“Bırakın her genç düşsün ve kalkmayı kendisi öğrensin”
Yeliz ve Yiğit Şahinoğlu, oldukça genç yaşta iş hayatına atılmışlar. Aile şirketleri Bambino’da çalışan iki kardeş, iş hayatında eğitim kadar tecrübenin de önemli olduğuna dikkat çekiyorlar.
EMRE ALKİN
Bugün iki konuğumuz var: Yeliz ve Yiğit Şahinoğlu. Henüz çok genç yaşlarda babalarının izinden iş hayatına atılmışlar. Yeliz, Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar Bölümü’nden mezun.Yiğit ise, yine Sabancı Üniversitesi’nde Mekatronik okuyor. Aile şirketleri olan, anne-bebek ürünleri geliştiren Bambino’yu dünya standartlarına taşımakta kararlı görünüyorlar. Kısa sürede seri olarak muadili olmayan bir prematüre seti üreten iki kardeşle bu işe nasıl başladıkları, hayalleri, aileleri ve daha pek çok şeyden bahsettiğimiz samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Paylaşmasak olmazdı...
Okuyucuların tanıması için bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?
YELİZ: 23 yaşındayım ve bu zamana kadar “Ne yaparsam bir şeyler üretmiş olurum?” sorusunun peşinden gittim. Koç Lisesi’nde eğitim gördüm ve gelecek kaygımı dindirebilmek için farklı sektörlerde çalışıp “Her dünyayı görmeliyim” dedim. Üç sene kadar bir organizasyon firmasında dünya tatlısı insanlarla çalıştım. Benim için müthiş bir insan birikimi ve iş tecrübesi oldu. Sonrasında Sabancı Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar okudum ve hayatımın belki de bu zamana kadarki en zor kararını vererek babamla çalışmaya “Tamam” dedim.
YİĞİT: 1993, İstanbul doğumluyum. 2012’de Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nden mezun oldum. Sabancı Üniversitesi’nde Mekatronik okuyorum.
İşinizi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, çocukluktan gelen bir motivasyon mu?
YELİZ: Özellikle her şehir insanının kafasında klasik bir emeklilik hayali olduğuna inanıyorum. Yaşıma rağmen benim de kafamda şimdiden erken emeklilik hayalleri var. Fakat Bambino, hayallerime giden yolda inanılmaz bir fırsat olarak karşıma çıktı. Böyle bir yatırımı ve tecrübeyi elimin tersiyle itmek çok da akıl kârı olmazdı. Bu sebeple aslında ne çocukluktan gelen bir motivasyon ne de yaşadıklarım diyebilirim. Benim şu anda yaptığım iş, hayatın karşıma çıkardığı cilveli bir sunumu diyebilirim.
YİĞİT: Açıkçası Bambino ile tanışmamız biraz şans eseri oldu. Kendimi aklımda hiç olmayan bir sektörde buldum. İyi ki de oldu...
"Hayattaki seçimler..."
Ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?
YELİZ: Ben Yiğit’e göre ailedeki “aykırı” çocuğum. Hayatta en çok çektirdiğim insanlar ailem olmuştur hep, haklarını gerçekten ödeyemem. Gelenek göreneklerine, örf ve adetlerine bağlı bir Türk ailesiyiz. Yaşım ilerledikçe küçükken mızmızlandığım her adet için şimdi “İyi ki!” diyorum. İyi ki ailem bazı noktalarda beni zorlamış. Hayattaki seçimlerimdeki etkiye gelince... Erken yaşta kişiliğini bulma, karakterini oturtma gibi konular üzerinde epeyce kafa patlatmış bir insan olarak, her bireyin hayattaki seçimlerinden kendisinin sorumlu olduğunu düşünüyorum. Tabii ki ailemden bakkal Mehmet Amca’ya, sokaktaki Ayşe Teyze’den ilkokul öğretmenime, ikinci ailem dediğim değerli dostlarıma kadar herkesin seçimlerimde biraz payı var, ama galiba bu konuda kendi seçimlerimin en büyük etkileyicisiyim.
YİĞİT: Öğretmen bir anne, tüccar bir babanın çocuğuyum. Her insanın olduğu gibi benim hayatımda da annemin ve babamın etkisi olmuştur. Annem ve babam, beni ve Yeliz’i hiçbir zaman doğrudan etkilememiştir, onlar her zaman sadece bize doğruyu gösterip hatalardan ders almamıza yardımcı olmuşlardır. Dört kişilik çekirdek bir ailede büyüdüm. Annem ve babam ile her zaman saygı çerçevesinde arkadaş gibiydik. Hayattaki en büyük motivasyonlarımdan biri de budur. Ailenin insanın hayatında büyük etkileri olduğunu düşünüyorum.
Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? İstediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?
YELİZ: Bir sene önce 50 yıllık bir markayı küllerinden doğurmak için bir fırsat geçti elime. Kat etmemiz gereken daha çok yol var, fakat arkaya dönüp baktığımda kat etmiş olduğumuz yol da küçümsenecek gibi değil gerçekten. Babam benim gözümde gölgesinde her daim oturup soluklanabileceğim, köklü bir çınar gibi. Yiğit ise bu yolda gözüm kapalı güvenebileceğim yol arkadaşım. O yüzden, illaki yorulup soluklanmak istediğimiz zamanlar olacak ama, Yiğit’le emin adımlarla ilerlediğimiz ve daha kat etmemiz gereken müthiş bir yol var önümüzde.
