G20'de büyük sorun masaya yatırılacak
Piyasalardaki Çin kaynaklı çalkantı G20'de gündeme gelecek, ancak adım atılması beklenmiyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkenin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının bugün başlayacak toplantısında gündeme alınacak ancak çare bulunmayacak en büyük sorun piyasalarda Çin kaynaklı yaşanan çalkantı olacak.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yayımladığı rapora göre dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin'deki yavaşlama ve piyasalarda görülen oynaklık nedeniyle küresel ekonomik büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskler artıyor.
Buna karşılık G20 ülkeleri büyük ihtimalle Çin ekonomisi ve piyasalarındaki çalkantının dünya geneline yayılması olasılığına karşı bir önlem almayacakları gibi Beijing'e yapısal sorunlarını çözme çağrısında da bulunmayacak.
Toplantılara ev sahipliği yapan Türkiye her ne kadar G20 toplantılarının etkisiz olduğu imajını yıkmak istiyor da olsa, G20'nin Çin hakkında kararlı bir adım atamaması, bu imajı daha da güçlendirebilir.
Japonya Maliye Bakanı Taro Aso bu haftaki açıklamalarında G20 toplantılarında Çin ekonomisinde yapısal sorunlar dahil olmak neler olup bittiğini "açıksözlülükle değerlendirmenin" faydalı olacağını belirtti.
Reuters'a bilgi veren üst düzey yetkili bir delege toplantılarda piyasalardaki son dalgalanmalar hakkında görüş ortaya konulacaksa bundan Çin'in tek başına sorumlu tutulmayacağını ifade etti.
"Artık 10 gün önceki gibi çakılmıyor"
"(Çin) piyasaları artık 10 gün önceki gibi çakılmıyor" diyen delege Çin ve küresel ekonomi hakkında "güven verici bir çizgi bulunması gerekiyor" dedi.
Adının açıklanmasını istemeyen delege, toplantı sonrasında yayımlanacak nihai bildirinin kur manipülasyonundan uzak durulması şeklinde alışılagelmiş ifadeleri içereceğini tahmin ettiğini belirtti.
Uzmanlar da sonuç bildirisinde kurlar hakkında keskin ifadeler yer alacağını düşünmüyorlar.
Citigroup tarafından yayımlanan değerlendirmede, "Beklentimiz sonuç bildirgesinde 'geniş kapsamlı ekonomik ve finans piyasaları liberalizasyonu kapsamında kura esneklik getirilmesine yönelik adımlar memnuniyetle karşılandı' gibi her G20 ülkesinin kendisine göre yorumlayabileceği bir dil kullanılacağını düşünüyoruz" denildi.