Finansal iletişimde yapılan 7 kritik hata

Banka ve firma arasındaki ilişki, sadece bir borç-alacak ilişkisi değil, aynı zamanda stratejik bir ortaklıktır. Ancak çoğu zaman yapılan finansal iletişim hataları, bu ortaklığın daha en başından yanlış kurulmasına ve her iki taraf için de önemli fırsatların kaçırılmasına neden oluyor. Firma-banka ilişkisinde dikkat edilmesi gereken yedi prensip var.

Finansal iletişimde yapılan 7 kritik hata

UĞUR GÜNDÜZ / Ekonomist - Bankacı

Finansal iletişim, bir orga­nizasyonun finansal veri­lerini, performansını ve stratejilerini paydaşlarına (ya­tırımcılar, çalışanlar, bankalar, müşteriler, düzenleyiciler ve ge­nel kamuoyu gibi) açık, şeffaf ve anlaşılır bir şekilde aktarmasıdır. Bu, sadece sayıları sunmaktan öteye giderek, bu sayıların ardın­daki hikayeyi, şirketin vizyonu­nu ve geleceğe yönelik planlarını da içerir.

Biz özellikle firma-banka ara­sındaki finansal iletişim üzerin­de duracağız. Çünkü yapılan ile­tişim hataları daha baştan düğ­menin yanlış iliklenmesine yol açıyor ve her iki taraf içinde bir­çok fırsatın kaçmasına neden oluyor.

Ne yazık ki, iletişimdeki aksak­lıklar ve yanlış beklentiler, özel­likle kredi talepleri söz konusu olduğunda, firmaların finansal hedeflerine ulaşmalarını engel­leyen ciddi sorunlara yol açıyor.

Öncelikle iletişim süreci doğ­ru yerden yani şubelerden baş­lamalıdır. Önce bölge ya da genel müdürlüğe gidip kredi başvurusu yapmak zaman kaybettirir. Çün­kü bölge de genel müdürlük de za­ten sizi şubelere yönlendirecek. Krediye, projeye önce şube ina­nacak sonra talebi bölge ya da ge­nel müdürlük yetkisine sunacak.

“Biz yukarıyla konuştuk, talebi gönderirseniz onay verecekler “ cümlesiyle başlayan iletişim süre­ci, genellikle olumsuz sonuçlanır.

Çarpıtılan bilgiler sorunlara yol açar

Verimli ve etkili bir finansal iletişim için yapılması gereken esaslar vardır.

1 Şeffaflık ve dürüstlük: Fi­nansal bilgilerin tam ve doğ­ru bir şekilde sunulması esastır. Hem olumlu hem de olumsuz ge­lişmelerin açıkça paylaşılması, güven inşa eder. Gizlenen veya çarpıtılan bilgiler, uzun vadede ciddi sorunlara yol açar.

Sıkıntı içinde olan ve ödeme performansı kötüye giden bir fir­ma, henüz mevcut bilanço veri­lerinde görülmeyen bu durumu saklayarak kredi beklentisine girmemelidir. Mevcut durum ne­denleriyle izah edilerek, çıkış yo­lunda finansmanın rolü anlatıl­malıdır.

2 Doğrudan iletişim: Firma­ların bankalarla ilişkilerinde sıkça düştüğü bir diğer hata da, aracılar yoluyla kredi onayı alma yanılgısıdır. Bazı firmalar, kredi danışmanları veya ‘ilişkileri’ ol­duğunu iddia eden kişiler aracılı­ğıyla bankalar nezdinde daha ko­lay kredi alabileceklerini düşü­nürler. Oysa bankacılık sistemi, belirli kurallar ve risk değerlen­dirme süreçleri üzerine kurulu­dur. Bir aracının, firmanın finan­sal durumunu veya kredi notu­nu değiştirecek sihirli bir gücü yoktur. Hatta, aracı kullanımı ba­zen firmalar için ek maliyetlere ve zaman kaybına neden olabilir. Güvenilir olmayan aracılar, hem banka nezdinde firmanın kredi­bilitesini düşürür hem de danış­manlık ücreti adı altında haksız kazanç sağlayabilir. Sonuçta kre­di onay sürecine dahil değildirler.

Firmalara finansal danışman­lık yapan, sürecin doğru yerin­de durmayı bilen, yol gösterici ve kurumsal kimliğe sahip firmalar, bahsettiğimiz aracı tanımı dışın­dadır. Bankalar, kredi kararları­nı bağımsız bir şekilde, kendi iç değerlendirme sistemleri ve risk politikaları çerçevesinde alır­lar. Firmanın doğrudan bankay­la iletişime geçmesi, doğru ve ek­siksiz bilgi akışını sağlaması, sü­reci hızlandıracak ve güven inşa edecektir.

3 Hedef kitleye uygunluk: İletişim, hitap edilen paydaş grubunun ihtiyaçlarına ve bilgi düzeyine göre şekillendirilmeli­dir. Örneğin, bir yatırımcı sunu­mu ile çalışanlara yönelik bir fi­nansal bilgilendirme farklılık göstermelidir.

4 Zamanlama: Finansal bil­gilerin güncel ve zamanın­da paylaşılması kritik öneme sa­hiptir. Gecikmiş veya eski bilgiler, paydaşların doğru kararlar alma­sını engelleyebilir ve güven kaybı­na neden olabilir. Özellikle kredi talebi için bankalar tarafından is­tenen bilgi ve belgelerin gecikme­den temin edilmesi, kredi sürecini hızlandıran en önemli unsurdur.

5 Çoklu kanalların kullanı­mı: Finansal bilgileri duyur­mak için tek bir kanala bağlı kal­mak yerine, web sitesi, basın bül­tenleri, sosyal medya, yatırımcı toplantıları ve raporlar gibi farklı kanallar kullanılmalıdır. Bu, daha geniş bir kitleye ulaşmayı sağlar.

6 Etkili bir hikaye anlatımı: Sadece sayıları listelemek yerine, finansal performansın ardındaki nedenleri ve gelecek­teki stratejileri anlatan bir hika­ye oluşturmak, iletişimi daha ilgi çekici hale getirir. Bu, paydaşla­rın, özellikle bankaların şirketin genel resmini daha iyi anlaması­na yardımcı olur.

7 Yasal ve düzenleyici uyum: Tüm finansal iletişimler, ilgi­li yasalara ve düzenlemelere (ör­neğin, sermaye piyasası mevzu­atı) tam uyum içinde olmalıdır. Verimli finansal iletişim, bir şir­ketin itibarını güçlendirir, yatı­rımcı güvenini artırır ve uzun va­deli başarı için zemin hazırlar.

İletişim becerisine yatırım yapın

Banka-firma ilişkileri, sadece bir borç-alacak i lişkisi değildir; aynı zamanda bir stratejik ortak­lıktır. Bu ortaklığın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için, firmaların iletişim becerilerine yatırım yapması, şeffaflığı ilke edinmesi ve yanlış beklentiler­den uzak durması büyük önem taşır.

Kredi taleplerinin onaylanma­sı, aracıların sihirli dokunuşla­rıyla değil, firmanın finansal di­siplini, güvenilirliği ve bankayla kurduğu sağlam iletişim sayesin­de gerçekleşir.