BDDK raporu: Krediler sorunlu

BDDK 2011'deki denetimler sonucunda, 514 adet rapor düzenlendi. 3 bankaya yurt dışında iştirak edinimi, 7 bankaya yurt dışında şube açma izni verildi. En yoğun şikayet konusu ise bireysel krediler ve kredi kartları oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 2011'deki faaliyetleri kapsamında yaptığı denetimler sonucunda, mevzuat, mali analiz, ihbar ve şikayet, risk değerlendirme ve diğer konularda toplam 514 adet rapor düzenlendi. BDDK'nın 2011 Yıllık Faaliyet Raporu yayımlandı. Rapor, genel bilgiler, kurumun yıllık faaliyetleri, mali bilgiler ve kurumsal kapasitenin değerlendirilmesi olmak üzere dört bölümden oluştu.

Rapora göre kurul, 2011'da 56 toplantı yaptı ve toplam 518 adet karar aldı. Kurul kararlarının konularına göre dağılımına bakıldığında yaptırım uygulanmasına ilişkin kararlar yüzde 45,4 ile ilk sırada, izin işlemlerine ilişkin kararlar yüzde 21,8 ile ikinci, düzenlemeye ilişkin kararlar yüzde 9,1 ile üçüncü sırada yer aldı. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında, izin işlemlerine ilişkin kurul kararları ile düzenlemeye ilişkin kurul kararları hem oransal olarak hem de miktar olarak azaldı.

En çok krediler sorun yaratıyor

Bankacılık Kanunu kapsamına giren kuruluşlar ve konular hakkında ulaşan ihbar ve şikayetlerle söz konusu kuruluşlarla üçüncü kişiler arasında özel hukuk ilişkileri dışında doğabilecek uyuşmazlıkların giderilmesine yönelik ulaşan talep ve şikayetler incelendi. Kuruma şahsen ve e-posta aracılığıyla ulaşan 9 bin 895 adet talep ve şikayet hakkında işlem yapıldı. Kuruma iletilen şikayet dilekçeleri konu bazında değerlendirildiğinde, en yoğun başvurunun bireysel krediler ve kredi kartları konularında gerçekleşti.

BDDK tüketicileri uyardı

Öte yandan BDDK, kredili mevduat hesapları (KMH) kapsamında kredi kullanmayı düşünen tüketicileri, bankaların faiz oranları ile masraflarını karşılaştırarak tercih yapmaları konusunda uyardı. BDDK'dan yapılan yazılı açıklamada, bankalarca (katılım bankaları hariç) KMH kapsamında kullandırılan kredi tutarının 2011'in Haziran ayında 6 milyar 516 milyon 30 bin, Eylül ayında 7 milyar 262 milyon 916 bin ve Aralık ayında ise 7 milyar 395 milyon 431 bin liraya ulaştığı belirtilerek, Aralık 2011 itibariyle bankalarca KMH çerçevesinde tahsis edilen kredi limitlerinin kullanılmayan kısmının 22 milyar 455 milyon 235 bin lira tutarında olduğu bildirildi.

KMH kapsamında kullanılan kredilerdeki söz konusu yükselişin seyri üzerine tüketicilerin bilgilendirilmesinde yarar görüldüğü aktarılarak, şu ifadelere yer verildi: "KMH, bankaların bireysel müşterilerine genellikle bankacılık hizmet sözleşmesi ve kurumsal müşterilerine de genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredili mevduat, avans hesap, artı para, ek hesap ve benzeri adlar altında sundukları bir kredi ürünüdür. KMH'lar bir mevduat hesabı ile ilişkilendirilerek açılmakta olup, hesap sahibinin hesabında para bulunmadığı hallerde önceden belirlenmiş olan belirli bir limit dahilinde nakit çekilişi yapabilmesine veya hesap üzerinden ödemelerini gerçekleştirebilmesine olanak sağlıyor. Bir kredi işlemi olması nedeniyle hesap sahibi açısından kullanılan tutarın yanı sıra faiz ödeme yükümlülüğü de söz konusu oluyor."

