'Eylül ayına dikkat' dedirten 7 neden!
Dünya borsalarında yaz tatili bitti. Bugün eylül ayının ilk işlem günü ve uzmanlara göre yatırımcıyı zor bir eylül bekliyor.
Evrim KÜÇÜK
DIŞ HABERLER
Küresel borsalardaki rüzgar eylül ayında fırtınaya dönüşebilir. Geleneksel olara eylül ayı borsalar açısından yılın en kötü ayı olarak bilinir ve uzmanlara göre bu yıl de piyasalarda sancı yaratacak bir takvimi var bu ayın. ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı, Almanya seçimleri, Japonya'da vergi değişimleri, ABD'de bütçe tartışmaları, gelişmekte olan ülkelerde satışların sürebilecek olması ve Suriye ile ilgili gerginlik piyasaları sarsabilir. Oynaklığın pimini ise Fed'den gelece sinyaller doğrultusunda Hazine tahvilinin faizinin seyri çekebilir. Teşvikten çıkış mesajı gelir ve faizler fırlarsa gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru ciddi bir para akışı görülebilir.
Yatırımcı yaz tatilinden dönüyor. ABD ve bazı gelişmiş ülkelerde hisse senedi piyasaları yaz aylarında güçlendi fakat diğre tüm yatırım enstrümanları kötü bir yaz geçirdi. Özellikle Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin borsaları ve para birimleri sert şekilde geriledi. Uzmanlara göre yaz aylarında piyasalarda esen rüzgarlar bu ay fırtınaya dönüşebilir. Brown Brothers Harriman döviz stratejisti Macr Chandler, CNBC'ye yaptığı açıklamada, 'Ağustosta yay dolanmaya başlar, eylülde ise patlar. Bu nedenle yatırımcılar buna göre pozisyon alıyor' değerlendirmesinde bulundu. 100 yılı aşkın bir süredir borsaların en kötü ayı olarak bilinen eylül piyasalar için 'mayın tarlası' gibi ve baş ağrıtacak konuların başında Fed'in genişlemeyle ilgili tutumu, jeopolitik riskler, ABD'nin borç sorunu gibi endişeler var.
G-20 ve ECB bu haftanın gündemi
Rusya'nın dönem başkanlığını yürüttüğü G-20'nin liderleri bu hafta St. Petersburg'da bir araya geliyor. Sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G-20 toplantısında küresel ekonomide yaşanan gelişmeler ve alınacak tedbirler masaya yatırılacak. 5-6 Eylül tarihlerinde St. Petersburg’da yapılacak devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı G-20'nin programında enerji piyasalarının istikrar ve öngörülebilirliğinin artırılması, enerji verimliliği, istihdam, gıda güvenliği, uluslar arası finans yapılarında reform, yolsuzlukla mücadele gibi başlıklar var. Gelişmekte olan ülkelerin piyasalarındaki volatilite ve gölge bankacılık gündemin ilk sıralarında yer alıyor.
Diğer yandan bu hafta piyasaların dikkati bir taraftan da Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) toplantısında olacak. Avrupa'da faizlerin korunması ve faizlerin uzun bir süre daha düşük seviyede bırakılacağının tayit edilmesi bekleniyor.
Bu ay piyasalar için 'mayın tarlası' gibi
1- Tarih, 'eylül, borsalarda en kötü ay' diyor
Tarih de, eylülün aleyhine işliyor. BlackRock baş yatırım stratejisti Russ Koesterich'e göre, 1896 yılına kadar geri gidildiğinde eylülün piyasalar açısından yılın en kötü ayı olduğu görülüyor. Almanya, İngiltere dahil birçok Avrupa borsası ve Japonya için de durum aynı. 1950 yılından bu yana Dow Jones endeksi eylül aylarının yüzde 60'ında düşüş göstermiş. Yine ABD'de 1926 yılından bu yana tutulan istatistikler, büyük şirketlerin piyasa değerinin diğer aylarda ortalama yüzde 0.9 yükseldiğini, eylülde ise yüzde 0.8 düştüğünü gösteriyor. Orrta büyüklükteki diğer şirketler de eylülde hep düşüş yaşamış. Kansas Üniversitesi uzmanlarını yaptığı bir araştırmaya göre, 1802 yılında yatırım yapmaya başlayan ve parasını sadece eylül ayında borsada tutan birisi 2006 yılında parasının yarısından fazlasını kaybetmiş olurdu. Diğer aylarda yatırım yapan birinin kazancı ise yüzde 79 olurdu.
