ada bir sığınak mıdır?

Haluk Şahin'in yeni romanı "Ada", Bozcaada'ya sığınmış bir matematik dâhisi Deniz Yorgancı ile Troya'da çalışan bir kadın arkeolog arasındaki ilişkinin aşka dönüşmesini anlatıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Haluk Şahin'in Kırmızı Kedi Yayınevi'nde basılan yeni romanı Ada, aynı zamanda akademisyen ve televizyoncu olan yazarın otuzuncu kitabı ve "Babıali'de Cinayet"ten sonra ikinci romanı.

Bu yıl, Troya yöresi için yaptıklarıyla Troya Antik Kenti ve Anadolu kültürünün tanıtımına ve dünya barışına katkıda bulunanlara verilen Homeros Ödülü'ne lâyık görülen Şahin, senenin bir bölümünde Bozcaada'da yaşıyor ve 30 yılı aşkın bir süredir kendisini adalı saydığını söylüyor. Şahin, ada ile ilişkisini Eren Aysan ile yaptığı bir söyleşide şöyle anlatıyor:

"Bozcaada ile aramdaki 30 yıllık ilişkiyi şimdiye kadar pek çok şekilde ifade ettim ama ‘esaret' sözcüğünü hiç kullanmamıştım. ‘İlk bakışta aşk' zamanla ‘sevda'ya dönüştü, ev bark (bağ) sahibi olunca ‘evliliğe' benzedi ama içine hiç soğukluk ve bıkkınlık girmedi. Şimdi düşünüyorum da biraz da ‘esaret' idi bu ilişki, ne olursa olsun beni bırakmıyordu. Artık eşim Belgin'le birlikte bunu kabul ettik, bir çeşit ‘Stockholm sendromu'ndan söz edebiliriz. Gardiyanımızı seviyoruz! "

"Ada", Bozcaada'ya sığınmış bir matematik dâhisi Deniz Yorgancı ile Troya'da çalışan bir kadın arkeolog arasındaki ilişkinin aşka dönüşmesini anlatıyor. Deniz Yorgancı'nın işinsanı babasının girdiği kirli ilişkiler, banka yolsuzlukları ve mitoloji ise fonda yer alanlar arasında…

Haluk Şahin kitabını anlatırken "Babıali'de Cinayet, ‘polisiye' türü içine konmuştu; bu da çok sürükleyici bulunacaktır, ama polisiye değil. Ana ekseninde gizem ve aşk var. ‘Bir insanın hayatı çok daha önceleri yaşanmış başka bir hayata ne kadar benzeyebilir?' sorusu var?, İstanbul var, Troya var ve tabii Bozcaada var. Matematik dehası Deniz ile arkeolog Gülderen var. Akhilleus ve Tenes var. Batık bankalar ve Boğaziçi'nde yalılar var..."

Yazı hayatına şair ve öykücü olarak başlayan Şahin, bugüne kadar her türde yazdığını söylüyor ve "Romana geç kaldım, ama sevdim. Çünkü roman, içinde yaşadığımız şu karman çorman ve rezil dünyada başka türlerle yapılamayan şeyleri yaptırıyor yazara. İnsanların yalnızca beynine değil, kalbine de girebiliyorsunuz. Bütün bunları sosyolojik bir panorama üzerinde yapabiliyorsunuz" diyor.

ADA, Haluk Şahin, Kırmızı Kedi Yayınevi, 288 s.

Bu konularda ilginizi çekebilir