Eğitim reformu teknolojiden geçiyor
Blackboard Uluslararası Programlar Kıdemli Direktörü Paul Grist, ekonomik imkanı olmayan insanlara uzaktan eğitim vermek; işgücüne yönelik kapsamlı eğitim modelleri geliştirmek gibi trendlerin yükseldiğini söylerken, Blackboard Türkiye Direktörü Ali Ertem
Didem ERYAR ÜNLÜ
İSTANBUL - Küresel olarak, uluslararası yüksek öğretim talebinin artığı izleniyor. 2025 yılında, 8 milyon öğrencinin kendi ülkeleri dışında eğitim alacağı tahmin ediliyor. Türkiye bugün tüm uluslararası öğrencilerin sadece yüzde 0,7'sine ev sahipliği yapıyor. Bir yandan bu sayının artması, diğer yandan üniversitelerin öğrenci taleplerini etkin bir şekilde karşılayabilmesi için önemli adımlar atmak gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta "İnovatif Teknolojilerle Eğitim Reformunu Yönlendirmek" isimli bir sempozyum düzenlendi. Sempozyumda yeni nesil eğitim ve öğretim sistemleri, Türk eğitim sisteminin ihtiyaçlarına cevap verecek ve gelişim sürecini hızlandıracak kilit adımlar tartışıldı. Sempozyuma Milli Eğitim Bakanlığı ve dünyadaki çeşitli üniversitelerin yanı sıra, ABD'li online eğitim ve öğretim çözümleri şirketi Blackboard katıldı.
1997 yılında ABD'de kurulan Blackboard, 75 ülkede, 22 milyondan fazla kullanıcıya sahip. Teknolojik eğitim ekosisteminin önemli bir oyuncusu olan şirketin hedefi, inovatif teknolojileri araç olarak kullanarak, öğrenci odaklı eğitim sistemlerinin geliştirilmesini sağlamak. Akademik kurumlar, okullar ve devlet kurumlarının yanı sıra, Avrupa, Orta Doğu, Latin Amerika ve Asya Pasifik'teki şirketler için eğitim çözümleri tasarlayan ve bunların stratejik olarak uygulanmasını sağlayan Blackboard Uluslararası Programlar Kıdemli Direktörü Paul Grist ve Blackboard Türkiye Direktörü Ali Ertem ile seminer öncesi konuşma fırsatı bulduk.
Yakınındaki insanları pahalı eğitim modelleriyle eğitmeye odaklı ABD ve İngiliz eğitim sistemlerinin artık sürdürülebilir olmadığını söyleyen Grist, fazla imkanı olmayan insanlara uzaktan eğitim vermek; işgücüne yönelik kapsamlı eğitim gibi modellerin önem kazanmaya başladığını söylüyor. Blackboard Türkiye Direktörü Ali Ertem ise online eğitim sayesinde, eğitime erişimin artacağını, öğrenci ve kurum maliyetlerinin düşeceğini belirtiyor.
Blackboard Uluslararası Programlar Kıdemli Direktörü Grist:
[PAGE]
Blackboard Uluslararası Programlar Kıdemli Direktörü Grist:
"Teknoloji olmadan, bilgi ekonomisi olunmaz"
Küreselleşmede eğitim büyük rol oynuyor: Hızla değişen bir dünyada eğitimin de hızla değiştirmesi gerekiyor. Eğitimin dünyadaki bu değişimi kolaylaştırması ve desteklemesi gerekiyor. Öğrencilerin öğrenme ve fikir geliştirme metotları, üniversitede ne okuyacakları, ne yapacakları, kısacası eğitimle ilgili her şeyi yeni baştan kurguladığımız bir dönemden geçiyoruz. Bugün herkes küreselleşmeden bahsediyor ve bunda eğitim büyük bir rol oynuyor. Ülkeler birbirlerinin eğitim sistemlerini yakından inceliyorlar.
İşgücüne yönelik eğitim programları: Geleneksel olarak çoğu kişi eğitimde örnek ülke olarak ABD'yi ya da İngiltere'yi gösterir. Avustralya da örnek gösterilen ülkeler arasında. Son dönemde ilginç olan ise Latin Amerika'daki çeşitli ülkelerin saydığım bu örneklere ekleniyor olması. Son 15 yıldır büyük bir değişim geçiren ve istihdamını ve güvenliğini iyileştirme ihtiyacı bulunan Kolombiya hükümetiyle beraber çalışıyoruz. Kolombiya'nın gerçekleştirdiği SENA isimli eğitim programının tüm ülkeler için örnek teşkil etmesi gerektiğine inanıyorum. İşgücüne yönelik büyük ölçekli bir eğitim programının nasıl kurulabileceği, bu eğitim programının vergi yoluyla nasıl finanse edilebileceği ve bu kadar çok sayıda insana nasıl eğitim sunulabileceği gibi soruların cevabı SENA'da var.
Bir de Afrika örneğine bakalım. Afrika, dünyanın pek çok yerindeki maddi kaynaklara sahip değil, yıllar önce dünyanın başlattığı teknoloji ve altyapı yatırımlarını yapamadı. Dolayısıyla, Afrika söz konusu olduğunda aramamız gereken örnek ve sormamız gereken soru, çok fazla maddi imkanı olmayan insanlara uzaktan nasıl eğitim verilebileceği olmalı. Afrika örneği bugün eğitimde rol model olarak gösterilen ABD ve İngiltere için de ciddi dersler içeriyor. Çünkü bu iki model de yakınındaki insanları pahalı eğitim modelleriyle eğitmeye odaklı. Bunlar Afrika ve Ortadoğu gibi çok fazla genç nüfusun olduğu ve bu nüfusa hızla eğitim çözümlerinin sunulması gereken coğrafyalarda sürdürülebilir modeller değil.
- Eğitim sistemi ülke ekonomisine uyumlu olmalı: Bilgiye dayalı bir ekonomi olmak istiyorsanız, küresel bir rekabet içindesiniz demektir ve eğitim sisteminizin belirli ölçülerde uluslararası standardı ve tanınırlığı bulunması gerekir. Eğitimin iş yerine uyumu ve uygulanabilirliği de bir diğer gereksinimdir. Eğitim sisteminin ülkenin ekonomisiyle ilgili ve ekonomiye uygun olması gerekir. Üçüncü özellik ise teknolojidir. Teknoloji olmadan bilgiye dayalı bir ekonomi oluşturmak mümkün değil. Bu arada eğitime erişim çok kritik bir konu. Bunun için teknolojiyi kullanmak çözüm olacak.
Blackboard Türkiye Genel Müdürü Ali Ertem:
[PAGE]
Blackboard Türkiye Genel Müdürü Ali Ertem:
"Teknoloji eğitime erişimi artıracak"
K12 düzeyinde onlin eğitime önem verilmiyor: Klasik eğitimin tek yönlü eğitim sunma alışkanlığı ve tekdüzeliği, aşılması gereken sorunların başında geliyor. Klasik eğitimde öğretmen bir oda dolusu öğrencinin önünde konuyu anlatır ve bir kaç hafta sonra bu konu hakkında sınav yapar. Bu eğitim şekli öğrencinin özelliklerine uygunsa öğrenci başarılıdır, değilse öğrenci başarısızdır. Türkiye eğitim konusunda maalesef yıllardır daha ezbere dayalı bir sistem ile ilerliyor. Bu da öğrencilerimizin araştırma ve geliştirme konularında geri kalmalarına neden oluyor. Bir çok araştırmada, K12 seviyesinde okuma, matematik ve fen bilimlerinde dünya ortalamasının gerisinde kaldığımızı görüyoruz. Sekizinci sınıf fen bilimleri ve matematik alanlarında, gelişmiş ülkeler bir yana, Kazakistan bile Türkiye'nin üstünde. Bazı yeni eğitim akımlarında öğrenciler yeni bir konuya ancak bir önceki konuyu tamamen anladıktan ve iyi bir not aldıktan sonra geçebiliyorlar. Bu model öğrencilere sorumluluk aşılıyor, kendilerine verilen görevlerin yerine getirilmesinin önemini iyi anlatıyor ve başarılı olmalarını sağlayabiliyor. Bu yeni eğitim modellerini online ortamda kurmanın pek çok avantajı var: Maliyetler düşüyor, süreçler kolaylaşıyor ve en önemlisi, çok fazla öğrenciye ulaşmak mümkün oluyor. Ülkemizde yüksek öğretim kurumlarında online eğitime yönelik farkındalık gelişiyor. Fakat K12 düzeyinde online eğitime henüz yeterince önem verilmiyor. Üniversitelerden daha ziyade liselere ve orta öğrenime, hata meslek liselerine, yüksek okullarına yönelik bazı farkındalık ve altyapı çalışmalarının bir an önce yapılması gerekiyor. Bu konuda gittikçe geç kalıyoruz. Günümüzde teknolojik anlamda geç kalmanın bedeli ise çok yüksek. Türkiye maalesef çok uzun bir zamandır konvansiyonel eğitim müfredatında tek yönlü bir pratiğe sahip.
Akıllı cihazlar dersi kişiselleştiriyor: Teknolojik eğitim sürecinde kullanılan akıllı cihazlar ve bilgisayarlar eğitmenlere göre daha değişik özelliklere sahipler - çok sabırlılar ve sınıf dışında eğitime devam edilmesi için sayısız alternatifler sunuyorlar. Bir öğrencinin bir konuyu 1 saatte veya 1 ayda öğrenmesi onları rahatsız etmiyor. Bir konuyu defalarca anlatabiliyor, pekiştirmek için ipucu üretebiliyor ve hiç sıkılmıyorlar. Dahası birçok bilgiyi toplayabiliyor, verileri analiz edebiliyor ve dersi mükemmel hale getirebilecek iyileştirmeleri çok kısa sürede yapabiliyorlar. Ama en önemlisi online ortamda verilen dersin kişiselleştirilebilmesidir. Aynı konu binlerce öğrenciye, binlerce farklı şekilde aktarılıp en iyi sonuç elde edilinebiliyor.
Üniversitesi olmayan şehirlere odaklanmak mümkün: Online eğitim sayesinde eğitime erişimi arttıracağımız çok net gözlemlenebiliyor. Aynı zamanda öğrenci ve kurum maliyetleri de düşüyor. Üniversitesi olmayan şehirlerimize yoğunlaşarak buralarda binlerce öğrenciyi eğitmek mümkün. Teknoloji sayesinde verilen eğitimin kalitesi ve öğrenme becerisi de artırılıyor. Üniversite, orta öğrenim ve lise bünyesinde bütünlemeye kalan öğrenciler eğitime devam edebilir, hatta sınavlara uzaktan eğitim ile girebilirler. Böylece öğrencilerin başarısız oldukları konuları belki de daha iyi anlamaları ve pekiştirmeleri sağlanabilir.