Finansın yeni ‘karar alıcı’ ajanları

Destek sistemlerinden karar alıcı ajanlara evrilen yapay zekâ (AI), finans sektöründe müşteri deneyiminden yatırım yönetimine kadar tüm işleyişi yeniden şekillendiriyor. Bu dönüşümün kazananları, denemeye açık ve sorumlu inovasyona öncelik veren kurumlar olacak.

Finansın yeni ‘karar alıcı’ ajanları

ERGİ ŞENER/Yapay Zeka ve Teknoloji Derneği YK Üyesi

Finans sektöründe yapay zekâ kullanımı artık yeni bir trend değil. Dolandırı­cılık tespiti, algoritmik alım-satım ya da chatbot destekli müşteri hiz­metleri gibi alanlarda yıllardır sa­hada. Ancak 2025 itibarıyla sah­neye çıkan ‘agentic AI’ yani ajan yapay zekâ, bu alışıldık tabloyu kökten dönüştürmeye aday. Artık yapay zekâ yalnızca destek sunan bir araç değil; kendi kararlarını alan, çok adımlı görevleri yürüten, dış sistemlerle iletişime geçebilen aktif bir oyuncuya dönüşüyor.

Bu dönüşüm, çalışanların rutin işlerini devrettiği sistemlerden, kurumsal karar alma süreçlerin­de rol oynayan özerk ajanlara ge­çişi temsil ediyor. Gartner’a göre, 2028'e kadar kurumsal yazılımla­rın üçte biri bu tür agentic yapay zekâ bileşenlerini içerecek. Fi­nans kurumları da müşteri ilişki­lerinden yatırım yönetimine, risk analizinden iç operasyonlara ka­dar pek çok alanda bu yeni nesil yapay zekâ sistemlerini devreye almaya başladı bile.

Kişiselleştirme ve proaktif hizmette yeni dönem

Agentic AI, müşterileri yalnız­ca analiz etmekle kalmıyor; on­lar adına harekete geçiyor. Har­cama alışkanlıklarından yola çıkarak tasarruf önerileri sunu­yor, olası nakit sıkışıklıkları­nı öngörüyor, yatırım tavsiyele­ri geliştiriyor. Örneğin, JPMor­gan’ın Coach AI uygulaması, piyasa dalgalanmaları sırasında müşterilerden gelebilecek ola­sı panik aramalarını öngörerek danışmanlara zaman kazandı­rıyor. Capital One ise otomobil kredisi sürecini uçtan uca yöne­ten yapay zekâ ajanıyla müşte­ri memnuniyetini ve dönüşüm oranlarını artırmayı başardı. Bu platform müşteriyle sohbet ede­rek ihtiyaçlarını anlıyor, uygun araçları karşılaştırıyor, test sü­rüşü randevuları ayarlıyor ve sa­tış temsilcileriyle görüşme za­manlamalarını dahi otomatik planlıyor.

Otonom portföy yönetimi ve akıllı risk kontrolü

Yatırım süreçlerinde ise agen­tic AI, portföyleri, yatırımcının hedeflerine ve piyasa koşulları­na göre gerçek zamanlı yeniden dengeleyebiliyor. Faiz artışı ya da jeopolitik bir gelişme oldu­ğunda, bu sistemler milisaniye­ler içinde portföy dağılımını op­timize ederek daha düşük risk ve daha yüksek getiri sağlayabili­yor. Akademik çalışmalar, çoklu yapay zekâ ajanlarının birlikte çalışarak insan yatırım komite­lerine benzer sonuçlar üretebil­diğini gösteriyor.

Arka planda işleyen sessiz güç

Dolandırıcılık tespiti, kara pa­ra aklamayla mücadele, kredi skorlama ve likidite yönetimi gi­bi kritik alanlar da agentic AI’ın dönüşüm yarattığı başlıklar ara­sında. JPMorgan ve PayPal gi­bi kurumlar, bu sistemlerle do­landırıcılık maliyetlerinde ciddi düşüş sağladı. AI ajanları, sadece şüpheli işlemleri tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda anında müdahale edebiliyor. Kredi de­ğerlendirme süreçleri ise gele­neksel skorlamaların ötesine ge­çerek, daha esnek ve kapsayıcı hale geliyor.

Ayrıca büyük kurumlar için kritik olan nakit akış optimizas­yonu ve likidite yönetimi de bu sistemlerin yardımı ile daha ve­rimli hale geliyor. AI ajanları, pi­yasa stresini öngörüp nakit ih­tiyacını önceden dengeleyebili­yor; hatta yatırım seçeneklerini önerip, onay sonrası işlemleri kendisi gerçekleştirebiliyor.

İnsan ve yapay zekâ kolaborasyonu: Hibrit gelecek

Bu yeni otonom yapılar, ve­rimliliği artırsa da bazı yeni risk­leri beraberinde getiriyor. Yapay zekanın halüsinasyon üretme, veri önyargısı taşıma ya da kö­tü niyetli müdahalelere açık ol­ma gibi riskleri hala gündemde. Bu nedenle öncü kurumlar, in­san denetimini dışlamayan hib­rit modeller geliştiriyor. Capi­tal One ve Goldman Sachs gibi şirketler, kritik kararların hâlâ insan onayına bağlı kalmasını sağlayan güvenlik katmanlarını sistemlerine entegre etmiş du­rumda. Uluslararası Çalışma Ör­gütü (ILO), finans gibi alanlar­da ‘inisiyatifin insanlarda kaldı­ğı sistem modeli’ (human above the loop) yaklaşımının benim­senmesini öneriyor, yani AI ne kadar gelişmiş olursa olsun in­san yargısının ve nihai onayın devreden çıkarılmaması gerek­tiğini vurguluyor.

Bütünleşik strateji uygulayanlar kazanacak

Agentic AI, finans dünyasın­da yalnızca bir verimlilik aracı değil; aynı zamanda rekabetin çehresini yeniden tanımlayan stratejik bir bileşen. Bu dönü­şümden kazançlı çıkmak iste­yen kurumların, yalnızca tek­noloji entegrasyonuna değil; yö­netişim, etik ve organizasyonel dönüşüme de yatırım yapma­sı gerekiyor. Finansın geleceği, sadece akıllı ajanlara değil, bu ajanlarla akıllıca iş birliği yapan vizyoner kurumlar ve çalışanlar­la şekillenecek.