Yolsuzluğun üstesinden geldik

Başbakan Erdoğan, politika yapıcıların yolsuzlukta yer alması durumunda o ülkenin batacağını belirtirken, Türkiye'nin ise büyük ölçüde yolsuzluğun üstesinden geldiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CANNES - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,yolsuzlukla mücadelede kararlı olmanın ve samimiyet testini başarmanın şart olduğunu belirterek, "Eğer politika yapıcıları yolsuzluğun içerisinde aktör oluyorlarsa, orada görev alıyorlarsa tabii bu işi başarmanız da mümkün değil. O zaman çöker gidersiniz" dedi.

Erdoğan, Martinez Oteli'nde G-20 Toplantısı kapsamında düzenlenen, B-20 Ekonomik Politikalar Oturumu'nda yaptığı konuşmada ekonomik krize yönelik olarak değerlendirmelerde bulundu. Küresel ekonomiyi en fazla tehdit eden kırılganlığın gelişmiş ülkelere yönelik kamu borç sürdürülebilirliği endişeleri olduğunu ifade eden Erdoğan şöyle konuş: " Krizle birlikte alınan genişleyici önlemler ve bankalardan kaynaklanan yükler, kamu borç stokunun çok ciddi bir şekilde artmasına neden oldu. Büyüme hızının düşmesi de borç göstergelerini giderek kötüleştiriyor. Sonuç olarak, 2008 yılında bazı bankaların iflasıyla ortaya çıkan küresel kriz, bugün artık devletleri tehdit eder bir noktaya gelmiş durumda. Bu çerçevede, gelişmiş ülkelerin somut, iyi planlanmış ve güvenilir mali uyum politikalarını açıklamaları ve uygulamaları büyük önem taşıyor. Ülkeler ekonomik programlarını hazırlarken gerçekçi, ihtiyatlı ve tutarlı olma ilkelerinden taviz vermemelidir."

Erdoğan, konuşmanın ardından soruları yanıtladı.

Toplantıya katılan bir CEO'nun "Siz konuşmanızda krizin bir fırsat da olabileceğinden bahsettiniz, tabii riskleri iyi hesaplayabildiğiniz taktirde bunu yapabileceğinizi söylediniz. Muhtar Kent'i biliyorsunuz, 400 şirketi, 3 trilyon dolarlık bir ciroyu temsil eden bir grup, ben 3 tane öneride bulunmak istiyorum. G-20'nin her toplantısında sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratma konusunu odak noktası alması lazım, çünkü siz bunu kendi ülkenizde gösterdiniz" şeklindeki değerlendirmesi üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Zaten bir soru olarak görmüyorum, gayet güzel bir tanım getirdiler. Benim de altına rahatlıkla imzamı atabileceğim bir yaklaşım olarak görüyorum. Gerek sürdürülebilir büyüme ve istihdam, ki biz de özellikle yola çıkarken iki tane kavramı çok önemsedik; istikrar ve güven. İstikrar ve güvene dayalı bir ekonomi ve bunun istihdamla birlikte yürütülmesi olayı. Kaldı ki verdiğiniz şu örnek, yani Muhtar'ın içinde olduğu olay, işte o kriz döneminde bile şu anda 500 milyon dolarlık bir yatırıma girdiler ülkemizde. Ben aynı şekilde Muhtar'ın takip ettiği yolu, diğer buradaki bütün CEO'lara özellikle tavsiye ediyorum, 'Gelin' diyorum. Türkiye güvenli bir limandır. Gerek reel sektörde, gerek finans sektöründe, Türkiye'de şu anda mesela bazı alınan bankaların şu anda genelini aştığını görüyoruz. Türkiye'deki birimin genelini aştığını görüyoruz. Bu çok çok önemli. İsmini artık vermeme gerek yok, herhalde anlıyorsunuzdur. Böyle bir durum söz konusu."

"Kamu artık ekonominin içinde yok"

Bir diğer konunun ise kamu ve özel sektör iş birliği olduğunu, bunun kenara atılamayacağını ve çok büyük önem taşıdığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama burada biz kamuyu artık sadece memur görevlendirme noktasında düşünüyoruz. Bunun dışında özelleştirme projeleriyle biz kamuyu tamamen bu işten çıkardık. Kamu artık ekonominin içinde yok. Kamu sadece şu anda bu işin planlaması, denetlemesi, düzenlemesi, bu tür şeylerin içerisinde görev alıyor. Ama elimizde kalanları da şu anda özelleştirerek tamamen bu işten çıkacağız. "

"Hiç olmadığını iddia etmiyorum"

Burada bir şeyi daha söylemem lazım, yolsuzlukla mücadelede de çok kararlı olmak ve samimiyet testini başarmak da şart. Eğer politika yapıcıları yolsuzluğun içeresinde aktör oluyorlarsa, orada görev alıyorlarsa tabii bu işi başarmanız da mümkün değil. O zaman çöker gidersiniz. Türkiye bu işi büyük ölçüde başarmıştır. Hiç mi yok? Hiç olmadığını iddia etmiyorum. Çünkü bu işin içinde insan var. İnsanın olduğu yerlerde bu tür maalesef sıkıntılar da yaşanıyor. Bunu da özellikle vurgulamam lazım."

Küresel çözümleri aynen paylaştığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu işi küresel ölçekte ele almak suretiyle çözmemiz lazım. Artık dünya büyük bir köydür. Bizler hep bu köyün aktörleriyiz, bu köyün sahipleriyiz ve burada beraber, dayanışma içerisinde bu süreci geleceğe taşımamız lazım diye düşünüyorum" dedi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir