'Mehteran zilleri' Frankfurt'ta görücüye çıktı

Müzik sektöründe dünyanın en büyük fuarı kabul edilen "Musikmesse"de Türk firmalarınca sergilenen ve Osmanlı döneminde mehteran ekibinde kullanılmış el yapımı ziller ziyaretçilerin ilgisini çekiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FRANKFURT- Müzik enstrümanı ve ekipmanı ile profesyonel ses sektörü alanında dünyanın en büyük fuarı kabul edilen "Musikmesse"de Türk firmalarınca sergilenen ve Osmanlı döneminde mehteran ekibinde kullanılmış el yapımı davul zilleri ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. 

Almanya'nın Frankfurt kentinde düzenlenen ve bugün sona erecek Müsikmesse fuarında, sahne ve eğlence dünyasının geldiği son nokta katılımcılara tanıtılıyor. Türkiye'den bu yıl müzik fuarına dokuz firma katılırken, katılan firmaların büyük bölümü, el yapımı Türk zillerini sergiliyor. 

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Türk katılımcı firmalar, Türkiye'nin ürettiği el yapımı zillerle bu alanda dünyada tek olduğu görüşünü paylaştılar. 

İstanbul Zil ve Müzik Aletleri firmasının sahibi Mehmet Tamdeğer, fuara 30 yıldır katıldıklarını ve dünyanın birçok yerinde düzenlenen fuarlarda Türkiye'yi el yapımı zil alanında temsil ettiklerini söyledi. Bu yılki fuarın önceki senelere göre daha durgun geçtiğini ifade eden Tamdeğer, Amerika'da düzenlenen "Namm" fuarıyla yakın tarihe denk gelmesinin ve dünyadaki ekonomik sorunların bu durgunlukta önemli paya sahip olduğunu dile getirdi. 

1950 yılından bu yana zil ustalığı yaptığını ve bu alanda kalan tek usta olduğunu anlatan Tamdeğer, fuarda ziyaretçiler ve katılımcılar tarafından büyük ilgi gördüklerini aktardı. 

Türkiye'de ürettikleri zilleri 46 ülkeye ihraç ettiklerini ifade eden Tamdeğer, "Türkiye'de birçok firma, yabancı ülkelerin fabrikada ürettiği ve ihraç ettiği ziller kadar ihracat yapabiliyor. Bizim zillerimiz el yapımı olduğu için az üretiliyor ancak kalite olarak yüksek. Bu da Türk zilinin daha aranan ve daha özel olmasına neden oluyor" diye konuştu. 

Osmanlı İmparatorluğu döneminde genellikle Ermeni asıllı Türklerin Yeniçeri Mehteran Bölüğü'ne el yapımı ürettikleri bando zillerin anavatanının Türkiye olduğunu ve rakibi bulunmadığını vurgulayan Tamdeğer, "Bizim ürettiğimiz her zil bir sanat eseridir, herkes yapamaz. Bu bize Osmanlı'dan kalma bir mirastır. El yapımı zilde rakibimiz yine Türk firmalarıdır. Yabancı firmaların tek yapmaya çaıştığı şey bizim yaptıklarımızı kopyalamak. Ancak bu da verimli olmuyor" dedi. 

Türkiye'de el yapı zil üreten bir başka firma olan Türkish Cymbals firmasının Müdürü Nusret Özevin ise 1997 yılından bu yana kesintisiz olarak Musikmesse fuarına katıldıklarını ve dünyanın çeşitli yerlerinde el yapımı Türk zillerini tanıttıklarını söyledi.  

Fuarda Türk zillerine gösterilen ilgi ve alakadan memnun olduklarını anlatan Özevin, "Bütün Avrupa ülkelerine, İsrail'e ve Çin'e ürün satıyoruz. Herkes Çin'den ürün alıyor, biz ise Çin'e ürün satıyoruz. Bu işi bilenler Çin malı teneke kullanmak istemiyor" dedi. İşin sırrının çekiçlenmede gizli olduğunu söyleyen Özevin, süreci şöyle anlattı: 

"Otomatik çekiçlerle yapılan zillere hep aynı kuvvetle vurulduğu için sesler aynı oluyor. Benzer malzeme kullanılıyor ama çekiçlenme aşamasında fabrikasyondan ayrılıyoruz. Zile farklı şiddette vurulduğu için ortaya farklı aralıkları çıkıyor." 

Fuara dünyanın en kaliteli ve her kesime hitab eden, 100 ila 700 dolar arasında değişen fiyatlara el yapımı ürünleri sergilediklerini aktaran Özevin, yurt içi ve yurt dışındaki birçok ünlü müzisyenin Türk zilli kullandıklarını ifade etti.  

Dünyada birçok ülkenin fabrikasyon zil üretmesine rağmen Türk yapımı zillerin daha revaçta olduğunun altını çizen Özevin, "Beyaz gömlekleriyle üretime giriyorlar, beyaz gömlekleriyle çıkıyorlar. Hiç bir el emeği yok. Biz de ise durum tam tersi. Birinci aşamadan son aşamaya kadar el emeği var" şeklinde konuştu. 

Zilin mazisinin Osmanlı zamanına dayandığını ve zilin o dönemde bir savaş argümanı olarak kullanıldığını ifade eden Özevin, şunları kaydetti: 

"Osmanlı İmparatorluğu,  savaşlarda kan dökmeden kendi imparatorluğuna katmış olduğu toprakların büyük bir kısmını kullanmış olduğu zillerin sesleriyle başarmıştır. Yöre halkı, hiç kan dökülmeden topraklarını Osmanlı'ya teslim etmiştir. 

Çünkü o dönemde arazilerin boş olması sebebiyle sesin yaptığı yankı, 'Osmanlı geliyor' imajı oluşturmuş ve halk korkarak toprakları teslim etmişlerdir. Osmanlı'nın yükselmesinde zillerin katkısı çok büyük olmuştur. Osmanlı, ziller sayesinde kan dökmeden imparatorluğuna güç katmıştır." 

Bu konularda ilginizi çekebilir