2- Bu ay bütün gözler Fed'in üzerinde
Fed'in toplantısı 17-18 Eylül'de ve bu tarihten önce piyasalardaki oynaklığın artması bekleniyor. Ekonomistler, Fed'in ayda 85 milyar dolarlı tahvil alım programını bu ay azaltmaya başlayıp başlamayacağı konusunda bölünmüş durumda. Bu konuda ilk ipucu ise 6 Eylül'de açıklanacak istihdam verisinde aranacak. Bu veri, Fed'in teşviklerden çıkışı için düğmeye basıp basmayacağı konusunda önemli bir ipucu olarak kabul ediliyor. Ayrıca Fed'in açıklamalarına bağlı olarak faiz oranları borsalar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilir. Bazı uzmanlar 10 yıllık ABD kağıtlarının getirisinin, eylül ayı sona ermeden yüzde 3 hatta üzerine çıkabileceği uyarısı yapıyor. Bu da mortgage faizlerinin yukarı gitmesi anlamına geliyor.
3- Suriye'ye müdahale izleniyor
Suriye'ye müdahale edilmesi ya da bu ihtimalin artması borsalar üzerinde ciddi bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkacak. Uzmanlar, müdahale gündeme geldiğinde bunun bölgede yaratacağı risklere bağlı olarak petrol fiyatlarının yükselişe geçtiğini hatırlatıyor ve müdahalenin yaratacağı belirsizliğin hisse senedi piyasalarını aşağı çekeceğini söylüyor. Müdahalenin, zaten gergin olan Ortadoğu'da belirsizliği daha da artırması piyasaların en büyük endişelerinden biri.
4- ABD'nin borç sorunu tartışmaları
ABD Kongresi hükümetin borçlanma sınırını yükseltmek için yakında bir uzlaşmaya varamazsa, Obama yönetimi ekim ayı ortasında harcama yapamaz duruma düşebilir. Hükümetin 16.7 trilyon dolarlık borçlanma limiti var ve hükümetin borçlanma kapasitesini ekim ayı ortasında dolduracak. Bu durumda hükümetin iflas konumuna girmesi kaçınılmaz olacak ve bu yatırımcıların ABD'ye olan güvenini sarsacak. 2011 yılında borçlanma tavanı konusunda Kongre'de sert geçen tartışmalar yaşanmıştı. Bu ay bu tartışmalarda ikinci perde açılacak.
5- Gelişen ülkelerde para krizi
Fed'in parasal genişlemeyi sonlandırmaya başlayacak olması ve ucuz para devrinin böylelikle sona erecek olması gelişmekte olan ülkelerin paralarını yaz aylarında sert bir şekilde vurdu. Özellikle Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin borsaları ve para birimleri önemli oranda düştü. Uzmanlar, gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru ciddi bir para akışının devam edeceğini öngörüyor ve bu ülkelerde yaşanacak bir krizin küresel büyümeye zarar vereceği uyarısı yapıyor. Uzmanlara göre gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Asya'da yaşanacak bir para krizinin etkileri Suriye'den kaynaklanan risklerden daha büyük olacak.
6- 22 Eylül'daki Almanya seçimleri önemli
Almanya'da 22 Eylül'de yapılacak genel seçimler, Başbakan Angela Merkel'i destekleyen koalisyonun şansının yüksek olduğunu göstermesine rağmen döviz piyasaları tarafından dikkatle izlenecek. Önemli olan ise seçimler nedeniyle sürekli gündemin dışında kalan Yunanistan ve Avrupa'nın borç krizinin nasıl çözüleceğine dair tartışmaların erteleniyor olması. Almanya seçimlerinin hemen sonrasında hükümetin Avrupa'nın sorunlarına daha rahat bir şekilde eğilebileceği belirtiliyor. Bu da borsaların ve euronun yönüne tayin edecek gelişmelerden biri olacak.
7- Japonya'da vergi artışı
Yaz aylarında yatırımcının kararlarını etkileyen adımların bazıları dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya'da atılmıştı. Ülkenin genişlemeci politikası Asya borsalarına destek verirken, Japon Yeni'nin değer kaybetmesine yol açmıştı. Şimdi ise Başbakan Shinzo Abe'nin tüketim vergisini yüzde 3 ile 8 artırma konusunda vereceği karar izlenecek. Vergilerin artırılması ekonomik büyümeyi frenler endişesi hakim. Söz konusu artışı, 2015 yılına kadar yüzde 10 olması planlanan artışın ilk ayağını oluşturacak. Abe'nin planlanan tüketim vergisi artışlarının ekonomiye olumsuz etkilerini bertaraf etmek için kurumlar vergisinde indirim alternatifini değerlendirdiği belirtiliyor. Japonya yüzde 38.01 ile dünyanın en yüksek kurumlar vergisi oranlarından birine sahip.