”Toprak konusu görüşülürken, harita gündeme gelmeyecek”

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Erçakıca, taraflar ancak diğer konularda anlaşmaya yaklaşınca toprak konusunun harita üzerinde ele alınabileceğini kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

LEFKOŞA - KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitiris Hristofyas'ın yarın "ekonomi" konusunun tamamlamasının ardından başlanacak "toprak" konusu görüşülürken, bir haritanın gündeme gelmesini beklemediklerini söyledi.

Erçakıca, düzenlediği haftalık basın brifinginde, taraflar ancak diğer konularda anlaşmaya yaklaşınca toprak konusunun harita üzerinde ele alınabileceğini kaydetti.

Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmayı amaçlayan görüşmelerin yarın devam edeceğini hatırlatan Erçakıca, liderlerin yarınki görüşmede "ekonomi" başlığı altındaki görüşmelerini tamamlamayı hedeflediğini anımsattı.

İki liderin, "ekonomi" başlığı altındaki konulardan sonra "toprak" başlığı altındaki konuları ele almayı kararlaştırdığına iaşret eden Erçakıca şöyle devam etti:

"Bu vesileyle bir kez daha belirtmek isteriz ki, görüşmelerin bu aşamasında, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum kurucu devletlerinin kontrolünde olacak toprak miktarının ele alınmasını beklemiyoruz. Bu aşamada, iki kurucu devletin kontrolünde olacak toprak miktarını saptarken kullanılacak ilkelerin görüşülmesi gerekiyor. Bu bağlamda, geçen günlerde bazı basın-yayın organlarında toprak konusuyla ilgili olarak yer alan haberlerin tümüyle spekülasyon olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz."

Cumhurbaşkanı Talat'ın, Güzelyurt bölgesindeki bir köyü ziyaretinde soru üzerine toprak konusunda söylediklerinin neden olduğu tartışmalara işaret eden Erçakıca, Kıbrıs Türk tarafının toprak konusundaki tutumunun bilindiğini, basının da bunu bilmesi gerektiğini kaydetti. Erçakıca, liderlerin şu ana kadarki görüşmelerde harita görüşmediğini de vurguladı.

Erçakıca, Kıbrıs Türk tarafının toprak konusunda masaya götüreceği taslak olup olmadığı sorusuna karşılık, çalışma gruplarından birinin bu konuda olduğunu hatırlattı ve müzakere heyetiyle bu çalışma grubunun değerlendirmelerini sürdürdüğünü bildirdi.

"Türkiye'nin dönem başkanlığı"

Sözcü Erçakıca, Türkiye'nin dün başlayan BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığının Kıbrıs sorunundaki tutumuna engel olmasını beklemediklerini bildirdi.

Erçakıca, konseyin Kıbrıs'taki BM Barış Gücünün görev süresini altı ay daha uzatma kararını değerlendirken, kararın oluşması sürecinde gücün Kıbrıs'taki varlığıyla ilgili olarak meydana gelenlerin, Kıbrıs sorununun erken zamanda çözümünün gerekli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

Erçakıca, gücün adada sonsuza kadar kalamayacağını vurgulayarak, görüşmelerin makul sürede başarıyla sonuçlanması gerektiği mesajının Rum tarafınca alınmış olması gerektiğini söyledi.

Güvenlik Konseyi kararının, Türkiye'nin "ret" oyuyla karşılandığına işaret eden Erçakıca, "bunun bugüne kadar Rum hükümeti 'Kıbrıs cumhuriyeti hükümeti' olarak kabul edildiği için reddedildiğini, ama bu geleneksel tutumu saymadan kararı siyasi olarak değerlendirirlerse, bunun oldukça dengeli bir karar olduğunu söyleyebileceğini" açıkladı.

Erçakıca, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığının Kıbrıs sorununun çözümüne ivme kazandırıp kazandırmayacağı yönündeki soru üzerine, dönem başkanlığının Türkiye'nin uluslararası rolünün artmasında çok önemli bir adım olduğunu söyledi.

