Aydın: En kaliteli büyüme, dış satım yaparak olur
TBB Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Aydın, "En kaliteli büyüme, dış satım yaparak olur. Bizim 2023 hedeflerimizden biri, ihracatı büyütmek. En az milli gelirin dörtte biri kadar ihracat yapmak durumundayız." dedi.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Mete Cengiz Kültür Merkezinde, Milli Türk Talebe Birliği Bursa İl Başkanlığınca düzenlenen "Büyüyen Türkiye'nin 2023 Ekonomi Hedefleri" programında yaptığı konuşmada, milli gelirin ancak üretmekle artacağını söyledi.
Son çeyrekteki büyüme rakamına değinen Aydın, "Herkes, 'Ne iyi büyüdük' diyor. Elbette çift haneli rakamda büyümek, iyi bir şey. Ortalama büyümemiz 4,5. Büyüme ve milli gelir, hep tartışılıyor. En kaliteli büyüme, dış satım yaparak olur. Bizim 2023 hedeflerimizden biri, ihracatı büyütmek. En az milli gelirin dörtte biri kadar ihracat yapmak durumundayız." diye konuştu.
Sadece en son çıkan cep telefonunu kullanan değil, onu üretebilen bir teknolojiye sahip olmak gerektiğini belirten Aydın, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yatırım iştahı yüksek ama tasarruf, kıt. Yatırımla tasarruf arasındaki açık, cari açıktır. Yatırımdan ve büyümeden asla vazgeçemeyiz. O zaman mutlaka tasarrufları bulabilmeliyiz. Bu yönüyle artık salt bir bağımsızlık kavramından söz etmiyoruz. Bütün ülkeler birbirine bağımlı hale gelmiş oluyor. Ürünü de paralarını da satmak için. Türkiye, daha çok üretmek için mutlaka tasarruflarını üreterek, artırmak zorunda. Üretimi artırmak için de Türkiye mutlaka borçlanma mekanizmalarını doğru çalıştırmak zorunda."
"Bankacılık sisteminin hala gideceği yol var"
"Türkiye'ye doğrudan veya portföy yatırım yatırım yapmış herkes, kazanmıştır." diyen Aydın, büyümenin sürdürülebilir ve belli bir refah seviyesini yakalayan bir seyirde olması gerektiğini vurguladı.
Hüseyin Aydın, enflasyonun bir yitik değer olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dünyadaki toplam borçluluk yükü, 300 trilyon dolardır. Bunun dörtte üçü, yani yaklaşık 225 trilyon doları gelişmiş ülkelerin borcudur. Sadece dörtte biri gelişmekte olan ülkelere aittir. Refah toplumlarında daha çok üretildiği için belli bir standardı sağlamak adına borçluluk kavramı yükseliyor. Türkiye'nin toplam borcu, bütçe açığı, cari açığın milli gelire oranı, büyüme rakamları, yani makro ekonomik göstergeleri, bugün gelişmiş ülke ortalamalarıyla yakınsak, hatta bir bölümü daha iyidir. Bizde toplam kamu borç yükünün milli gelire oranı, yüzde 30'lar seviyesindeyken Japonya'da yüzde 200 seviyesindedir. Türkiye'nin bütçe açığı yüzde 2'ler civarındayken diğer ülkelerde daha fazladır."
Türk bankacılık sisteminin büyüklüğünün milli gelirden büyük olduğuna dikkati çeken Aydın, "Milli gelir ortalama yüzde 5 büyüdüğü halde Türk bankacılık sistemi, yüzde 5'ten daha hızlı büyümüş ki bugün milli gelirden daha büyük. Gelişmiş ülkelerde bankacılık sistemlerinin genel toplamı, milli gelirin 2 katı olabiliyor. Türkiye'de bankacılık sisteminin hala gideceği yol var. " ifadesini kullandı.
"Türk bankacılık sisteminin kalitesi, iyi"
Aydın, Türk bankacılık sisteminin daha fazla özkaynak toplaması gerektiğini işaret ederek, "Bugün Türk bankacılık sisteminin toplam bilançosu içinde kredilerin payı, yüzde 70'e gelmiştir. Bu, gelişmiş ülkeler bankacılık ortalamasının üstünde bir rasyodur. Bu, Türkiye'nin siyasi ve finansal istikrara sahip olduğunun en büyük resmidir." şeklinde konuştu.
Türk bankacılık sisteminin aktif kalitesinin iyi olduğunu aktaran Hüseyin Aydın, "Türkiye'de bankalar, verdikleri her 100 liralık kredinin 4 lirasını tahsil edemiyor. Buna biz 'sorunlu kredi rasyosu' diyoruz ki bugün yüzde 3,5 civarında. Bu da son derece düşük bir rasyodur." değerlendirmesinde bulundu.
"Ziraat Bankası, o dönem o işi yapmamış"
Aydın, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrencininin "Rıza Sarraf'ın ABD'de yargılanmasında, Ziraat Bankasının da adı geçti. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu şöyle cevaplandırdı:
Orada sözü edilen şudur, Türkiye ile İran arasındaki dış ticarete Ziraat Bankası da aracılık etmektedir. İran tarafının o anlık için bizden talep ettiği husus, bu aracılığı çoğunlukla Halk Bankası yapıyor, 'Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası da yapabilir mi?' diye bir talep gelmiş ki gelir, ülkeler oturduğu zaman masaya. O talep bize de gelmişti ve ben şöyle cevap vermiştim, 'İlgili işlem sadece Halk Bankası tarafından yapıldığı için, o bir kamu bankası, Ziraat Bankası da kamu bankası. Aynı işi ikiye bölüp yapmamıza gerek yoktu'. O işlemi yapsaydık o işlem, doğru bir işlemdi zaten ama Halk Bankası yaptığı için biz onun pazar payına girip yapmadık. Geçen kelime de söylediği de budur. Bunun herhangi bir küresel düzenlemeyle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Ziraat Bankasının herhangi bir ceza alması, bir soruşturmaya konu olması, asla söz konusu değildir. Sadece söylenmiş ama Ziraat Bankası, o dönem o işi yapmamış.