işyerinde hikâye anlatabilmek

Tarkan Karabel'in Remzi Kitabevi'nden çıkan İş Dünyasında Hikayenin Gücü adlı kitabı raflardaki yerini aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DOĞAN SELÇUK

Son zamanlarda iş dünyasının en popüler konularından birisi hikâye / hikâye anlatıcılığı. Günümüzde sadece sayılardan ve iş sonuçlarından bahseden değil, iş sonuçlarını hikâyelerle birlikte anlatan, insanların kendi hayatlarıyla bağ kurması ve ilham alarak harekete geçmesini sağlayan liderlere ihtiyaç var.

İyi hikâyeler bir kavramı görsel ve somut hale getirirken aynı zamanda dikkat çekerek insanlarda duyguları canlandırmakta.

Tarkan Karabel'e göre, "iş amaçlı hikâye anlatıcılığı yaşanmış bir tecrübenin sizi dinleyenlerle paylaşılması ve bu tecrübenin bir iş mesajına bağlanmasıdır." Geleneksel hikâye anlatıcılarının iş hikâyesi anlatmaya gelince başarılı olamayacağını iddia eden yazar, iş hikâyesi anlatıcılığının alışılagelmiş hikâye anlatıcılığından dört nedenle ayrılır: İş hikâyelerinin bir amacı vardır, bilgiyle desteklenir, özgündür ve plan/ön hazırlık vardır.

Yazar, etkili liderlik anlayışının "komut ver ve kontrol et" kavramından "ilham ver ve konuyu sahiplendir" kavramına döndüğünü açıklıyor. Amacınız ister şirketin yeni iş stratejisini çalışanlarla paylaşmak olsun, ister yeni kurum prensiplerini açıklamak, iş değişiklikleri veya yeni bir ürünü pazara sunmak olsun, istediğiniz yönde düşünmeleri ve harekete geçmeleri için çalışma arkadaşlarınıza yaşanmış bir hikâye anlatmalısınız. Bu şekilde insanların mesajı almalarını ve kendi hayatlarıyla bağ kurmalarını sağlarsınız. Benim hikâyem yok veya benim hikâyelerim çok da ilginç değil diye düşünebilirsiniz. Olaylara nasıl bakacağınızı bilirseniz, hepsi de yerine göre önemli mesajları sizin için insanlara taşımaya hazır hale gelecektir. Özel ve iş hayatınızda başınızdan geçen olaylar, tanınmış karakterlerin yaşadıkları ilginç olaylar, çocukluğunuzdan yaşlılığınıza kadar her dönemde hikâyeleriniz mutlaka vardır.

Karabel, bir hikâye oluşturmanın kompozisyon yazmaya benzediğini belirterek "giriş, gelişme ve sonuç" bölümlerinden oluştuğunu ifade ediyor. Yazara göre, hikâyeler azami iki dakika olmalı. Hikâyelerinizi geliştirmek ve hikâye üretimini artırmak için mutlaka yazıya dökmelisiniz. Hikâyelerinize mutlaka isim vermeli ve akılda kalmalarını sağlamalısınız. Hikâyelerde isimlerini kullandığınız kişilerden izin istemeli ve hikâyeleri aldığınız kaynak adreslerini belirtmelisiniz.

Diyelim ki, elinizde güzel bir hikâye var. Peki, onu ilham veren bir hikâyeye nasıl dönüştüreceksiniz? Yazara göre, öncelikle doğru olmayan detaylardan kaçınmalı, abartılı olaylar anlatmamalısınız. Hassas ve tartışmalı konulara girmemeli ve kültürel farklılıklara vurgu yapmamalısınız. Mizah kullanabilirsiniz. Alçak gönüllü olmalı, kendinizle dalga geçmekten korkmamalısınız. Olumlu ve olumsuz hikâyeleri yer ve duruma göre nasıl kullanacağınızı bilmelisiniz.

Hikâyenizi oluşturdunuz. Şimdi daha önemli bir sürece giriyorsunuz. Hikâyelerinizi prova ederek harika bir seviyeye ulaşabilirsiniz. Prova başarılı hikâye anlatıcılığının sırrıdır. Hikâyenizi oluşturduktan sonra bu hikâyeyi gerektiği her yerde anlatmalısınız. Çalışanlarınızla, müşterilerinizle, hissedarlarınızla ve arkadaşlarınızla yeri ve zamanı geldiğinde hikâyelerinizi paylaşmalısınız. Hikâyelerinizi satış yaparken, çalışanlara koçluk yaparken, blog yazarken, sosyal medyada paylaşım yaparken ve e-posta yazarken kullanabilirsiniz. Kurumunuzda hikâye anlatılmasını teşvik etmeli ve konuyla ilgili eğitimler vermelisiniz.

İŞ DÜNYASINDA HİKÂYENİN GÜCÜ, Tarkan Karabel, Remzi Kitabevi, 124s.

Bu konularda ilginizi çekebilir