KMH kapsamında kullandırılan kredilere uygulanacak faiz oranlarının, sağlanabilecek diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalarca serbestçe belirlenebildiğinin anımsatıldığı açıklamada, tüketicilere "Anılan ürünü kullanmadan önce ilgili bankaların KMH için belirledikleri faiz oranları ile diğer masraflar dikkate alınarak karar verilmeli veya ileride KMH kullanılmak düşünülüyorsa bankaların faiz oranları ile masraflarını karşılaştırmak suretiyle tercih yapması yararlı olacaktır" uyarısında bulunuldu.


42 şirket değerleme yetkisi aldı

BDDK Raporunda, 2011 yılı içerisinde 7 şirkete kuruluş, 5 şirkete ise faaliyet izni verilirken, 2 şirkete bağımsız denetim ve 42 şirkete değerleme yetkisi verildi. 3 adet faktoring ve 4 adet finansal kiralama şirketinin faaliyet izni ile 1 adet bağımsız denetim kuruluşunun denetim yetkisi kendi talebi, devir/birleşme ve mevzuata aykırılık gibi nedenlerle iptal edildi. 2011 yılı içinde 3 bankaya yurt dışında iştirak edinimi, 7 bankaya yurt dışında şube açma ve 2 bankaya yurt dışında temsilcilik açma izni verildi. Söz konusu yılda yurt dışında kurulu 7 bankanın Türkiye'de temsilcilik açma talebi uygun görülürken, KBC Bank N.V. Türkiye Temsilciliği faaliyetlerine son verildi.

Bilanço yüzde 24 büyüdü

Kurumun bilanço toplamı 2011 yıl sonu itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında büyüyerek 394,3 milyon liraya ulaştı. Aktifler içinde en yüksek pay 219,7 milyon lirayken bu kalemi 173,6 milyon lira ile duran varlıklar izledi. 588 bin lira olarak gerçekleşen ticari alacaklar kalemi ise katılma payından doğan alacakları içerdi. Pasifler tarafında ise en büyük kalemleri 235,9 milyon lira ile öz kaynaklar ve 156,2 milyon lira ile gelecek yıllara ait gelir ve gider tahsilatları oluşturdu. Kurumun 2,2 milyon lira kısa vadeli borcunun 1,7 milyon lirası Aralık 2011 dönemine ilişkin olarak Ocak 2012 içinde ödenen vergi borcunu gösteriyor.

Kurumun kapasitesi sınamadan başarıyla geçti

Raporun değerlendirme bölümüne göre, Kurumun stratejik planlamaya dayalı proaktif yönetim anlayışı, yakın dönemde yaşanan küresel ekonomik krizin ve Türkiye ekonomisi üzerine yansımalarının, bankacılık sistemi ve finans sektörü üzerindeki olumsuz sonuçlarının kısıtlı kalmasında etkili olurken, aynı zamanda Kurumun kapasitesi de önemli bir sınamadan başarıyla geçti.

2011 yılında, ekonomik gelişmelere rağmen ortaya konulan sektörel performans, Kurumun güvenilirliğine ve saygınlığına büyük katkıda bulundu. Gelinen bu noktanın kurumsal açıdan temel itici gücünü, bağımsızlık, teşkilat yapısı, insan gücü ve teknoloji oluşturdu. Rapora göre, Kurumsal kabiliyet ve kapasite bakımından mevcut bu üstünlüklere karşılık, küresel ekonomik koşulların yarattığı zorluklar ve Türkiye ekonomisine etkileri önemini korumakta iken Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada yakın dönemde ortaya çıkan siyasi ve sosyal gelişmeler yeni belirsizlikler doğurdu. Küresel ekonomik dalgalanmaların önlenebilmesi ve yönetilmesi açısından geliştirilmeye çalışılan yeni düzenleme yaklaşımları ise küresel ekonomide önemli bir aktör olan Türkiye için de yeni güçlükler anlamına geliyor.

(AA)

Bu konularda ilginizi çekebilir