4. Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı İstanbul'da başladı

Konferans, az gelişmiş ülkelerde yatırım için uygun bir ortam yaratmayı, sürdürülebilir kalkınma ve istihdama katkıda bulunulmasını amaçlıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Birleşmiş Milletler (BM) En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı, İstanbul'da başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konferans başkanlığına seçildi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ve BM sistemi içinde genel kuruldan sonraki en geniş katılımlı toplantı olma özelliği taşıyan konferans, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un kısa konuşmasıyla başladı. Daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konferans başkanlığına seçildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1971 yılında 25 en az gelişmiş ülke varken bugün bu rakamın 48'e çıktığını belirterek, ''Bu durum bu şekilde devam edemez ve sürdürülemez. Günde 1 dolardan daha az gelirle yaşayan 1 milyardan fazla kişi varken, uluslararası toplumun geri kalanı bu kişilerin acılarına gözlerini kapatamaz, bunları ihmal edemez. Bu çok alarm verici bir durumdur. Sadece ahlaki açıdan değil, aynı zamanda siyasi açıdan da alarm verici bir durumdur'' dedi.

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şunları söyledi:

''1971 yılında 25 en az gelişmiş ülke varken bugün rakam 48'e çıkmıştır. Sadece 3 ülke bu kapsamın dışına çıkmayı başarmıştır. Bu durum, bu şekilde devam edemez ve sürdürülemez. Bugün en az gelişmiş ülkelerin dünya nüfusunun neredeyse yüzde 13'ünü oluşturduğunu, ancak küresel ekonomi çıktılarının sadece yüzde 1'inin bu ülkelere gittiğini belirtti.''

İstanbul Faaliyet Programı oluşturulacak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''4. Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı''nda (BM-EAGÜ) en az gelişmiş ülkelerin gelecek 10 yıl içerisindeki yol haritasının oluşturulacağını belirterek, ''Konferans sonucunda 'İstanbul Faaliyet Programı' kabul edilecek. Programda, en az gelişmiş ülkelerde yaşayan 1 milyardan fazla kişinin günlük hayatlarında bazı değişiklikler yapabilmeliyiz'' dedi.

Abdullah Gül, İstanbul Faaliyet Programı'nın yeni bir momentum geliştireceğini düşündüğünü ifade ederek, ''Daha hızlı, sürdürülebilir, dahil eden ve eşitçi bir ekonomik kalkınmayı en az gelişmiş ülkelerde bu vesileyle yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Resmi kalkınma yardımı bu anlamda çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bu 4. zirve sadece mali kaynakların harekete geçirilmesiyle ilgili bir zirve değildir'' dedi.

Gül, bazı az gelişmiş ülkelerin gerçekten son 10 yılda güçlü büyüme performansları yakalayabildiğini vurgulayarak, bazı ürünlerin fiyatlarının gerçekten yükselebildiğini, ancak son 10 yılda en az gelişmiş ülkelerin yarısından fazlasının çok az ya da negatif büyüme sağladığını anlattı.

''Bu çok da ümit vermeyen tablonun, iç savaşlar, küresel ekonomik kriz, iklim değişikliği, salgın hastalıklar, giderek artan gıda ve yakıt fiyatlarıyla daha da kötü hale geldiğini'' belirtti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Faaliyet Programı'nın yeni bir momentum geliştireceğini düşündüğünü ifade ederek, ''Daha hızlı, sürdürülebilir, dahil eden ve eşitçi bir ekonomik kalkınmayı en az gelişmiş ülkelerde bu vesileyle yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Resmi kalkınma yardımı bu anlamda çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bu 4. zirve sadece mali kaynakların harekete geçirilmesiyle ilgili bir zirve değildir'' dedi.

