Avrupa'da bir bankacılık krizi kapıda

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Avrupa Merkez Bankası likidite sağlamaması durumunda çoğu bankanın daha fazla sorunla karşı karşıya gelebileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankasının bağımsızlığının daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, buna karşın bankanın bağımsızlık özelliğinin yeni anayasada yazılıp yazılmaması konusunda tereddütleri olduğunu söyledi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün "Dile Kolay 2. Edebiyat Günleri" kapsamında düzenlediği "Cüzdanımızdaki paranın değeri neden önemlidir, nasıl korunur, kim korur?" başlıklı makale yarışmasına katılan lise öğrencilerine konferans verdi.

Konferansta soruları yanıtlayan Yılmaz, Euro Bölgesi'nde yaşanan krizi önlemek adına Avrupa Merkez Bankasının karşılıksız para bastığı hatırlatılarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, 2007 krizinden itibaren Amerika, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının tıkanan kredi kanallarını açmak için piyasaya likidite sağladıklarını belirtti.

Buna karşın güven sorunu yaşandığı için sağlanan bu likiditenin krediye dönüşmediğini kaydeden Yılmaz, "Kredi kanallarını açmak için bu paralar basılıyor. Avrupa'da bir bankacılık krizi kapıda. Eğer Avrupa Merkez Bankası bu kadar likiditeyi vermez ise çoğu bankanın sermayesi çok düşmüş vaziyette olduğu için daha fazla sorunla karşı karşıya gelebilirler. Şu anda enflasyon kontrol altında. Ama ekonomik aktivite canlanıp kredi kanalları işlemeye başladığında, göreceksiniz dünya önümüzdeki 5-6 yıldan sonraki dönemde enflasyonu konuşmaya başlayacak" dedi.

"Büyümemizi biraz düşürmemiz lazım"

Yılmaz, cari açığa ilişkin bir soru üzerine de cari açık ile ilgili asıl problemin cari açık ile büyüme arasındaki ilişkide yattığını ifade etti.

Türkiye'nin hızlı büyüdüğü zaman cari açık verdiğini kaydeden Yılmaz, "Çünkü cari açığımızın önemli bir kısmı yapısal. O nedenle bizim büyümemizi biraz düşürmemiz lazım. Ekonomimizin şu an potansiyel büyüme hızı, yüzde 5,5-6 gibi görünüyor ama biz yüzde 9 büyüdük. Dolayısıyla ne yapıp yapıp bizim bu büyümeyi uzun vadede aşağı çekmek yerine potansiyel büyümeyi mevcut büyüme seviyesine çekmemiz lazım ki mevcut işsizlere ve yeni iş arayanlara iş bulalım" yorumunu yaptı.

Anayasaya yazılıp yazılmaması konusunda tereddütlerim var

Türkiye'de yeni anayasa çalışmalarının sürdüğünü hatırlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Merkez Bankasının bağımsızlığı anayasaya girsin mi, girmesin mi? konusu son derece önemli. Merkez Bankasının bağımsızlığı şu an kanunla düzenlenmiştir. Anayasaya girmemesi konusu üzerinde çok dikkatli düşünülmesi lazım. Ben, şahsen Merkez Bankasının bağımsızlığına canı gönülden inanıyorum. Merkez Bankası bağımsızlığı, hükümete rağmen değil ama hükümet içinde kalarak bağımsız olmak son 10 yılda enflasyonun tek haneye inmesinde ve de ülkemizin uzun müddet başının belası olan yüksek faizden kurtulmasına vesile olmuştur. O nedenle Merkez Bankası bağımsızlığı güçlendirilsin, kuvvetlendirilsin. Ama anayasaya yazılıp yazılmaması konusunda benim tereddütlerim var. Yazıldığı zaman belki çok farklı bir şeyle karşılaşabiliriz. Aklımıza bugün gelmeyen durumlarla karşılaşabiliriz."

(AA)

Bu konularda ilginizi çekebilir