Müzeler kenti Eskişehir'de 7 bin 500 yıllık bir yolculuk…

Frig uygarlığının Gordion dışında en bilinen kenti, bugünkü Eskişehir'in bulunduğu yerdeki, adı Midas'ın şehri anlamına gelen Karahöyük'tü… Frig vadilerine ev sahipliği yapan Eskişehir'in arkeoloji müzesindeydim…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Frigler'i biliyor musunuz? Peki, Frigler'den günümüze uzanan kültürel miras konusunda bilginiz var mı? Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni gezmiş olanlar veya Homeros'un İlyada'sını okuyanlar muhakkak hatırlayacaklardır. Ne diyordu destanında antik çağda yaşayan İonyalı ünlü ozan: "Eskiden bağlık bahçelik Frigya'ya gitmiştim, atları dört nala giden bir sürü Frigyalı görmüştüm…" Gerçekten de tarih boyunca Sakarya ve Porsuk nehirlerinin suladığı verimli ovalarda at yetiştiriciliği yapılmıştı, bugün de Mahmudiye'de haralar bulunuyordu… Frig uygarlığının Gordion dışında en bilinen kenti, Midaion'du (Midas'ın kenti, Karahöyük)… Antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir Frigya şehri olarak geçen Eskişehir'den, kentin sınırları içindeki Frig vadilerinden söz ediyorum… Kar beklenen, yağmurlu bir haftasonunda Yazılıkaya, Yapıldak, Kümbet, Asmainler, Zahran ve Porsuk vadilerini gezemeyeceğimden, soluğu Türkiye' de özel sektör desteği ile hayata geçirilen ilk müze olan Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi'nde aldım… 7 bin 500 yıl öncesinden bugüne eserler sergilenen müzeyi gezerken, öyküsünü de öğrendim:

73 yıldır var

Eskişehir Arkeoloji Müzesi ilk kez 1945 yılında depo olarak Alaaddin Camii'nde kuruluyor. Eskişehir il ve ilçelerinden toplanan çeşitli eserler, burada saklanıyor... Bir süre sonra depo, Kurşunlu Külliyesi'ndeki medresenin odalarına taşınıyor; büyük boy eserler ise avluda sergileniyor.

Ancak, yeni kazılardan çıkanlar için burası yetersiz kalmaya başlayınca Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Akarbaşı Mahallesi, Irmak Sokak'ta yeni bir müzenin yapımını başlatıyor. Eskişehir Müze deposu müdürlük haline getirilerek yapımı tamamlanan yeni bina 1974 yılında ziyarete açılıyor.

Bu müze binasının da yetersiz kalması, günümüz şartlarına uygun modern bir yapı ihtiyacı ile 2001 yılında müze, ziyarete ve bilimsel çalışmalara kapatılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ETİ Şirketler Grubu Yönetim Kurulu arasında 28 Şubat 2007 tarihinde imzalanan protokol gereği müze inşaatı sponsorluğu ETİ Şirketler Grubu tarafından üstleniliyor.

Çağdaş sergileme ve sunumlar

2010 yılında yeni müze inşaatı tamamlanarak idari bina hizmete giriyor. Yaklaşık bin 300 metrekarelik alana kurulan müze binasının üç blok hâlinde 4 bin metrekarelik kullanım alanı bulunuyor. 28 Mayıs 2011 tarihinde resmen ziyarete açılan Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi'nde satın alma, bağış ve müsadere yoluyla gelen eserler ile ağırlıklı olarak Eskişehir'deki ören yerlerinde gerçekleştirilen kazı ve yüzey araştırmaları sonucu ele geçen eserlerden oluşan bir koleksiyon sergileniyor.

Müzede Tabiat Tarihi, Tarih Öncesi Çağ Eserleri, Klasik Çağ Eserleri, Sikke ve Taş Eserleri Seksiyonları bulunuyor. Böylelikle, 7 bin 500 yıllık bir tarihin özetini camekânlarda izlemek mümkün oluyor…

Müze teşhirinde yoğunluk olarak Dorylaion (Şarhöyük Eskişehir-Tepebaşı), Pessinus (Sivrihisar-Ballıhisar), Han Yeraltı Şehri (Han Yazılıkaya), Keçiçayırı (Seyitgazi-Bardakçı), Çavlum Köyü Eski Hitit Nekropolü (Odunpazarı-Çavlum), Demircihöyük (Çukurhisar-Tepebaşı), Karacahisar (Odunpazarı-Karacaşehir) Küllüoba (Seyitgazi-Yenikent) gibi arkeolojik alanlarda yapılan bilimsel arkeolojik kazılar, önemli buluntuları ile birlikte kronolojik olarak sergileniyor.

22 bin 500 eser bulunuyor

Bu eserler arasında mermer heykel ve heykelcikler, mimari parçalar, steller, pişmiş toprak günlük kullanım kapları, idoller, cam kaplar ve boncuklar, metal kap ve silahlar, takılar, sikkeler bulunuyor. Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi'nde Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini kapsayan yaklaşık 22 bin 500 taşınır kültür varlığı yer alıyor.

Müzeyi gezerken Friglerin ilk bulucuları olduğu düşünülen fibula (çengelli iğne) örnekleri ilgi çekiyor… Ayrıca fabl (hayvan öyküleri) ve flüte de ilk Friglerde rastlanılıyor… Mimarlık, heykeltıraşlık ve müzik alanındaki gelişmeleri ile Yunan ve Roma uygarlıklarını etkiledikleri sanılıyor…