Az gelişmiş ülke yatırımlarına teşvik

En az gelişmiş ülkelerde, yatırım için uygun bir ortam yaratabilmenin sürdürülebilir kalkınmaya, fakirliğin ortadan kaldırılmasına ve istihdamın yaratılmasına katkıda bulunacağını ifade eden Gül, şunları söyledi:

''Bu anlamda yenilikçi bazı inisiyatiflerin geliştirilmesi lazım, yatırım için destek programları gibi. Bu yatırım aracıyla bizler, iş çevrelerine özellikle yatırım yapabilecekleri alanlarda, üretken alanlarda yatırımlarını gerçekleştirebilmeleri için teşvikler verebiliriz. En az gelişmiş ülkelerin uygun teknolojilere erişebilmelerini sağlamak için bilimsel ve yenilikçi kapasitelerini de bir şekilde desteklememiz gerekiyor. Bunlar onların kalkınmaları için son derece önemli.''

"2 milyar dolarlık yardım yaptık"

Güney-güney arasındaki işbirliği üzerinde durmak istediğini söyleyen Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye, güney-güney işbirliğinin çok önemli bir destekçisi. G-20'nin bir üyesi olarak, en az gelişmiş ülkelere vermiş olduğumuz sözü yerine getirebilmek amacıyla bizler, resmi kalkınma yardımımızı arttırdık son yıllarda. Türk sivil toplum örgütlerinin desteğiyle, kalkınma konusunda sağladığımız yardım yılda 2 milyar dolara yaklaşmış durumda.''

Üst düzeyde yatırım ve ortaklık toplantıları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BM-EAGÜ kapsamında İstanbul'a gelen BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, BM Genel Kurul Başkanı Joseph Deiss, Zambiya Cumhurbaşkanı Rupiah Bwezani Banda, Benin Cumhurbaşkanı Boni Yayi, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, BM Kadın Birimi İcra Direktörü Michelle Bachelet, Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vuyanoviç, Yemen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdo Rabbu Monsur Hadi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Tuvalu Başbakanı Willy Telavi ile Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde görüşecek.

Ahmedinejad da geldi

Öte yandan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'na katılmak üzere Türkiye'ye geldi.

Özel bir uçakla, saat 09.10'da Tahran'dan İstanbul'a gelen Ahmedinejad'ı, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde, İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Aydın, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve diğer ilgililer karşıladı.

Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın günübirlik olması beklenen ziyareti kapsamında, İstanbul'da düzenlenen 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'na katılarak, Türk yetkililerin yanı sıra konferansa katılan diğer bazı ülke lider ve temsilcileriyle ikili görüşmelerde bulunacağı kaydedildi.

Ban Ki-mun: Borç yükü tekrar ele alınmalı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, birçok az gelişmiş ülkenin çok önemli bir borç yükünün altında olduğunu belirterek, bu konunun borç veren merciler tarafından tekrar ele alınması gerektiğini kaydetti.

Ban, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansının açılış oturumunda yaptığı konuşmada, 1971'de küresel ailenin en zayıf üyeleriyle ilgili çalışmaların gerekli olduğuna karar verildiğini anımsatarak, bugün 48 EAGÜ bulunduğunu ve bu ülkelerde yaşayan 900 milyondan fazla insanın yarıdan fazlasının günde 2 dolardan az bir gelirle yaşadığını, ekonomik, çevresel, güvenlikle ilgili sorunlardan yoğun olarak etkilendiğini vurguladı.

Toplam 15 BM barış operasyonunun 8'inin bu ülkelerde olduğunu ve son 10 yılda EAGÜ'lerin dünya göçmen nüfusunun yüzde 60'ını ürettiğini belirten Ban, dünya nüfusunun yüzde 12'sine sahip EAGÜ'lerin dünya ihracatının yüzde 1'ine sahip olduğunu ve küresel yatırımların yüzde 2'sinden azının bu ülkelere gittiğini aktardı.

2001 Brüksel Eylem Planı kabul edildikten sonra birçok az gelişmiş ülkenin değişen ortamdan yararlandığını ancak bazılarının da daha geri noktalara kaydığını söyleyen Ban, ''Parçalanmış bir küresel ekonomi görüyoruz. Sahip olanlarla olmayanlar arasındaki mesafenin açıldığını görüyoruz. Ümitleri olanla olmayanlar arasındaki mesafelerin de giderek arttığını görüyoruz. Bu durum devam edemez'' diye konuştu.

