(12:00)"Tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz"
(12:00)"Tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz"
ANKARA - Likidite sorunlarının, ödeme sorunlarıyla birleştiği zaman global finansal piyasaların direncini test eden bir durum ortaya çıktığını ifade eden Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Biz hala tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz" dedi. Bilkent Üniversitesi tarafından düzenlenen "Ekonomik Yönetişimdeki Mevcut Konular" başlıklı uluslararası toplantıda konuşan Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, sermaye hareketlerinin daha fazla olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığını belirterek, "Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. Özellikle küreselleşmenin ortaya çıkmasından bu yana en akut kriz olarak adlandırılabilir bu..." diye konuştu. Yılmaz, konuşmasında, Çin atasözü olarak bilinen "ilginç zamanlarda yaşa" sözüne atıf yaptı. Burada "ilginç" kelimesi ile tehlikeli ve çalkantılı zamanların kastedildiğini ifade eden Yılmaz, bu yüzden de aslında cümlenin bir atasözünden çok, beddua niteliği taşıdığını kaydetti. Daha sonra bu atasözünün aslında Çinlilere ait olmadığını, bilgece bir anlam yüklenmek istendiği için Çinlilere ithaf edildiğinin anlaşıldığını ifade eden Yılmaz, "Ancak kaynağı ne olursa olsun böyle bir lanetle karşı karşıya olduğumuzu şu anda söylememiz gerekiyor" dedi. Yılmaz, 2007'nin ortalarından bu yana global anlamda finansal bir çalkantı yaşandığını ve bu çalkantının büyüklüğünün 2006 yılında yaşanandan çok daha fazla olduğunu belirtti. Durmuş Yılmaz, özellikle konut fiyatlarının düşmesi ve bunun ardından tutsat (mortgage) piyasası ve tutsata dayalı birtakım menkul kıymetlerle ilgili sorunlar nedeniyle sıkıntı yaşandığını kaydederek, şöyle devam etti: "Zaman içinde yatırımcılar finansal araçların değerlemeleri konusunda rahatsız olmaya başlamışlardır. Büyük finansal kuruluşlar, çok büyük zararlar bildirmektedir. Özellikle risk iştahında böyle bir düşüş yaşanması, karşı tarafın kredi riski ile ilgili endişeleri sonucunda kısa vadeli kredi ve para piyasalarında büyük bir bozulma yaşanmış ve bunun sonucunda da büyük bir likidite sıkışması ortaya çıkmıştır. Likidite sorunları, ödeme sorunlarıyla birleştiği zaman global finansal piyasaların direncini test eden bir durum ortaya çıkmaktadır. Biz hala tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz." Türkiye'nin risk primi Yılmaz, finansal kuruluşların yaşadığı zararlar ve tüketici güvenindeki düşüş sonucunda Amerikan ekonomisinde durgunluk görülme olasılığının arttığını kaydetti. Yılmaz, risk algılamalarındaki bozulmaların, kalkınmakta olan ülkelerin risk primlerini de artırdığını ifade ederek, bu ülkelere Türkiye'nin de dahil olduğunun altını çizdi. Şimdiye kadar Türkiye'nin risk primlerinde gerçekleşen artışların diğer kalkınmakta olan ülkelerdeki artışlarla uyumlu olduğunu kaydeden Yılmaz, "Her ne kadar son dönemlerde birtakım siyasi istikrarsızlıklar Türk finansal piyasalarını büyük bir sıkıntıya soksa da... Ben Türkiye'nin risk priminin, önümüzdeki yıllarda makro ekonomik koşullarda gelişme olmazsa ve kurumsal reformlar yapılmazsa daha da yüksek olmasını bekliyorum" dedi. Yılmaz, son 20 yılın küreselleşme, regülasyon ve özelleştirme çağı olarak tanımlanabileceğini ifade ederek, "yönetişim" kavramının önemli bir konu haline gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi. 1990'ların sonunda Güneydoğu Asya'da yaşanan ekonomik krizin, iyi yönetişim uygulamaları olmadığı takdirde, ekonomik kalkınma açısından başarılı olan ülkelerde bile sorun yaşanabildiğini gösterdiğini anlatan Yılmaz, devletlerin ekonomi üzerindeki kontrolü azaldıkça yönetişim kalitesinin daha belirleyici hale geldiğini kaydetti. Özellikle daha fazla sermaye hareketlerinin olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların birtakım negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığını belirten Yılmaz, "Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. Özellikle küreselleşmenin ortaya çıkmasından bu yana en akut kriz olarak adlandırılabilir bu..." dedi.