YİĞİT: Bu işe başlamamız biraz ani oldu. Babamla şirketimizin geleceği hakkında konuşurken önümüze gelen bir fırsattı Bambino. Kabul ederek son derece doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorum, çünkü Bambino köklü bir marka. Bugün açıkçası istediğimiz yere geldiğimizi düşünmüyorum, çünkü Yeliz ve ben her zaman hayallerimizi büyük tutuyoruz. Belki de azımsanamayacak bir noktadayız, fakat hayaller büyük olunca, yolumuzun daha uzun olduğunu düşünüyorum.
"Sosyal medya komplike"
Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?
YELİZ: Sosyal medya, günümüzde olmazsa olmaz. Kimse hafife almasın, ama kendini de çok kaptırmasın dediğim bir mecra. İnanılmaz kolay yönetilebilir gözüken, fakat müthiş komplike. Ama günümüzde biraz tek tip olmaya başladı. Çekilişler, hediyeler, paketler vs... Hepsinin mutfağında dönen meblağlar herkesin kulağına az çok gidiyor, bu durum da işin samimiyetini yitirmesine yol açıyor. Biz daha samimi, daha ebeveynlere dokunabildiğimiz bir sosyal medya platformu kurmak için çalışıyoruz.
YİĞİT: 21. yüzyılda sosyal medya gerçekten büyük bir silah. Pazarlamadaki büyük bütçelerin artık sosyal medyaya ayrıldığını görebiliyoruz. Amacımız Bambino’yu sırf Türkiye’de değil, tüm dünyada tanınan bir Türk markası yapmak olduğundan ve sosyal medyayla dünyanın dört bir yanına ulaşabildiğiniz için, sosyal medya bizim sektörümüzde önemli bir etken.
Başka hangi mesleği tercih ederdiniz?
YELİZ: Bir restoran açmak istiyorum. Bütün içtenliğimle dilediğim ve başaracağıma da inandığım bir yol orası benim için. Bir de bir kitap yazmak istiyorum, yakın zamanda yazacağım.
YİĞİT: Açıkçası Bambino ile tanışana kadar kafamda birçok sektör vardı. En başında kozmetik sektörü geliyordu, çünkü şirketimiz kozmetik kökenli bir firma. Daha sonra Bambino ile gerçekten istediğim heyecanı bulabileceğim anne bebek sektörüne girdiğimiz için şu anki mesleğimden çok memnunum.
Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?
YELİZ: Yolum gerçekten hep iyi okullardan geçti. Annem öğretmen, fakat “öğretmen” kelimesi onun eğitimci yanını anlatmak için az kalıyor. Durmadan bir sınav telaşındaydık ve ben gerçekten iyi bir öğrenci değildim, fakat şanslıydım. Eğitim sisteminde değiştirilmesine inandığım çok nokta var. Yeni mezun arkadaşlarımın iş bulma telaşına yakından şahit oluyorum ve her gencin liseden itibaren geleceğine yatırım yapması gerektiğine inanıyorum. Yatırım derken sadece eğitim değil. İnsan ilişkilerini kuvvetli tutmak ve farklı deneyimler kazanmak insanın iş hayatındaki en önemli anahtarları bence. Babam her zaman “İlişki yönetin...” der. Tecrübeye gelince... Bırakın her genç düşsün ve nasıl kalkması gerektiğini kendi öğrensin. Ben şuandaki iş hayatımda okyanusun ortasındayım, fakat yakınımda olası kötü durumlarda beni kurtaracak bir geminin olduğunu biliyorum. Bu müthiş bir şey, fakat bir şeylere sıfırdan başlamış olmak ve kendi tecrübemi kendim kazanmak da isterdim. İnatçı yapım sağ olsun; kendi başıma dert açıp bolca tecrübelenmeye çalışıyorum yine de.
YİĞİT: Her sektör ve her işte olduğu gibi eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin çok büyük önemi var. Önemli olan bu üçünü bir arada kullanabilmek. Büyümekte olan bir firma olduğumuz için bu etmenlerin işimin tamamını kapsadığını söylesem yeridir. Ben eğitimimi, babam tecrübesini ve hepimiz değerli çevrelerimizi ortaya koyarak ilerliyoruz.
Ailenin yeri ayrı...
Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?
YELİZ: Annem; geç anlamaya başladığım, fakat tanıdıkça müthiş etkilendiğim yegâne kadındır bu hayatta. Erken olgunlaştığıma inansam da annem için keşke daha erken büyüseymişim de daha erken anlayabilseymişim onu diyorum. Babam; aynaya baktığımda gördüğüm yansımam gibi. Çok benziyoruz, bu sebeple iki aynı kutup birbirini itermiş misali zor anlaşırız. Ama babamla aşkımız bâki. Fakat özellikle Bambino serüvenimin başlamasındaki en büyük destekçimi unutamam: Serkan Özyavuz. Serkan Abi’min yeri bende çok ayrı, benim iş dünyamın kapılarını açmama yardımcı olan en büyük motivasyon kaynaklarımın başında gelir kendisi.
YİĞİT: Benim hayattaki idolüm babamdır. Çok zor koşullardan geçerek ve oldukça zor zamanlar atlatarak gelmiş buralara kadar, fakat hayat görüşü, vizyonu, kendini geliştirmesi, iş disiplini gerçekten bu zamana kadar takdir ettiğim bütün iş adamlarına taş çıkaracak cinsten. Bu işte vicdan, ahlâk ve adaletin altın kurallar olduğunu bana öğreten insan odur. Kendisini örnek almaya çalışıyoruz, fakat ne kadar onun kadar olabiliyoruz, bilemiyorum.