"Yapacak çok şey var"

Faruk Eczacıbaşı diyor ki: "Umudum, ‘Daha Yeni Başlıyor'u okuyanların bu yeni dünyada, aslında sahip oldukları güçlerin farkına varmaları ve tahmin edebileceklerinin çok ötesine uzanan etki alanlarını cesaretle hayata geçirmeleri. Parmaklarının altındaki güç buna izin veriyor."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı'nın, her gün daha büyük bir ivmeyle hayatımıza giren teknolojik gelişmelerin getirdiklerini ve götürdüklerini ele aldığı, "Daha Yeni Başlıyor: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf" başlıklı kitabı, Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabın tüm telif gelirleri Faruk Eczacıbaşı tarafından Türkiye Bilişim Vakfı'na bağışlandı.

Faruk Eczacıbaşı, ilk kitabı olan Daha Yeni Başlıyor'da kendi kişisel deneyimlerinin yanı sıra Türkiye'nin geçirdiği dönüşümler ve dünyadaki son gelişmelerden yola çıkarak, her gün daha büyük bir ivmeyle hayatımıza giren teknolojik gelişmelerin getirdiklerini ve götürdüklerini inceliyor. İyisi ve kötüsüyle gelecekte dünyayı nelerin beklediğini tartışmaya açıyor. Kitabın arkasında yer alan çok geniş yararlanılan kaynaklar listesine de mutlaka göz atmakta fayda var…

Eczacıbaşı "Daha Yeni Başlıyor"u herkesin anlayacağı bir dille kaleme almış… Kitabını anlatırken şöyle diyor:

"Kitabı gönderdiğim arkadaşlarım rahat anlaşılabilir mi diye sordular. Kendim anlayacağım bir dilde derdimi anlattığımı söyledim onlara…"

Ve devam ediyor:

"22. yılını geride bırakan Türkiye Bilişim Vakfı olarak teknolojinin getirdiği değişimin nasıl bir etkisi olacağını kestirmeye çalıştık. Beni ilgilendiren taraf daima yeni bir teknolojinin gerektirdiği davranış değişikliği ya da verimliliğe katkısı oldu."

"Teşekkür" yazısında kitabın amacı net bir biçimde dile getiriliyor:

"Umudum, kitabı okuyanların bu yeni dünyada, aslında sahip oldukları güçlerin farkına varmaları ve tahmin edebileceklerinin çok ötesine uzanan etki alanlarını cesaretle hayata geçirmeleri. Parmaklarının altındaki güç buna izin veriyor.

Geleceğin dünyasına yeni bir gözlükle bakıp her türlü konuda çözümün bir parçası olmak, akılcı model önerileri getirerek tartışmak ve sonuçları oluşturmak isteyenleri de aramıza, www. baslangicnoktasi.org adresine bekliyoruz."

Tarihe bakıldığında, her şeyin buhar makinesiyle başladığına dikkat çeken Eczacıbaşı, kitabında şu ifadelere yer veriyor:
"Yeryüzünde yaşayan bir tür olarak insan, bu buluşla birlikte 18. yüzyılın son çeyreğinden itibaren sürekli hızlanan ve kendisini diğer türlerden kesin olarak ayıran bir sürece girdi.

21. yüzyılın ilk çeyreğinde, her iki günde bir insanlık tarihinin başlangıcından 2003'e kadar üretilmiş toplam bilgi miktarı kadar bilgi üretiliyor. Bu durum, miktar ve hız olarak baş döndürücü elbette ama bunun da ötesinde, ortaya çıkan karmaşıklık düzeyi üzerine düşünmek gerekiyor; bu karmaşıklık son derece önemli sonuçlara yol açıyor ve bu sonuçların hepsi birbirine bağlı."

Kitabında getirdiği köklü değişiklikler nedeniyle interneti bir milat olarak değerlendiren ve 1989'da suya atılan çakıl taşının halkalarının 30 yıla yakın bir sürede yayılarak toplumun bütün katmanlarını etkileyen bir güce dönüştüğünü vurgulayan Faruk Eczacıbaşı, yaşadığımız dönemi şu sözlerle özetliyor:

"Geçen çeyrek yüzyılda yeni bir kuşak yetişti ve artık üretim evresinde yer alıyor. Bu kuşağın; temel alışkanlıklarını internet öncesi dönemde edinmiş bizim kuşağı anlamasının imkânsız olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda endüstri döneminin, taş üstüne taş koyularak yapılandığı birçok sistemin yeni modeller tarafından sorgulandığını, hatta çökertilmeye başladığını gözlemliyoruz. Değişim gerekliliği, genlerimize işlenmiş olduğuna inandığımız birçok davranışlarımızı sorgulamaya başladı. Ekonomiden sosyal yapıya kadar sürdürülebilir olduğunu kabul ettiğimiz birçok model geçerliliğini kaybediyor - sürdürülebilir olarak algıladığımız birçok model veya davranış şekli yerini yeni modellere bırakıyor, ancak onların da sürdürülebilirliği kuşkulu. Ara bir dönemde yaşıyoruz: Bugünkü kıdemli kuşakların hayatını şekillendiren eski modeller geçerliliklerini kaybediyor ama yeni modeller de yerlerini henüz almadı."
Kitabın Önsöz'ünü kaleme alın Zeynep Tüfekçi ise şöyle diyor:

"Böyle bir kitabı bırakın Türkçede, herhangi bir dilde yazabilecek insan sayısı da çok az. Türkiye okuru aslında hiçbir zoru olmayan bir işadamı vakit ve emek ayırıp böyle bir kitap yazdığı için şanslı.

Peki okurun bu kitaptan alacağı dersler neler? Belki ilk derslerden biri, kitabın da ana temalarından biri: Bu kadar hızlı değişen bir dünyada "Ben şunu biliyorum, bu bana yeter" diyerek oturmak mümkün değil. Değişimi anlamak ve belki daha da önemlisi bunu olumlu mecralara çevirip kaçınılmaz olan olumsuz yanlarını törpülemek ya da mümkün olduğunca bastırabilmek için, analitik siloların yıkılması gerekiyor. Tarih bilgisiyle teknik bilgi, mühendislik bilgisiyle sosyal bilgi birleşmek zorunda. Bir de sadece silolardan gelen bilgileri birleştirmek yetmiyor; nasıl elimizdeki telefonların sürekli güncellenmesi gerekiyorsa, bilgilerin de güncellenmesi gerekiyor, çünkü hızla değişiyorlar."

Son söz yine Faruk Eczacıbaşı'nın:

"Gelişmeler benim kuşağımın anlayışına ters düşebilir ama alışkanlıklar da gelişmelerle birlikte değişecektir. Yapıcı bir geleceğin bir parçası olabilmek için bu dünya nüfusunun her bir bireyi için yapacak çok şey var."

DAHA YENİ BAŞLIYOR: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf, Faruk Eczacıbaşı, Koç Üniversitesi Yayınları, 263 s.

Bu konularda ilginizi çekebilir