Kıbrıs sorununun buna engel olmadığının da görüldüğünü belirten Hasan Erçakıca, rotasyonla üstlenilen dönem başkanlığına farklı önem atfetmemek gerektiğini, ama rotasyon sonucu da olsa Türkiye'nin Güvenlik Konseyi başkanlığının, Türkiye'nin "Kıbrıs sorunu yüzünden uluslararası öneme haiz rollerini oynamaktan alıkonulamayacağının işareti olduğunu" anlattı.

Erçakıca, bunun da Rum tarafına vermesi gereken mesaj olduğunu kaydederek, Kıbrıs sorununun ilelebet çözümsüz kalamayacağını ve Türkiye'nin bundan dolayı uluslararası alanda oynaması gereken rollerden uzak tutulamayacağını vurguladı.

Hasan Erçakıca, Türkiye'nin Güvenlik Konseyi başkanlığı döneminde Kıbrıs konusunda gündeme getirecekleri konusunda istişare yapılıp yapılmadığıyla ilgili soruya karşılık, Türkiye'nin Kıbrıs'ta müzakere sürecini desteklediğini ve başkanlığı döneminde bu ilkesine sadık kalacağını, görüşme sürecine zarar verecek davranış içine girmeyeceğini düşündüklerini söyledi.

"Müzakerelerin en büyük destekçisi Türkiye'dir"

Kıbrıs sorununun Türkiye aracılığıyla Güvenlik Konseyi gündemine nasıl getirilebileceğinin de düşünülebileceğini, ancak kesinlikle müzakere sürecine zarar verilmemesi gerektiğini vurgulayan Erçakıca, "Türkiye bu konuda çok hassas olacaktır, çünkü görüşme sürecinin en büyük destekçisi Türkiye'dir, bunu biliyoruz. Görüşme sürecinin kurtarılması için Cumhurbaşkanımızca gösterilen esneklikleri de destekleyerek ve bu konuda Milli Güvenlik Kurulunda kararlar çıkararak desteğini ortaya koymuştur. Buna zarar verecek bir davranış içinde olması beklenmiyor" diye konuştu.

BM'nin asker azaltması konusu

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Kıbrıs Türk tarafının BM'nin asker azaltması konusunda tavrı bulunup bulunmadığı sorusuna karşılık, bu aşamada çözüm sonrasında BM Barış Gücünün rolü konusunda herhangi bir şey söylemediklerini, bundan sonraki aşamalarda Türkiye'yle de istişare ederek görüş oluşturup belirteceklerini kaydetti.

Erçakıca, 1964'te BM Barış Gücünün adaya Kıbrıs Türk halkının Rum saldırılarından korunması için geldiğini hatırlatarak, bugün bu saldırı tehdidi olmadığını, ama Barış Gücünün adadaki durumu izleme görevi üstlendiğini ifade etti.

BM'ye dünyanın başka yerlerinde çok daha fazla ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Erçakıca, BM'nin maddi kaynaklarını ve insan kaynaklarını bu yerlere harcaması gerektiğini söyledi.

Garantörlük

Erçakıca, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'ın "Garantörlük anlaşmadan sonra ele alınabilir" yönündeki demecinin Kıbrıs Türk tarafının tavrıyla paralel olduğunu belirterek, "Sanırım Miliband, görüşmelerin son safhasını kastetmiştir. Güvenlik ve garantiler konusunun özellikle garantiler bölümü, ancak diğer hususlarda anlaşmaya çok yakınlaştıktan sonra diğer garantörlerin de katılımıyla ele alınabilecek bir konudur. Bu Türk tarafının bilinen tutumudur. Türk tarafı, mevcut garanti sisteminin de olduğu gibi devamından yanadır" dedi.

Miliband'ın bu demeciyle sürece destek verdiğini kaydeden Erçakıca, İngiltere'nin garantörlükten çıkmak istemesinin kendi bileceği bir şey olduğunu ifade etti ve Türk tarafı için Türkiye'nin garantörlüğünün hayati olduğunu belirtti.

Hasan Erçakıca, toprak konusunun da güvenlik ve garantiler konusunun da bir-iki haftada tamamlanmasını beklediklerini, liderlerin daha sonra bu konuları yeniden ele alacağını ifade etti.