Maliyet şokuyla yapay zekâ demokrasisi başlıyor

Yapay zeka (AI), bugün artık sa­dece bir teknoloji değil, tüm toplumu ve ekonomiyi şekillendi­ren bir ‘medeniyet dönüşümü’ ola­rak karşımıza çıkıyor ve etkisi sa­dece tek bir sektörde sınırlı kalma­yarak, dokunduğu her endüstriyi dönüştürüyor.

Maliyet şokuyla yapay zekâ demokrasisi başlıyor

Yapay Zeka ve Teknoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ergi Şener

Stanford Üniver­sitesi HAI (İnsan Merkezli Yapay Zeka) Enstitüsü tarafından yayın­lanan 2025 Yapay Zeka Endeksi, bu dönüşümün hızının her geçen gün arttığını ve bu süreçte karşılaştığı­mız fırsatlar ile zorlukların giderek daha karmaşık hale geldiğini gözler önüne seriyor.

AI'ın küresel gelişimini ve etki­sini bugüne kadar yapılan en kap­samlı şekilde analiz eden raporun, 8’inci versiyonu 456 sayfadan olu­şuyor. Stanford AI raporu, yalnızca akademik bir çalışma olmanın öte­sinde, insan-merkezli bir perspek­tifle AI’ın geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Son yıllarda AI’in nasıl evrildiğini, ekonomilere nasıl nüfuz ettiğini ve toplumların gün­lük yaşamlarında hangi alanlarda büyük değişimlere yol açtığını de­taylı bir şekilde inceliyor. Bu rapor, aynı zamanda AI ile karmaşık ve geçişsel bir dönemden geçtiğimizi de vurguluyor

2025 AI raporuna göre yapay zekâ odağında son dönemlerdeki önemli gelişmeler; model perfor­mansındaki gelişmeler, özel yatı­rımlardaki artışlar, yeni düzenle­yici adımlar ve artan gerçek dün­ya benimsemesi olarak öne çıkıyor. Bunun yanında, akıl yürütme, gü­venlik alanlarında ve eşit erişim gi­bi devam eden zorluklara da dikkat çekiliyor.

Maliyet düşüyor erişim kolaylaşıyor

2025 raporunda dikkat çeken en önemli bulgulardan biri, AI’ın hızla gelişen teknik kapasitesi yanında maliyetlerin düşüşü ve demokra­tikleşen erişimi. AI modellerinin eğitim hesaplama gücü yaklaşık her beş ayda bir-iki katına çıkıyor. Ayrıca bugün GPT-3.5 seviyesin­deki bir sistemin işlem maliyetle­ri, sadece iki yıl içinde 280 kat düş­müş durumda. Bu dramatik düşüş, AI’ın daha geniş kitlelere ulaşabil­mesinin önünü açıyor. Donanım maliyetlerinin yılda yüzde 30 düş­mesi ve enerji verimliliğinin yılda yüzde 40 artmasını da es geçme­mek gerekiyor.

Bir zamanlar çok pahalı ve erişi­lemez olan bu teknoloji, artık nere­deyse herkesin masasında bulunan bir araç haline geldi. Artık AI, hiç olmadığı kadar bireysel ve kurum­sal düzeyde ulaşılabilir hale gelmiş durumda.

Rapordaki bir diğer dikkat çe­kici bulgu, 2024 yılı itibarıyla AI modelleri arasındaki performans farklarının hızla kapanması. Çin­li AI modelleri, Amerikan sistem­lerine oranla performans farkını önemli ölçüde azaltmış ve bu mo­dellerin gelişen küresel rekabet­teki yeri daha belirgin hale gelmiş. Ayrıca Çin, toplam AI patentlerin­de lider konumda yer alıyor. AI ya­rışında modellerin arasındaki far­kın hızla azalması AI teknolojileri­nin sadece teknik yeterlilikle değil, uygulama derinliği ve sorumlu kul­lanım ile de şekilleneceği anlamı­na geliyor.

Sağlık, iş dünyası ve ötesi…

AI’ın etkisi sadece teknoloji ile sınırlı kalmıyor; toplumun her kat­manına nüfuz ediyor:

-Bilimsel araştırma: AI’ın bilimsel araştırma üzerindeki dö­nüştürücü etkisi, prestijli ödüller­le tescillenmiş oldu. Nobel Fizik Ödülü (yapay sinir ağları üzerine çalışmalar) ve Nobile Kimya Ödülü (protein katlanma uygulamaları) ile Turing Ödülü (takviyeli öğren­me/reinforcement learning katkı­ları) AI’ın giderek büyüyen rolünü vurguluyor. AI’ın bir araştırma ara­cı olarak kullanımı arttıkça, bilim­sel keşiflerde önemli ivmeler ya­şanıyor.

