'Yasamanın yanlışı sandıktan döner yargının yanlışı nereden dönecek'

'Yasamanın yanlışı sandıktan döner yargının yanlışı nereden dönecek'

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Anayasa Mahkemesi'nin 10 ve 42'nci maddeler hakkında verdiği kararın gerekçesini bir an evvel açıklaması gerektiğini kaydeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi adına bir talihsizliktir. Bunun bilimsel olarak izahını bize yapmak zorundadırlar. Türkiye teamüllerle idare edilemez. Anayasa'nın 153'üncü maddesinde belirtildiği gibi aslında iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklamaz. Bunu Tayyip Erdoğan söylemiyor, Anayasa söylüyor" dedi. Erdoğan, Türkiye'de asıl meselenin, siyasetin alanını daraltmaktan medet uman, erkler arasında 'yetki çatışması' çıkarmak için her vesileyi fırsat bilenlerin yine siyasetin içinde hala var olmasından kaynaklandığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin geçtiğimiz hafta üniversitelerde türbanı serbest bırakan düzenlemeyi iptal etmesinin ardından dün ilk kez partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) ve Anayasa Mahkemesi'ne yüklendi. Anaya Mahkemesi'nin gerekçelerini açıklamadan önce iptal kararının açıklanmasının tartışma konusu olduğunu kaydeden Başbakan, "Şimdi bunu bana vatandaş soruyor. Neden acaba? Bunun altında ne var, ne bekleniyor. Çünkü bu ülke zaman kaybediyor. Gerekçesini görmek istiyor. Bu kararın hangi anayasal gerekçelere dayandırıldığı konusunda kamuoyumuzun mutlaka aydınlatılmaya, ikna ve tatmin edilmeye ihtiyacı var" dedi. 'Ben yaptım oldu anlayışı olmaz' Anayasa'ya göre TBMM'nin görev ve yetkilerinin kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak olduğunu hatırlatan Başbakan, "Anayasa'nın verdiği bu yetkiyi kimse yüce Meclisimiz'den alamaz. Kimse kendini yasa koyucu yerine koyamaz. Aynı şekilde Anayasamız'a göre TBMM'de yasama yetkisini devredemez. Bu hak ve yetki TBMM'ye verilmiştir. 'Ben yaptım oldu' anlayışını demokratik rejimler kaldırmaz. Hükümetler yaptığında da kaldırmaz, yasa koyucu yaptığında da kaldırmaz, yargı yaptığında da kaldırmaz. 'Ben yaptım oldu' anlayışı demokratik hukuk devletlerinin kimyasını bozar" dedi. Demokrasilerde rejimi korumanın ancak hukukun üstünlüğü içinde, Anayasa'nın bağlayıcılığına sadık kalmakla mümkün olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan yasama organı yanlış yaptığında önüne sandık geldiği gün milletten döneceğini, yürütme yanlış yaptığında yargıdan döneceğini söyledi. Başbakan, "Peki yargı erki yanlış yaptığında nereden dönecek? Bu soruların kamuoyunda tartışılır hale gelmekte olduğunu görüyoruz. Bu durumun baş müsebbibi de bana göre CHP'dir. CHP'nin muhalefet zihniyetidir" dedi. Erdoğan, Türkiye'de esas meselenin, siyasetin alanını daraltmaktan medet uman, erkler arasında 'yetki çatışması' çıkarmak için her vesileyi fırsat bilenlerin yine siyasetin içinde hala var olmasından kaynaklandığını söyledi. CHP'nin siyaseti içeriden kuşatmaya, Meclis'i içeriden zayıflatmaya yönelik girişimleri ve gayretleri olduğunu kaydeden Başbakan, "Bunu milletimiz çok iyi biliyor. Herkes 'Meclis'in yasama yetkileri daraltılıyor' derken, bir tek CHP sözcülerinden, 'Meclis'in yetkilerini aştığı' iddiasını duyarsınız. Başkasından duyamazsınız. Ve bunu da yargının bağımsızlığını savunur görünerek yapıyorlar. Oysa geçen yıl bu zamanları hatırlayın. O zaman da onların istediği yönde karar vermezse 'Türkiye'nin çatışma ortamına sürükleneceğini' söyleyerek Yüksek Mahkemeyi tehdit ediyorlardı. Dün Yüksek Mahkeme'ye yönelttikleri söylemlerin hedefinde bugün, yasama yetkilerini kullanmaktan başka bir şey yapmayan bu yüce Meclis var" dedi. 'Korku siyaseti yapıyorlar' CHP'nin, 'millete karşı, demokrasiye karşı, evrensel hukuka karşı siyaset yürüttüğünü, bunun da ülkeyi tahrip ettiğini' söyleyen Erdoğan, "Bütün demokratik açılımları, korku siyasetiyle durdurma çabası Türkiye'ye ciddi zararlar veriyor. Bu gölge oyunları, bu korku siyaseti, halkımızın ekmeğini, aşını büyütmez, büyütmüyor, ülkemizin itibarını yükseltmez, yükseltmiyor. Böyle korku ve vehimlerden beslenen hiçbir siyaset özgürlüğü, adaleti getirmez, getirmiyor" dedi.