EAGÜ'ler hem kaynak hem de pazar olabilir

Ban, EAGÜ'lere yatırımın gerçek bir fırsat oluşturduğunu ifade ederek, ''EAGÜ'lere yatırımlar ekonomik sorunları aşmalarını ve istikrara kavuşmalarını sağlayacaktır. Dünyada giderek gelişmekte olan ekonomiler hem kaynaklara hem de pazarlara ihtiyaç duyuyorlar. EAGÜ'ler bu ikisini de sağlayabilir'' diye konuştu.

Ban, daha iddialı hedefler belirleyerek, maksimum sayıda EAGÜ'nun bu kategori dışına çıkmasını sağlamak gerektiğini belirtti.

Geliştirilmiş bir üretken kapasitenin, sadece dinamik ve gelişmekte olan bir özel sektörle gerçekleştirilebileceğini söyleyen Ban, iş çevrelerinin sürece katılması için gerekli ortamın yaratılmasının önemine işaret etti.

Ban, EAGÜ kategorisinin dışına çıkmayı başaran 3 ülkenin aynı zamanda yönetişim ve demokratik ilkelerin uygulanmasıyla ilgili önemli mesafe katettiklerine de dikkati çekti.

Yardımdan öte çok mantıklı bir yatırım

Resmi kalkınma yardımlarının son 10 yılda 3 katına çıktığını ancak yine de hedeflerin altında kaldığını belirten Ban, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sıkıntılı dönemlerden geçiyoruz ama EAGÜ'lere yardım, yardım olmaktan öte çok mantıklı bir yatırımdır. Birçok mevcut yardım programı ekonomik altyapı ve üretim sektörleri üzerinde duruyor. Ancak birçok az gelişmiş ülke aslında çok önemli bir borç yükü altında. Bu konunun borç veren merciler tarafından tekrar ele alınması gerektiğini düşünüyorum.''

Gıda krizinin eşiğindeler

EAGÜ'lerde çalışanlardan yüzde 70'nin tarım sektöründe çalıştığını, küçük çiftliklerin gerekli altyapılara kavuşturulması, uygun teknolojilerin oralara aktarılması, iklim değişikliğiyle ilgili hedeflerin desteklenmesi için çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Ban, artan gıda fiyatları nedeniyle EAGÜ'lerin beslenme ve gıda güvenliği konusunda çok önemli bir krizin eşiğinde bulunduğunu kaydetti.

Muhtar Kent: 2 milyar dolar daha yatıracağız

Coca-Cola Üst Yöneticisi (CEO) Muhtar Kent dünyada en az gelişmiş 48 ülkeye yapılan doğrudan yatırım miktarının 30 milyar dolar olduğunu söyledi. Kent, bu düzeydeki yatırımın buradaki fırsatlarla örtüşebilecek düzeyde olmadığına dikkat çekti.

Dünyanın en fakir ülkelerinin son 40 yılda görülmeyen oranlarda büyümeye devam ettiğini vurgulayan Kent, "Coca-Cola olarak en az gelişmiş ülkelerin gelişmesi bizim için büyük önem taşıyor. En az gelişmiş ülkelere 1 milyar dolarlık yatırım yaptık. Önümüzdeki 10 yıl içinde 1-2 milyar dolarlık yatırımı da gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.

Girişimciliğin önünü açmalıyız

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Halklarımızın zengin olmasını istiyorsak, girişimciliğin önünü açmalıyız. Bu konuda deneyimlerimizi her zaman paylaşmaya hazırız" dedi.

Dünya ticareti artarken zengin ve fakir kesimler arasında uçurumun açıldığını belirten Hisarcıklıoğlu, bu ülkelerin de zenginleştirilmesinin tek yolunun dünya ticaretinin önünü açmaktan geçtiğini, ticaretin olabilmesi için huzur, barış ve istikrara ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, "Halklarımızın zengin olmasını istiyorsak, girişimciliğin önünü açmalıyız. Bu konuda deneyimlerimizi her zaman paylaşmaya hazırız. TOBB olarak son yıl itibariyle 50 ülkede girişimcilik üzerine eğitim verdik" diyerek, Binyıl Kalkınma Hedefleri kapsamında da 19 başarılı projeyi gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu konularda ilginizi çekebilir