İşte Mısır'da son durum...
KAHİRE - Mısır'daki Müslüman Kardeşler hareketi, resmi sayılara göre dün 421 kişinin öldüğü olaylardan sonra taraftarlarını bugün başkent Kahire'de bir protesto yürüyüşüne katılmaya çağırdı.
Kahire ve diğer pek çok kentte dün yaşanan şiddet olaylarının ardından, ordu tarafından atanan hükümetin ilan ettiği olağanüstü hal ve gece sokağa çıkma yasağı nedeniyle yasağa tabi başkent ve 10 vilayette gece olaysız geçti. Bir sağlık bakanlığı yetkilisi, Kahire, İskenderiye ve diğer kent ve kasabalarda yaşanan şiddet olaylarında ölü sayısının en az 421'e çıktığını, 3,500'den fazla insanın da yaralandığını açıkladı. Ancak Müslüman Kardeşler hareketinin bir sözcüsü yapılan "katliamda" 3,000 kişinin öldüğünü söyledi. Bu çapta yaygın bir şiddet ortamında gerçek ölü ve yaralı sayısını bağımsız olarak doğrulatma imkanı bulunmuyor.
Dünkü olaylar, Mursi'nin altı hafta önce devrilmesinden beri destekçilerinin güvenlik güçleri tarafından topluca öldürüldüğü üçüncü büyük saldırı oldu. Ancak dün yaşanan şiddetin beklenmedik büyüklüğü, ordunun ülkeyi sıkı bir denetime almaya niyetli olduğu izlenimini yarattı. Ne var ki ordunun, milyonlarca Mursi taraftarının öfkeli tepkisi karşısında ülkedeki durumu kontrol edip edemeyeceği belli değil. Müslüman Kardeşlerin bugün için yaptığı yürüyüş çağrısı yeni bir çatışmanın odağı olabilir.
Ordunun göreve getirdiği hükümet ülkede bir ay süreyle olağanüstü hal ve gece sokağa çıkma yasağı ilan etti. İki yıl önceki halk ayaklanması sonunda devrilen Hüsnü Mübarek'in uzun iktidarı sırasında ordunun kullandığı tutuklama ve süresiz gözaltı yetkileri de yeniden yürürlüğe konuldu.
Ordunun görev verdiği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed ElBaradey, altı haftadır süren oturma eylemlerine görüşmeler yoluyla bir çözüm yerine şiddetle karşılık verilmesinden duyduğu üzüntüyü belirterek istifa etti. Nobel Barış Ödülü sahibi olan ElBaradey Mursi'nin devrilmesini desteklemişti. ElBaradey, "Katılmadığım ve sonuçlarından korktuğum kararlar için sorumluluk taşımaya devam etmem artık güçleşmiştir. Bir tek damla kanın bile sorumluluğunu taşıyamam" dedi.
Geçici hükümetteki diğer liberal ve teknokrat üyeler ise görevde kalmayı seçtiler. Geçici Başbakan Hazım el Beblavi, televizyonda yaptığı konuşmada, ülkede anarşinin yayılmasını önlemek için yasakları ilan etmekten başka çareleri kalmadığını söyledi.
Güvenlik kaynakları ve devlet medyasının, Hıristiyan Kopt mezhebinin başı olan Papa Tawadros'un Mursi'yi deviren darbeye destek verdiğini duyurmasının ardından ülkenin bazı yerlerinde İslamcı gruplar kiliseleri ve Hıristiyan işadamlarının ev ve işyerlerini ateşe verdiler. ABD, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Türkiye, Mısır'da yaşanan şiddeti kınadılar ve olağanüstü durumun kaldırılarak krize tüm tarafları içine alan siyasi bir çözüm bulunmasını istediler. Müslüman Kardeşler ise Mursi'nin göreve iadesini sağlamayan hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini duyurmuştu.