”6 binden fazla tersane işçisi işten çıkarıldı”
Liman-İş Sendikası, ilerleyen dönemde işten çıkarma, ücretsiz izin gibi uygulamaların gündeme gelmesinin muhtemel olduğuna dikkat çekti
ANKARA - Türk-İş'e bağlı Liman-İş Sendikası tarafından hazırlanan raporda, denizcilik sektöründe kitlesel işten çıkarmaların gemi inşa alanında başladığı ve halihazırda 6 binden fazla tersane işçisinin işten çıkarıldığı belirtildi. Bu rakamın 10-12 bini bulacağının tahmin edildiği ifade edilen raporda, "İlerleyen dönemde ekonomik krizden derinden etkilenen limancılık sektöründe de işten çıkarma, ücretsiz izin gibi uygulamaların gündeme gelmesi muhtemeldir" denildi.
Alınan bilgiye göre, Liman-İş Sendikası, küresel finansal kriz sonrasında iş kolunda yaşanan gelişmelerle ilgili olarak "Ekonomik Kriz, Limancılık Sektörü, Özelleştirmeler ve Liman İşçileri" isimli bir rapor hazırladı.
Limancılık sektörünün son yıllarda hızlı bir büyüme trendi yakaladığı belirtilen raporda, ancak son aylarda küresel ölçekte yaşanan ekonomik krizden limancılık sektörünün de etkilendiği ifade edildi.
Finans sektöründe başlayan krizin üretken ekonomiye sıçramasının, dünya ölçeğinde mal ve hizmet üretiminde yaşanan düşüşün, uluslararası ticarete ve dolayısıyla denizyolu taşımacılığına olumsuz yansıdığına değinilen raporda, uluslararası ticaret ve deniz yolu taşımacılığına bağımlı olan limancılık sektörünün de bu zincirleme süreçten olumsuz etkilenmeye başladığı kaydedildi.
Krizin limancılık sektöründeki etkilerini somut biçimde tespit edebilmek için, sektörün bağımlı olduğu diğer sektörlerdeki gelişmelerin net olarak görülmesi gerektiği vurgulanan raporda, bu nedenle krizin limancılık sektörü üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde ortaya koymanın erken olduğu belirtildi.
Buna rağmen hali hazırda görülen bazı etkileri ele alarak geleceğe ilişkin kimi tespitler yapmanın mümkün olduğu ifade edilen raporda, özelde limancılık sektörü, genelde ise denizcilik sektöründe yaşanan krizin asıl nedeninin, bu sektörlerden devletin elini adım adım çekmesi olduğu savunuldu.
Türkiye'nin bir denizcilik stratejisine ve sektöre müdahale edecek araçlara sahip olmadığı öne sürülen raporda, bu nedenle küresel ölçekte yaşanan kriz karşısında Türkiye denizcilik sektörünün korumasız kaldığı görüşüne yer verildi.
Limanlardaki durum
Raporda, ekonomide ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle taşıyacak yük bulamayan gemilerin limanlara demir attıkları, diğer yandan yük olmasına rağmen, alıcı ve satıcılarının taşıma ücretlerini düşürmek için yüklerini bekletmeleri nedeniyle gemi sahiplerinin maliyet fiyatına yük taşıdıkları ya da gemilerini kızağa çektikleri belirtildi.
Sonuç itibariyle taşınacak yükün olduğu limanlarda bile hem yüklerin hem de gemilerin beklemeye alındığına işaret edilen raporda, Tuzla tersanelerinde 160 gemi inşa siparişinin iptal edilmesinin de sektörde yaşanan daralmanın bir başka işareti olduğu vurgulandı.
Liman-İş tarafından hazırlanan raporda, limanlardaki durum ve limancılık sektörünün geleceğiyle ilgili şunlar kaydedildi:
"Ayda ortalama bin 200 geminin giriş çıkış yaptığı İzmit Limanı'na, krizin ardından ayda 700 civarında gemi girerken, bunların 300'ü İzmit Körfezi'ne demir atmıştır. Pendik ve Kartal açıklarına çok sayıda gemi demir atarken, Zeytinburnu Limanı'nda yüzlerce gemi beklemektedir. İzmir Limanı'na 2007 yılının Ağustos ve Eylül aylarında 510 gemi gelmiş ve 1 milyon 981 bin ton yük elleçlenmiştir. 2008'in aynı döneminde ise limana 379 gemi gelmiş ve 1 milyon 778 bin ton yük elleçlenmiştir. Bandırma Limanı'na yük boşaltan çok sayıda gemi, taşınacak yük olmaması nedeniyle Bandırma Körfezi'nde demirlemiş olarak beklemektedir.
Özetle, üretimde ve ticarette yaşanan daralma nedeniyle, denizyolu taşımacılığında ciddi bir düşüş yaşanmaya başlanmış, bu da kaçınılmaz olarak limancılık faaliyetlerinde gerilemeye yol açmıştır. Mal üretimi, ticareti ve taşınması, malların taşınacağı gemilerin inşası ve malların limanlara giriş çıkışının 'serbest piyasa'ya teslim edilmesinin sonuçları görülmeye başlanmıştır.
"İşçilerin krizi daha da derinleşmekte"
Sektörde faaliyet gösteren sermaye grupları karlarını düşürmemek ya da artırmak için izledikleri stratejilerle, ülke sanayisi ve ticaretini tehlikeye sokmaktadır. Bu sürecin faturasını asıl ödeyecek olan ise sektörde yaşanan karmaşa nedeniyle gıdadan, enerji ürünlerine kadar birçok temel tüketim maddesine yapılabilecek zamları sırtlamak zorunda kalacak olan düşük gelirli toplumsal kesimler ve sektörde her an işini kaybetme korkusuyla çalışan işçilerdir. Bir başka deyişle, dünyayı sarsan ekonomik krizden önce de kriz içinde olan yoksullar ve işçilerin krizi daha da derinleşmektedir.
Denizcilik sektöründe kitlesel işten çıkarmalar, gemi inşa sektöründe başlamıştır. Her gün iş kazası riskiyle, canı pahasına çalışan tersane işçileri, şimdi de işten çıkarılma riski ile karşı karşıyadır. Halihazırda 6 binden fazla tersane işçisi işten çıkarılmıştır. Bu rakamın 10-12 bini bulacağı tahmin edilmektedir. Limancılık sektöründe henüz kitlesel işten çıkarmalar başlamamış olmakla birlikte, ilerleyen dönemde ekonomik krizden derinden etkilenen limancılık sektöründe de işten çıkarma, ücretsiz izin gibi uygulamaların gündeme gelmesi muhtemeldir."
Raporda, ekonomik kriz ile birlikte sıkıntı yaşamaya başlayan Türkiye limancılık sektöründe özelleştirme uygulamalarının devam etmesi halinde, sektörün tümüyle kaosa sürükleneceği savunuldu. Raporda, "Bu gelişmeler de dikkate alındığında, elimizde kalan son kamu limanlarının da özelleştirilmesi, limancılık sektörü açısından intihar anlamına gelmektedir. Ekonomik krizin etkilerinin ilerleyen dönemde daha da ağırlaşabileceği ihtimali göz önüne alındığında, kamu limanlarının önemi daha da artmaktadır. Kar-zarar mantığından ziyade kamu yararını esas alan kamu limanları, kriz ortamında, bir emniyet supabı görevi üstlenecektir" denildi.
Öneriler
Liman-İş tarafından hazırlanan raporda, limancılık sektörünün geleceğine ilişkin sıralanan önerilerden bazıları şöyle:
-TCDD limanlarının özelleştirilmesi durdurulmalı.
-Özelleştirmeyi iptal kararlarına rağmen hala kamuya devredilmeyen Tekirdağ, Hopa, Sinop, Rize, Ordu ve Giresun limanları başta olmak üzere, özelleştirilen tüm kamu limanları tekrar kamulaştırılmalı.
-Kamu limanlarının mevcut altyapı ve personel eksiği giderilerek, limanların verimli bir biçimde işletilmesi sağlanmalı.
-Denizcilik sektörü piyasanın işleyişine bırakılmamalı, her aşamada kamusal üretim ve denetim yaşama geçirilmeli.
-Yıllardır işçilerin verdiği emek üzerinden yüksek karlar elde eden liman işletmecileri, bir tek işçiyi dahi işten çıkarmamalı, krizin faturasını işçilere kesmek yerine, işçiler üzerinden elde ettikleri birikimlerini devreye sokmalı.
-Özel sektör limanlarında, yasalardaki çalışma kuralları uygulanmalı, taşeronlaştırma, sigortasız işçi çalıştırma, kaçak işçi çalıştırma gibi hukuka aykırı uygulamalara derhal son verilmeli.