Sürdürülebilirlik rüzgârında rekabette bir adım öne çıkın

Yeşil iş modellerine geçiş, sadece çevreyi koruma amacını taşımakla kalmıyor, şirketlerin finansal başarılarını da artırmalarına yardımcı oluyor. Sürdürülebilirlik, rekabet avantajı sağlayan en güçlü faktörlerden biri olacak. Bu dönüşümü doğru yöneten şirketler, geleceğin ekonomisinde güçlü bir yer edinecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sürdürülebilirlik rüzgârında rekabette bir adım öne çıkın

Ömer Devrim KARADENİZ - Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi ve Danışman

Bugün iş dünyasında çev­resel sorumluluk artık sa­dece bir seçenek değil, zo­runluluk haline geliyor. Birçok şirket, sürdürülebilir iş modelle­rine geçerek hem çevreye duyar­lı hem de geleceğe yönelik sağ­lam temellere dayanan stratejiler oluşturuyor. Ancak sürdürülebi­lirlik yalnızca çevresel bir mese­le olmaktan çıkıp, aynı zamanda kârlı iş fırsatlarına dönüşen bir iş stratejisi haline geldi. Yeşil eko­nomi, giderek daha fazla şirketin ve yatırımcının dikkatini çekiyor. Bu yazıda, sürdürülebilir iş mo­dellerinin ne gibi fırsatlar sundu­ğunu, nasıl iş süreçlerine entegre edilebileceğini ve bu değişimin iş dünyası üzerindeki uzun vadeli etkilerini inceleyeceğiz.

3 trilyon doları aştı

Geleneksel iş yaklaşımlarında kâr amacı güdülürken, sürdürü­lebilir iş modelleri bu amaca ulaş­manın yanı sıra çevresel ve sos­yal sorumlulukları da göz önünde bulunduruyor. Bu yeni iş anlayışı, yalnızca çevreyi korumakla kal­mıyor, aynı zamanda şirketlere daha verimli operasyonlar, daha düşük maliyetler ve müşteri sada­kati gibi avantajlar sağlıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) 2024 yılı verilerine göre, küresel enerji yatırımları ilk kez 3 trilyon doları aşarak, bunun 2 trilyon doları temiz enerji tekno­lojileri ve altyapısına yönlendiril­di. Bu, fosil yakıtlara yapılan yatı­rımların iki katına denk geliyor ve temiz enerji yatırımlarının hızla arttığını gösteriyor. Sürdürülebi­lirliği iş stratejilerinin merkezine koyan şirketler, daha şeffaf, daha etkili ve daha sosyal sorumlu hale geliyor. Bu da onları yalnızca çev­resel açıdan daha duyarlı değil, aynı zamanda ekonomik anlam­da daha güçlü kılıyor. Çevre dostu üretim yöntemleri, atık yönetimi ve enerji verimliliği gibi unsurlar, şirketlerin maliyetlerini düşür­mesine ve pazar paylarını artır­masına yardımcı oluyor.

650 milyar dolar tasarruf

Enerji verimliliği, maliyet ta­sarrufu açısından da büyük önem taşımaktadır. IEA'nın analizleri­ne göre, enerji verimliliği önlem­leri sayesinde 2030 yılına kadar küresel olarak yıllık 650 milyar dolar tasarruf sağlanabilir. Örne­ğin, İngiltere'de yapılan bir araş­tırma, evlerde uygulanan ener­ji verimliliği önlemleriyle yıllık ortalama 283,90 sterlin tasarruf edildiğini göstermektedir.

Son yıllarda, sürdürülebilir ya­tırımların önemi artıyor. Şirket­ler, kâr amacı güderken çevreyi koruyan, topluma fayda sağlayan ve toplumsal sorumluluklarını yerine getiren projelere yöneli­yor. Bu tür projelere yapılan ya­tırımlar yalnızca doğa dostu ol­makla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin geleceğe yönelik kâr­lılığını artıran stratejik adımlar atmalarını sağlıyor.

Türkiye de bu dönüşümde önemli adımlar atmaktadır. 2024 yılında Türkiye, enerji ve maden­cilik sektörlerine 6 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planla­maktadır. Ayrıca 2035 yılına ka­dar yenilenebilir enerji kapasite­sini dört katına çıkararak 120 bin MW'a ulaştırmayı hedeflemekte ve bu doğrultuda 100 milyar do­larlık yatırım öngörmektedir.

Uzun vadede kârlı

Daha verimli üretim süreçle­ri, tasarruf sağlar ve üretim ma­liyetlerini azaltır. Enerji verim­liliği, şirketlerin daha az enerji tüketerek daha fazla üretim yap­masını sağlar. Aynı zamanda, sı­fır atık projeleri, doğal kaynakları daha verimli kullanmalarına yar­dımcı olur. Bütün bunlar, şirket­lere hem çevresel fayda hem de finansal kazanç sağlar.

Birçok şirket, sürdürülebilir­liğe yatırım yapmanın kısa vade­de maliyetli olduğunu düşünse de uzun vadede bu yatırımların ne denli kârlı olabileceğini fark et­meye başladı. Yeşil projelere ya­pılan yatırımlar, yalnızca çevreyi korumakla kalmaz, aynı zaman­da iş süreçlerini daha verimli ha­le getirir ve maliyetleri düşürür.

Finansal başarıya katkı

Dünya Bankası'nın Türkiye'de yürüttüğü 1 milyar dolarlık prog­ram, dağıtık güneş enerjisi ve ba­tarya depolama sistemlerinin yaygınlaştırılmasını hedeflemek­tedir. Bu tür projeler, hem ener­ji güvenliğini artırmakta hem de çevresel etkileri azaltmaktadır.

Sürdürülebilir iş modelleri­ne geçiş, sadece çevreyi koru­ma amacını taşımakla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin finan­sal başarılarını da artırmalarına yardımcı oluyor. Sürdürülebilir­lik, iş dünyasında rekabet avan­tajı sağlayan en güçlü faktörler­den biri olmaya devam edecek. Bu dönüşümü doğru şekilde yöneten şirketler, geleceğin ekonomisin­de güçlü bir yer edinecek. Çevre­sel sorumluluğu iş stratejilerinin merkezine koyan şirketler, sade­ce çevreyi değil, kendi kârlarını da korumuş olacak.