İki değerli resimli kitap

Bilim Tavşanı Şarlot, yuvadan başlayarak ikinci sınıfın sonuna kadar keyifle okunacak, etkinliklerle zenginleşecek bir kitap. Seslerin Perisi Işık görmezlerle empati kurmak için çok önemli bir fırsat.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYFER GÜRDAL ÜNAL

Eylül geldi. Okullar başlamak üzere. Bu ay resimli iki kitap tanıtmak istiyorum. İlk kitap, Bilim Tavşanı Şarlot, Domingo tarafından yayımlandı. Yazarı Camille Andros, çizeri Brianne Farley ve dilimize kazandıran Hevdan Sönmez. Bu kitap bilimsel düşünme metoduna başlangıç için eşsiz bir eser.

Komik, didaktik değil, fark etmeden yöntemin içselleşmesine yardımcı oluyor. Çizimleri esprili ve görsel dil kolay izlenebilir sadelikte ve açıklıkta. Şarlot ciddi bir bilim tavşanıdır. Bütün gün laboratuar önlüğüyle gezer, koruyucu gözlüğünü ve büyütecini yanından ayırmaz.

Şarlot, problemlerini çözmek için bilimsel yöntemden (soru › varsayım › deney › gözlem › sonuç) faydalanır, deneyler yapar. Fakat Şarlot'un küçük bir problemi vardır. Yer darlığı içindedir, çünkü tavşan ailesi biraz kalabalıktır. Bir evde 16 tavşan yaşamaktadır. Kardeşleri, deney tüplerini kırmıştır, Şarlot'un araştırmaları için acil boş alan bulması gerekiyordur.

İşte, bilimsel yöntem kullanmanın tam zamanı! Bilimsel düşünce bir soru sorarak başlardı. Öyleyse Şarlot'un sorusu: Kendime boş alan nasıl yaratabilirim? 2. adım bir varsayım oluşturmaktı. Şarlot'un varsayımı: Eğer kardeşlerimden kurtulabilirsem yeterince boş alanım olur. 3. adım varsayımı test etmek için deney yapmaktı. Şarlot bu aşamada görünmezliği, kardeşleri yok etmeyi denedi, ancak hiçbiri işe yaramadı.

Derken aklına son bir çare geldi. Bu çare işe yaradı. Şarlot artık ne sofrada, ne banyo küvetinde, ne de tuvalette sıkışıyordu. Son deney işe yaramıştı. Yer boldu, ancak bir küçük sorun vardı. Yemek sırasında konuşacak kimse yoktu. Banyoda yüzüne köpük üfleyecek kimse yoktu. Tuvalet kâğıdı bittiğinde seslenecek kimse bile yoktu. Şarlot, deneyinin bu sonucundan memnun kalmadı. Hemen ikinci adıma geri dönüp yeni varsayım oluşturdu.

İkinci varsayımı detaylandırıp okuma zevkini kaçırmayacağım. Ancak bu kitap küçük, büyük herkesi sorular sorup deneyler yapmaya teşvik eden bir akıcılıkta yaratılmış. Bildiğiniz gibi temel bilimler üretiminde Türkiye 41. sıradadır ve İran, Türkiye'nin önünde yer almaktadır. (bkz. cabim.ulakbim.gov.tr Bilim Dallarında Dünya, Ülkeler ve Gruplara Ait Veriler: Temel Bilimler (2010-15)) Tam da bu noktada "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir." diyen Atatürk'ü sevgi, saygı ve minnetle anmak istedim. Bilim Tavşanı Şarlot, yuvadan başlayarak ikinci sınıfın sonuna kadar keyifle okunacak, etkinliklerle zenginleşecek bir kitap. Çocuklarımızı bilim heyecanını tatmaya yönlendirecek, STEM programlarında çok yararlı olabilecek bir yaratı. Dilerim faydalanırsınız.

seslerin perisi ışık

İkinci tanıtacağım kitap, Kuraldışı Çocuk'un yayımladığı Seslerin Perisi Işık isimli eser. Yota Alexandrou yazmış, Effie Lada resimlemiş, Yunancadan dilimize Seda Kostik kazandırmış. Işık, yazarın verdiği küçük ipuçlarını değerlendirdiğimizde kavradığımız üzere görmeyen bir kızdır. Yazar beyaz bastonu, gemi pusulasına benzetmiş. "Gemi pusulaları gibi engeller arasından yolunu bulmasına yardımcı olur", diye açıklamış. Işık için arkadaşları duyarlı davranma çabasındalar, Bela Metin ve arkadaşları hariç. Örneğin Işık için okulda kapıları hep tutar arkadaşları, ancak Metin ve arkadaşları bilerek sınıfın kapısını kapatıp üstelik bir de çelme takıp Işık düşünce de "Önünü görmüyor musun?" diye bağırırlar. Işık, bu davranışa karşılık vermez.

Beyaz bastonunu alıp sakin ve başı dik, geçip sırasına oturur. Ancak, anlatıcı çocuk Bela Metin'in yaptıklarına o kadar kızar ki ejderha gibi ağzından alevler çıkarmak ister. Gider, olanları öğretmenlerine anlatır. Öğretmen önce hiçbir şey demez, hiç kızmaz ancak o gün bütün sınıfa bir oyun oynatır. Oyun boyunca tüm çocukların gözlerini kapaması zorunludur. Önce "Ben kimim?" oynarlar, birbirlerini seslerinden, gülüşlerinden tanımaya çalışırlar. Burunları aracılığı ile kokulardan nesneyi tanımaya çalışırlar. Sonra elleri ile eşyaların şekillerine dokunup ne olduğunu bulmaya çalışırlar. Engellere takılmadan yürümeye çalışmaca bir başka oyundur.

Metin ve arkadaşları bu oyunları oynarken çok zorlanırlar. Herkes bir sıkıntı çekmiştir. Bir gülümseyen Işık, diğeri de öğretmendir.

Gayrettepe metro durağındaki Karanlıkta Diyalog deneyimini yaşadıysanız eğer kısa bir zaman için dahi olsa, bir görmezin dünyasına dalıp, onunla empati kurmuşsunuzdur.

İşte bu kitap aracılığı ile 5-8 yaş çocukları bilmedikleri bir dünyanın kapısını aralayıp daha farklı bir anlayışa ve kabule ulaşabilirler. Görmezlerle empati kurmak için çok önemli bir fırsat, dilerim yerini bulur. Yuvalarda, ilkokul 1 ve 2. sınıflarda bu kitap okunur ve bu oyunlar oynanır. Böyle çalışmalarla da toplumumuzun engelliye bakışı çok ihtiyacımız olduğu yöne, eşit bireylik yönüne doğru değişir.

Dileğim, eğer 5-8 yaş aralığında çocuğunuz yoksa dahi, bu yaş aralığında bir çocuğa bu değerli iki kitabı armağan etmeniz veya bir yuvanın ya da bir ilkokulun kütüphanesinde bulunmasına vesile olmanız

Bir yazının daha sonuna geldik. "Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa" demiş Yahya Kemal Beyatlı, ama Eylül işte böyle bir ay. Yeni başlangıçlar, yeni umutlar getirsin Eylül ayı. Bilimin ışığı aydınlatsın yolunuzu, sevgiyle, kitapla kalın.

ahru@tnn.net