6 yıldır kesintisiz büyüyen reklam pazarının 2010 yılında 5-6 milyar dolarlık ciro yapması bekleniyor / Yabancılar pazara rekabet getirdi Türk şirketleri reklama sarıldı

6 yıldır kesintisiz büyüyen reklam pazarının 2010 yılında 5-6 milyar dolarlık ciro yapması bekleniyor / Yabancılar pazara rekabet getirdi Türk şirketleri reklama sarıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Hızla büyüyen perakende sektörü ve artan rekabet şirketlerinin giderek daha fazla tanıtıma yatırım yapmasına yol açıyor. Reklam sektörü son bir kaç yıldır hızla büyüyor. Ancak, reklam pazarı ciro olarak büyümesine rağmen yakın dönemde medyaya yeni yatırımların yeni reklam mecraları yaratması ile birlikte sektörde kıyasıya bir rekabet de yaşanır oldu. Sektör açısından medya yatırımları büyük önem kazanırken, 2001 krizinin etkilerini üzerinden atan reklam sektörü 6 yıldır kesintisiz büyüyor. 2007'de 3.3 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşan sektörün 2008 sonunda 3.9 milyar dolarlık bir pazara ulaşması bekleniyor. Sektör temsilcileri beklentisi 2010 yılında pazar hacminin 5-6 milyar dolara ulaşacağını dile getiriyor. Türk reklamcılık sektörünün performansını değerlendiren Reklamcılar Derneği Başkanı Cem Topçuoğlu, sektörün 2007 yılında yüzde 20 oranında bir büyüme gerçekleştirdiğini, bu yıl ise yüzde 15-18'lik bir büyüme beklentisi içinde olduklarını dile getirdi. Marka yaratma süreci devam etmeli 6 yıldır sektörünün kesintisiz büyümesine karşın, Türkiye nüfusu dikkate alındığında sektörün henüz hakketiği yerde olmadığını dile getiren Topçuoğlu, "Türk reklam sektörünün nüfusa oranla daha büyük bir pazar hacmine ulaşmış olması gerekiyordu. Gelir seviyesi ve nüfus artışı ile ilgili açıklanan rakamlar dikkate alındığında bizim tahminimiz sektörün 2010'lu yıllarda en az 5-6 milyar dolarlık bir sektör olması yönünde. Komşu Yunanistan'ın 15 milyonluk nüfusuna karşın reklam sektörünün cirosu bu rakamlara ulaşıyor. Dolayısıyla bizim daha çok markalaşmamız gerekir" dedi. Fabrika kurmak yetmez iyi tanıtım da şart Sektörün geleceği açısından marka yaratma sürecinin devam etmesi gerektiğine işaret eden, Topçuoğlu, şöyle devam etti: "Öncelikle KOBİ'lerin kurumsallaşma süreçleri içinde, hadiseye çok farklı bakmaları gerekiyor. Yani fabrikayı çok iyi yapmak ya da oradan kamyonları çıkarmak tek başına işe yaramıyor. Bunları satışa, markaya, dağıtıma dönüştürmek gerekiyor. Türkiye'de 13-14 bin tane marka var. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 40-60 bin seviyelerine kadar çıkıyor. Dolayısıyla önümüzde ciddi bir süreç var. Kalite de giderek düzeliyor. Burada önemli olan rakamdan çok kalite. 100 marka çıkacağına 20 iyi ve kaliteli marka çıksın." Kâr oranlarında azalma yaşanır Elde edilen büyüme rakamlarının sektör açısından bazı riskler taşıdığını da belirten Cem Topçuoğlu, yaşanan büyümeye karşın yakın dönemde yaşanacak en büyük sıkıntının kâr oranlarındaki azalma olacağını söyledi. Topçuoğlu, reklamverenlerin son 10 yıldır gerçek rekabet koşulları ile karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Özellikle yabancı firmaların Türkiye pazarına girmeleri ile birlikte reklamverenler açısından rekabet giderek daha da ağırlaştığını dile getiren Topçuoğlu, "Türk sanayicisi, Türk markalarını yaratan reklamverenler, yabancıların gelmesi ile birlikte artan rekabet ortamında hem kendi işlerini yeniden gözden geçirmelerine, hem de kâr oranlarında ciddi bir baskı altına girdi. Aynı şey reklam ajansları için de geçerli. Reklam ajansları da reklamverenlerin üzerindeki baskıdan, piyasa koşulları ile rekabet koşullarının verdiği sıkıntıdan dolayı aynı rekabetin içinde yaşıyor" dedi. Ölçülebilir mecraların net yayın gelirleri (2007) Mecra Milyon YTL Pay(%) TV 1.760 53.20 Basın 1.113 - -Gazete 990 29.93 -Dergi 123 3.72 Açıkhava 235 7.10 Radyo 111 3.36 Sinema 36 1.09 İnternet(*) 53 1.60 Toplam 3.308 100 (*) Arama motorları ve mobil uygulamaları içermemektedir. Kaynak: RD Esin Ünüvar Okutan: Reklam pazarının yüzde 80'i 10-12 ajansa ait Reklam pastasının bu yıl yüzde 10-15 arasında büyüyeceğine inandıklarını dile getiren Veritas Medya ve Reklam Hizmetleri AŞ Medya Direktörü Esin Ünüvar Okutan, sektörel büyümenin ağırlıklı olarak da televizyonlardan gelmesini beklediklerini söyledi. Okutan, sözlerine şöyle devam etti: "Televizyon haricinde basında bir küçülme bekliyoruz. Açıkhava, internet, sinema mecralarında ise büyüme beklentimiz sürüyor. Büyüme ile birlikte artan ajans sayısı sektör açısından bir risk oluşturmuyor. Sonuçta şu an Türkiye pazarında donanımlı olarak hizmet veren ajans sayısı sınırlı. Sektördeki belli kuruluşların üyeliklerine bakıldığı zaman tam donanımlı 10-12 ajans var ve toplam reklam pastasının yüzde 80-85'i bu ajanslardan geçiyor. Bu nedenle yeni kurulan reklam ajanslarının risk yarattığını düşünmüyorum. Özgür Sağlam: Reklamda geri dönüşün hesabını verebilecek ajanslar büyür "Kriz söylentileri tehdit kadar fırsatı da beraberinde getiriyor" diyen Art Grup Tanıtım Hizmetleri LTD Eşbaşkanı ve Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Sağlam, 2001 krizinin ardından reklam yatırımını kesmeyen markaların sonradan büyük başarılar elde ettiklerini hatırlattı. Sağlam,"Bugün de aynı durumun söz konusu olacağını düşünüyorum. Tüm dünyada bir kriz söz konusu ama bu krize rağmen markalar yatırımlarına devam etmeli. Kriz durumunda bile yatırımlarına devam eden markaların pazar paylarını gelecekte de artıracaklarına inanıyorum" dedi. Yaşanan büyüme ile birlikte artan rekabetin ajanslar açısından kâr oranlarında azalmaya neden olacağını söyleyen Sağlam, sözlerine şöyle devam etti: "Biz entegre pazarlama iletişimi yapıyoruz ve markalarla sürdürülebilir başarılar kazanmak için çalışıyoruz. Bunların çok küçük yapılar tarafından sağlanabileceğine dair bir inancım yok. Ajanslar olarak yaptığımız işin ve yarattığımız katma değerin öncelikle biz farkında olmalıyız. Reklamveren yaptığı her yatırımın geri dönüşünü istiyor. Bunun hesabını verebilecek reklamcılar ayakta kalacak." Uğur Alparslan: Siyasi istikrarsızlık reklam gelirlerini düşürebilir "Reklam sektöründeki harcamaların artmasını son yıllarda yaşanan ekonomik büyüme rakamlarıyla ilişkilendirebiliriz" diyen Genna Marketing Communication Group (MGC) Başkanı Uğur Alparslan, yaşanan büyümeye rağmen kişi başına reklam harcamaları açısından Türkiye'nin dünyanın çok gerisinde kaldığına da dikkat çekti. Alparslan "Türkiye'de kişi başına 40 dolar reklam harcaması yapılırken Amerika'da bu rakam 600 doları buluyor. Yani reklam pazarımız Amerika ile kıyaslandığında neredeyse 15 kat, komşumuz Yunanistan ile kıyaslandığında 6 kat daha küçük. Bu durum aynı zamanda pazarın önünün açık olduğunu gösteriyor' dedi. Pazarın büyümesinin ekonomik büyüme oranlarının üstünde seyretmesi beklentisinin hayal olmadığını belirten Alparslan, siyasal istikrarsızlığın reklam pazarına olumsuz yasıyacağını söyledi. 2008 yılında reklam sektöründe büyümenin yavaşlamasının mümkün olduğunu dile getiren Alparslan, ajans sayısındaki artışın normal olmadığını belirterek "Yaşanan artış da talep aktörlerinin arzın kalitesini belirleme gücü ve görgüsünün olmadığını gösteriyor. Talep kalitesi ve bilinci yükseldiğinde arzın doğal bir seleksiyon yaşayacağını tahmin etmek zor değildir" dedi. Ahmet Aral: KOBİ'ler reklamverene dönüşmeli 17 yıldır iletişim sektöründe faaliyet gösteren Reki Creative Group'un kurucularından Ahmet Aral ekonomide istikrar ortamının devam etmesine bağlı olarak 2007 yılında reklam pazarının yüzde 25 oranında büyüdüğünü, bunun bu yıl da devam edebilmesi için global ekonomideki belirsizliklerin dağılması gerektiğini söyledi. Ülkelerin ekonomilerini ve reklam sektörünün payı göz önüne alındığında Türkiye için bir orantısızlık yaşandığını dile getiren Aral, reklam pastasının KOBİ'lerin reklamveren dönüşme sürecinin tamamlanması ile birlikte pazarın daha da büyüyeceğini söyledi. Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Gören: "Büyüme sürecek ama 2007 kadar olmaz" Ekonomik koşullardan bağımsız olarak bakıldığında 2008 yılında da özellikle yabancı sermayenin de etkisi ile reklam sektöründeki büyümenin devam edeceğini dile getiren Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Gören, ancak elde edilecek rakamların 2007 yılı seviyelerinde olmayabileceğini belirtti. Sektörde yabancı sermayenin de etkisi ile ciddi bir rekabet gözlendiğini vurgulayan Gören, "Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik sıkıntıların reklam yatırımlarını da etkilemesi bekleniyor. Bu nedenle büyüme olsa bile 2007 yılındaki seviyelerde gerçekleşmeyecektir. Önümüzdeki aylarda piyasaların durumu, devletin büyüme hedefi, özelleştirme programı, Olimpiyat Oyunları ve Avrupa Futbol Kupası'yla 2008 reklam yatırımlarını etkileyecek önemli faktörler olacak" dedi. Gören son yıllarda reklam yatırımlarındaki düzenli büyümenin altında kriz yıllarından sonraki iyileşme, özelleştirmeler ve artan rekabetin yattığını kaydetti. Özellikle medya alanında yaşanan enflasyonun reklam pastası üzerinde büyüme yönünde etki ettiğini vurgulayan Gören, "Türkiye'de sektörün sağlıklı büyümesi mecra fiyat artışından ziyade, yeni ve sürekli reklamverenlerin piyasaya girip pastayı büyütmesi ile sağlanacak. Bunun da tarafların daha disiplinli yaklaşımı sayesinde gerçekleşeceğine inanıyoruz" diye konuştu.