-Sağlık: AI, klinik görevlerde artık doktorları geride bırakıyor. Örneğin, OpenAI’nin o1 modeli, MedQA benchmark’ında (AI sis­temlerinin tıbbi bilgi ve klinik so­ruları anlama ve yanıt verme yete­neklerini ölçen bir test seti) yüzde 96 başarı oranı gösteriyor. Bu, sağ­lık hizmetlerinin daha hızlı, daha doğru ve daha erişilebilir hale gel­diği anlamına geliyor. Ayrıca FDA, 2023’te 223 AI destekli tıbbi ciha­zı onayladı, bu sayı 2015’te sade­ce 6’ydı.

İş dünyası: AI’ın iş dünyası­na etkisi, her geçen gün daha da be­lirgin hale geliyor. 2023’te yüzde 55 olan AI kullanım oranı, 2024’te yüzde 78’e çıktı. Ancak yatırımla­rının karşılığını alamayan birçok şirket, hâlâ bu teknolojiyi nasıl dö­nüşüm aracı olarak kullanacağını bulmaya çalışıyor. AI, sadece mali­yetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda gelirleri artırma potan­siyeline de sahip.

Fakat çoğu şir­ket için bu artış yüzde 5’i geçmi­yor. McKinsey'nin kuruluşların sorumlu AI ile ilgili katılımını in­celediği bir anket, birçok kurulu­şun anahtar sorumlu AI risklerini tanımladığını ancak tüm kuruluş­ların bu riskleri ele almak için ak­tif adımlar atmadığını gösteriyor. Yanlışlık, düzenleyici uyum ve si­ber güvenlik gibi riskler, liderlerin zihinlerinde ön planda yer alıyor.

Bütün bu gelişmelerin yanında, karmaşık mantık yürütme ve zor­layıcı problem çözme gibi alanlar­da büyük zorluklar yaşanıyor. AI modelleri, doğru çözüm var olsa bi­le, bazen mantıklı sonuçlara ulaş­mada zorlanabiliyorlar. Bu da ‘her şeyin çözümü’ olarak görülen AI’ın hâlâ insan zekâsının yerine geçe­mediğini gösteriyor ve bu noktada, teknolojik inovasyonların daha ile­riye gitmesi için yeni yöntemler ve modellerin geliştirilmesi gereklili­ği ortaya çıkıyor.

Bununla birlikte, önyargısız ol­mak üzere eğitilen LLM'ler, hâlâ örtük önyargı sergiliyor, bu da ka­rar alma süreçlerinde ırksal ve cinsiyet temelli önyargıları pekiş­tiriyor. Önyargı metrikleri stan­dart benchmark’larda gelişmiş ol­sa da AI model önyargısı hâlâ yay­gın bir sorun.

Uluslararası yarış

Ancak tüm bu ilerlemelere rağ­men kamuoyu, AI’ın etik kullanı­mı ve özel verilerin korunması ko­nusunda endişelerini sürdürüyor. Bir yandan da AI’ın düzenlenme­sine yönelik adımlar hızla artıyor. ABD, 2024’te 59 yeni AI düzenle­mesi getirdi, bu sayı 2023’te 24’tü. Bu, uluslararası bir yarışın başla­dığını ve her ülkenin AI’daki yerini sağlamlaştırmaya çalıştığını göste­riyor. Çin, Kanada, Fransa ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, AI yatırım­ları için milyarlarca dolarlık bütçe­ler ayırmış durumda.

Sonuç olarak, Stanford 2025 AI Endeksi, AI’ın gücünü, hızını ve toplumsal etki­sini çok daha net bir şekilde ortaya koyuyor. AI’ın gücü sadece tekno­lojide değil, toplumu değiştirmede de yatıyor. 2025 AI Endeksi, AI’ın daha güçlü, daha erişilebilir ve daha entegre bir geleceğine işaret ediyor. Bu dönüşüm, yenilikçilik ile risk yönetimi arasında bir denge kur­mayı gerektiriyor. AI’ın sorumlu bir şekilde kullanılması için iş dün­yası liderlerinin ve politika yapıcı­ların stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri büyük önem taşıyor.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL