Avrupa, fikir savaşında mücadele etmeli

Avrupa, fikir savaşında mücadele etmeli

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

James Harkin / Financial Times Günümüzde iyi fikirler hızlı bir şekilde yayılıyor. Fikirlerin ve ürünlerin ortaya çıktığı gibi hemen dünyaya yayılmasını sağlayan internete ve git gide küreselleşen medyaya da teşekkür etmek gerekiyor. Fikir piyasasının yeni düzeni oluşurken ve taşlar yerine oturmaya başlarken açıkça görülen bir nokta var: Amerika bu yolda açık ara önde gidiyor. Avrupa'nın düşünce alanında halen Almanya'dan Jürgen Habermas, Slovenya'dan Slavoj Zizek gibi ağır topları var, ancak bu düşünürler çok az sayıda ve birbirlerinden uzaklar. Fransa'dan Jean Baudrillard'ın geçtiğimiz mart ayında 77 yaşında ölmesi ile entelektüel alanda bir dönem kapanmıştı. Baudrillard, entelektüel rüzgarın hangi yönden esmekte olduğunu kavrayacak kadar uyanıktı. Amerikan kültürüne getirilen bütün eleştirilere rağmen buradan etkileniyor ve "modernliğin yeni bir yorumu" olarak ifade ediyordu. Temel sorun mali kaynak ve zaman Peki neden Amerika entelektüel alanda saygı duyulan bir konuma geldi? Bunun sebeplerinden bir tanesi, Amerikan üniversitelerinin ceplerinin derinliklerinde yatıyor. Kaynaklar ve vaad edilenler, dünyanın en önemli düşünürlerini kendisine çekmesini sağlıyor. Düşünürlere düşünmeleri, üretmeleri ve tasarlamaları için ihtiyaç duydukları zamanı ve kaynağı verebiliyorlar. Yardım fonlarından aktarılan kaynaklarla faaliyetlerini sürdüren Amerikan think-tank'leri de (düşünce kuruluşları) üzerinde durulması gereken önemli bir husus. Örneğin 2003 yılında Amerikan Girişimcilik Enstitüsü üyesi ve düşünce adamı Charles Murray "Human Accomplishment: The Pursuit of Excellence in the Arts and Science" isimli bir kitap yayımladı. Kitapta insanlık tarihindeki 4 bin düşünce adamı sıralandı. Avrupa'daki bir think-tank kuruluşunun üyelerinden birisinin kuruluşun kaynaklarını beş yıl sürecek böyle bir proje için kullanmasına izin vereceğini düşünebiliyor musunuz? ABD'de gazete ve dergiler çok ciddiye alınıyor Ancak Amerika'nın dünya fikir alanında üstünlüğü sadece kaynaklarla ilgili bir durum değil. Amerikalılar aynı zamanda fikirlerin sunumu konusunda da uzman hale geldiler. Amerikalı yazarlar ve düşünürler en karmaşık fikirleri bile popüler bir şekilde sunarak büyük kitlelere ulaştırabiliyorlar. İpuçları ve mutluluk reçeteleri sunan kitapların büyük ilgi çekmesi iyi fikirlerin açık bir şekilde ifade edilmesi yönünde büyük bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Burada önemli olan unsurlardan bir diğeri ise, Amerika'da gazeteciliğin diğer bir çok ülkeye göre çok daha fazla ciddiye alınması. Gazeteler ve dergiler halkın ilginç fikirlere olan arzusunu teşvik etmeyi amaçlıyor ve bundan keyif alıyorlar. The New Yorker; Malcolm Gladwell, James Surowiecki ve Louis Menand gibi yazarları ile karmaşık fikirlerin o konunun uzmanı olmayan kitlelere açık bir şekilde aktarılmasını sağlıyor. 2000 yılında The New York Times "Yılın Fikirleri" ekini yayımlamaya başlayarak dünyadaki iyi fikirlerin ses getirmesine yardımcı olmayı hedefledi. Dikkat çekici, dinamik manşetler ve başlıklar ile son derece karmaşık ve sıkıcı olabilecek bir konunun bile okuyucuya merak uyandıracak bir şekilde sunulması ve daha fazla okunmasının sağlanması amaçlanıyor. Pratik fikirler üretme konusunda sıkıntılar yaşayan Avrupalı düşünürler, bu gelişmeleri nasıl yakalayacaklarını bir an önce düşünmeliler. Çeviri: Tuba İLZE GÖRMEZOĞLU