliyor.

Enflasyonist baskı nedeniyle alım gücünün daralması, tüketicinin satın alma eğilimlerini de değiştiriyor. Özellikle belirli bir kesimde tüketiciler, artık daha düşük fiyatlarla alışveriş yapmayı tercih ederken, marka sadakatinin yerini fiyata bıraktığı dikkat çekiyor. Döngüsel endişeler küresel olarak tüketici güvenini zayıflatırken, fiyat marka tercihinin önüne geçiyor. Alışveriş yapanlar daha ucuz alternatiflere yöneliyor, marka bilinirliğinden çok fiyat, kalite ve değere öncelik veriyor.
‘Geleceğin Tüketici Endeksi’ araştırmasının 15’inci versiyonunu yayınlayan Ernst & Young (EY), 20 binden fazla tüketiciyle anket çalışması yaparak, yeni dönem satın alma alışkanlıklarını ortaya koydu. Çalışma kapsamında elde edilen veriler, tüketicilerin marka seçimlerini gözden geçirdiğini ve markaların rolünü fiyat, değer ve ürüne göre yeniden değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu noktada markaların ise ‘marka değerini’ tüketicilere kanıtlamada zorluk yaşadığı görülüyor. Ankete göre, katılımcıların yüzde 88’i, markaların mesajlarının tüketici ihtiyaçları ve değerleriyle örtüşmediğine inanırken, büyük çoğunluğu artık satın alma kararı verirken markalara göre tercih yapmadığını belirtiyor. Aynı zamanda anket verileri, enflasyonun devam ettiği, ticari belirsizliklerin ve makroekonomik ortamın değişken olduğu bu dönemde, tüketicilerin yüzde 55’inin yaşam maliyetlerinin artışından endişeli olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 81’inin, satın alma değerlendirmesinin başında fiyat duyarlılığı geliyor. Bu sonuç, tüketicilerin değer, güven ve ihtiyaç odaklı beklentilerinin arttığını gösteriyor. Ekonomik belirsizlikler nedeniyle tüketiciler, artık daha düşük fiyatlarla alışveriş yapmayı tercih ediyor. Diğer yandan, katılımcıların yüzde 77’sinin fiyat artışları karşısında satın alma davranışlarını aktif olarak değiştirdiği görülüyor.
EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, özel etiketli ürünlerin (private label) her geçen gün daha fazla benimsendiğini, özel etiketli ürünlere karşı tüketici algısının yeniden şekillendiğini ve bu ürünlerin artık daha fazla tercih edilen bir alternatif haline getirdiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 67’si özel etiketli ürünlerin diğer markalı ürünler kadar ihtiyaçlarını iyi karşıladığını, yüzde 36’sı satın alma kararı verirken artık markaları dikkate almadığını söylüyor. Markalar daha fazla değer yaratmak için inovasyona ve marka iyileştirmesine yönelse dahi, katılımcıların yüzde 88’i marka mesajlarının kendi ihtiyaç ve değerleriyle örtüşmediğini, yüzde 54’ü de markalı ürünleri yalnızca indirimdeyken satın aldığını belirtiyor. Bu durum da tüketicilerin marka sadakatinden ziyade indirimlere öncelik verdiğini gösteriyor. Ayrıca anket verileri, özel etiketli ürünlerin benimsenmesinde etkili olan faktörlerin hem kuşaklara hem de ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor.
İyileştirmeler, gizli maliyet azaltma
Markalar yenilik yapmaya çalışırken, tüketicilerin yüzde 42’si pazarda gördükleri ‘iyileştirmelerin’ sadece gizli maliyet azaltma olduğuna inanıyor. Sadece yüzde 26’sı bunlar hakkında olumlu düşünüyor. Tüketicilerin sadece yüzde 12’si marka mesajının kendi ihtiyaçları ve değerleriyle uyumlu olduğunu güçlü bir şekilde kabul ediyor. Tüketicilere ulaşmak ve onları dönüştürmek için gereken yatırım artıyor, ancak güçlü bir getiri sağlamak her zamankinden daha zor. Daha da kötüsü, küçülme enflasyonu güveni zedeliyor ve marka değerini düşürüyor, tüketicilerin yüzde 78’i ürün küçülmesini fark ediyor ve yüzde 77’si fiyat artışlarına yanıt olarak satın alma davranışlarını aktif olarak değiştiriyor. Tüketiciler kendilerini aldatılmış hissettiklerinde başka yerlere bakıyorlar, marka değerini zayıflatıyor ve daha düşük maliyetli alternatiflere doğru kaymayı hızlandırıyorlar. Yine de bu zorlu zamanlarda bile markalar hâlâ güçlü bir çekiciliğe sahip olabilir ve uyum sağlayanlar yerlerini koruyabilir. Tüketicilerin yüzde 65’i hâlâ markaları önemli görüyor, bu yüzden kapı kapalı değil. Ancak bundan sonra markaların geçmişteki öz sermayelerine güvenmek yerine alakalarını pekiştirmesi gerekecek.
Markaya güvenen tüketici geri dönebilir
Geleceğin Tüketicisi Endeksi’ne göre, katılımcıların yüzde 65’inin markalara hâlâ değer verdiğini belirtmesi, markaların geleceğe yönelik iyimser olması için nedenleri bulunduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 48’i, premium markaların üstün kalite, performans veya lezzet sunması halinde bu ürünleri yeniden almaya istekliyken, yüzde 36’sı daha iyi bir değer sunulduğu noktada markaya geri döneceğini, yüzde 33’ü de ürün performansını artıran geliştirmeleri beklediğini belirtiyor. En yenilikçi ürün kategorilerinden kabul edilen güzellik, kişisel bakım ve ev bakımı alanlarında gerçekleştirilen Ar-Ge yatırımlarının meyvelerinin toplandığı dikkat çekiyor.
Diğer yandan endeks sonuçları, yapay zekânın (AI) önemli bir alışveriş aracı olarak kabul edilmesi için hâlâ yol kat edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 58’inin satın alma kararı verirken AI kullanmamış olması bu durumu destekliyor. AI önerilerinin yüzde 50’sinin premium markalar olması ise tüketici ürünleri şirketleri için görünürlüğün de önemli olduğunu gösteriyor.
Tüketici ‘cesur’ yenilikler bekliyor
● Tüketiciler eskiden sevdikleri markalara olan sadakatini sorguluyor. Fiyat, kalite, seçenek ve güven, artık kararları yönlendiriyor.
● Tüketicilerin 42’si pazarda gördükleri ‘iyileştirmelerin’ aslında gizli bir maliyet azaltma yöntemi olduğuna inanıyor.
● Performans, kalite ve kolaylık hâlâ önemliyken sürdürülebilirlik daha az öncelikli hale geldi.
● Özel markayı deneyen tüketicilerin yüzde 36’sı markalara geri dönmeyi düşünmüyor.
● Z kuşağı ve Y kuşağı diğer kuşaklarla aynı düzeyde marka sadakati gösteriyor ve marka değiştirenlerin oranı en yüksek olanlar bu grup.
● Genç tüketiciler güzellik gibi bazı kategorilerde güçlü bir marka tercihi gösterse de bir marka beklentileri karşılayamazsa hemen vazgeçiyorlar.
● Yaşlı nesiller, kişisel bakım ve güzellik dışında, özel markaya yöneliyor.
● Tüketicilerin yüzde 48’i, üstün tat, kalite veya performans sunuyorsa markalı bir ürüne geri dönmeye istekli.
● Tüketiciler artık küçük ürün ayarlamalarıyla yetinmiyor; cesur, değerli yenilikler bekliyor.