İşte operasyonun amacı
Türkiye'nin, terör örgütü IŞİD'e karşı İncirlik Üssü'ndeki ABD unsurları ile ortaklaşa başlattığı hava operasyonun öncelikli hedefi, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bir bölge oluşturmak.
Türkiye ve ABD arasındaki anlaşma çerçevesinde IŞİD'e yönelik başlatılan ortak hava operasyonlarında en önemli hedef, terör örgütünü Türkiye'nin Suriye sınırından uzaklaştırmak. Böylelikle Suriye'nin kuzeyinde ortaya çıkacak arındırılmış bölge, Esed ve IŞİD şiddetinden kaynaklanacak olası kitlesel göçlerde güvenli bölge işlevi görecek. Örgütün Türkiye topraklarından olabildiğince uzaklaştırılması ulusal güvenliği de güçlendirecek.
62. Hükümet'in Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, hafta başında Türkiye ve ABD arasında IŞİD’e karşı operasyonların ortaklaşa yürütülmesine ilişkin anlaşmanın teknik müzakerelerinin tamamlanarak imza altına alındığını, operasyonlara Türk ordusunun da çok yakında katılmaya başlayacağını açıklamıştı.
Türk yetkililer, ABD ile ortak yürütülecek IŞİD ile mücadeleye ilişkin program konusunda yaptıkları açıklamalarda "güvenli bölgenin" Türkiye'nin sınır güvenliği açısından önemine sıkça vurgu yapıyor.
Bölgenin koordinatları
Gaziantep’in Karkamış ilçesinin karşı tarafında bulunan Halep’e bağlı Cerablus ilçesinden Azez ilçesine uzanan hat, yaklaşık iki buçuk senedir terör örgütü IŞİD’in kontrolünde bulunuyor. Azez-Cerablus hattı aynı zamanda IŞİD ile mücadele edecek uluslararası koalisyonun bölgeyi örgütten temizlemesi sonrasında oluşacak güvenli bölgeye karşılık geliyor.
ABD yönetimi "güvenli bölge" ifadesini kullanmayı tercih etmiyor. Amerikalı yetkililer bu ifadenin kendilerine siyasi, askeri ve hukuki sorumluluk yüklemesinden endişe ediyor. Diğer taraftan ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Peter Cook, son basın toplantısında, kendisine yöneltilen ısrarlı sorulara rağmen Pentagon’un "güvenli bölgenin gündemde ya da anlaşmalarda olmadığı" yönündeki söylemini tekrarlamadı.
Nitekim, Azez-Cerablus hattındaki IŞİD militanlarının hava operasyonları sayesinde bölgeden çıkıp güneye çekilmeye zorlanıp, bu sahanın karadan ve havadan koruma altına girecek olması, "güvenli bölge"nin kendiliğinden ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece IŞİD'ten arındırılan bölge, güvenliğin tesis edildiği şartlara kavuşmuş olacak.
Güvenli bölgede Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve ılımlı muhalefet güçlerinin kontrolü sağlamasını arzu eden Türkiye ve ABD, böylece sahanın korunarak devamlılığının sağlanmasını amaçlıyor.
Azez-Cerablus hattı boyunca oluşturulacak güvenli bölgenin güneye doğru derinliğinin ne kadar olacağı ise sahadaki şartları bağlı olarak güncellenecek askeri planlarla zamanla belli olacak.
Güvenli bölgeden beklentiler
Suriye iç savaşında beşinci yıla girilirken rejimin ve IŞİD terör örgütünün Suriyelilere yönelik şiddet ve baskısı sürüyor. Çıkış yolu arayan halkın, çatışmaların hız kazandığı dönemlerde Türkiye'ye kitlesel göçlerinin süreceği öngörülüyor.
IŞİD'in kontrolündeki Azez ile Cerablus arasındaki Türkiye sınırına mücavir bölgenin terör örgütünden temizlenmesi, ardından kara ve hava korumasına alınması, yeni göç dalgalarında bu bölgeyi yerlerinden olan Suriyeliler için doğal yaşam alanı kılacak.
Aynı şekilde, güvenli bölgedeki koşullar Türkiye'de geçici koruma statüsü altında yaşayan bölge insanlarının Suriye’ye gönüllü olarak geri dönüşleri için de önemli bir teşvik unsuru olacak.
Suriyelilerin bölgede güvenli şartlarda bir yaşam kurması, ılımlı muhaliflerin varlık göstermesiyle doğrudan ilişkili.
Ilımlı muhalif güçlerin IŞİD'ten arınan alandaki etkinliklerinin artması, sivil halka temel hizmetlerin sağlanması ve insani yardımların daha kolay ulaştırılması sonucunu beraberinde getirecek.
PYD'ye geçit yok
Güvenli bölgenin oluşacağı alan, bir süre önce Rakka iline bağlı kuzeydeki Tel Abyad'ı alarak, kontrolündeki Kobani ve Haseke arasındaki bağlantıyı sağlayan PYD'nin de hedefinde.
PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin Afrin ve Kobani’yi de birleştirerek bütüncül bir hakimiyet kuşağı oluşturabilmesi için Cerablus üzerinden Fırat'ın batısına geçerek Azez ilçesini de ele geçirmesi gerekiyor.
Cerablus’un PYD’nin eline geçmesi halinde bu güçlerin Azez’e ilerleyeceği öngörülüyor. Ahraru'ş Şam İslami Hareketi ve ÖSO'ya bağlı bazı grupların oluşturduğu Suriyeli muhalifler ise Azez’den Halep’e giden yardım yolunu savunacaklarını yinelemişlerdi. Muhalifler, Türkiye sınırına erişimleri kesileceği için PYD’nin Fırat'ın batısına geçmesine karşı çıkıyor. PYD'nin yardım yoluna saldırması durumunda muhaliflerin güçlü bir tepki vermesi bekleniyor.
Türk yetkililer IŞİD'e karşı yürütülecek operasyonlarda PYD'nin hedef tahtasında olmadığını belirtmekle beraber, özellikle "PYD'nin işgal ettiği yerlerde Türkmenler ve diğer grupları yerinden etmemesi gerektiği konusunda" uyarılarını yinelemişti.
Diplomatik kaynaklar, IŞİD'ten arındırılacak bölgeye PYD'nin girmemesi konusunda ABD ile mutabık olunduğunu bildirmişti. PYD'nin de Fırat nehrinin batısına geçmeme, demografik değişiklik yapmama, yerlerini terk eden Türkmen ve Arap nüfusun dönmesine izin verme konularında da hem ABD hem Türkiye tarafından her kanaldan uyarıldığı belirtilmişti.
Türkmen varlığı da güvenli bölgeye bağlı
Suriye'nin kuzeyinde Azez-Cerablus arasında insani nedenlerle oluşturulması öngörülen güvenli bölge, Türkmen köyleri üzerindeki IŞİD baskısı ve PYD tehdidinin bertaraf edilmesinde de etkili olacak. Türkmenler, Suriye’de oldukça dağınık bir coğrafyada yaşıyor. Nüfuslarının üçte ikisi, çoğu Halep olmak üzere Rakka'nın kuzeyinde yoğunlaşıyor.
PYD, geçen ay Arapların yanı sıra Türkmen köylerinin bulunduğu Tel Abyad'ı IŞİD'ten aldıktan sonra burada köylerdeki Türkmenleri "bölgeyi terk etmeleri, aksi takdirde koalisyon uçaklarının hava saldırısı düzenleyeceği" tehdidiyle zorla göç ettirmeye başlamıştı.