Çalışanların önceliği hâlâ eşit ve adil ücret

Yaşam maliyeti, globalleşen iş piyasası ve değişen çalışma koşulları işverenlerin çalışanlarına sunduğu paketleri yeniden değerlendirmelerini gerektiriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya genelinde ve Türkiye'de çalışanların ücret ve yan haklar konusundaki beklentileri ekonomik değişimler ve iş dünyasındaki yenilikçi yaklaşımlarla sürekli evriliyor. Artan yaşam maliyetleri, globalleşen iş piyasası ve değişen çalışma koşulları işverenlerin çalışanlarına sunduğu paketleri yeniden değerlendirmelerini gerektiriyor.

"İşte anlam bulma, kendini ifade etme de önemli"

Araştırmalar çalışanların eşit ve adil ücretlendirme, esnek çalışma koşulları, kariyer gelişimi fırsatları ve iş-yaşam dengesi gibi konularda artan beklentilere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu beklentiler, işverenler için hem bir zorluk hem de çalışan memnuniyeti ve bağlılığını artırma fırsatı sunuyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından düzenlenen "Değişen Çalışan Beklentileri ve Yan Hak Trendleri" konulu panelde yetenekleri elde tutmanın zorlaştığı çalışma hayatında değişen çalışan beklentileri ve yan hak trendlerini ele alındı. PwC Türkiye'nin dünya çapında 50 bin, Türkiye'den bin civarında çalışanın katıldığı araştırmasına göre çalışanların gelecekteki birincil önceliklerinin hala adil ve eşit ücretlendirme olduğunu belirten PwC Türkiye Şirket Ortağı Ülker Day çalışan beklentilerinde artan yaşam maliyetlerinin, eşitlik, çeşitlilik ve esneklik gibi değerlerin önem kazandığını belirtti.

Day, “Adil ve eşit ücretlendirmenin yanı sıra, işte anlam bulma, kendini ifade edebilme ve esnek çalışabilme imkanlarının da önemli olduğunu görüyoruz" dedi. Day ayrıca, 2025- 2027 yılları arasında iş gücünün yaklaşık yüzde 75'inin Y jenerasyonu, 2030 yılına gelindiğindeyse yaklaşık yüzde 30-35'inin Z jenerasyonu olacağını söyledi. Bu jenerasyonların beklentilerini karşılamak için şimdiden gerekli adımların atılmasının önemine vurgu yaptı.

"Çalışana göre özelleşen yan haklar öne çıkacak"

 İş dünyasında yakın gelecekte, çalışanların kişisel ihtiyaçlarına göre şekillenen yan hakların daha fazla önem kazanacağı belirtiliyor. Ülker Day, "Çalışanların değişen ihtiyaçlarına göre ve özellikle zorlu dönemlerde işverenin yanlarında olduğunu hissettiren yan haklar önem kazanacak" dedi.

Mehmet Koçak Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı Mustafa Baştaş çalışanlara tanınan sosyal hakların yaşam maliyetlerini dengede tutmada etkili olduğunu belirtti ve 2024 yılında firmaların yan haklara ve sosyal yardımlara daha fazla ağırlık vereceğini vurguladı. Baştaş gıda fiyatlarındaki artışın göz önünde bulundurularak günlük yemek yardımı ücretlerinin artırılması gerektiğini dile getirdi.

Sağlıklı beslenemeyen çalışanların verimli çalışamayacağını ve devlete ek maliyet yükleyeceğini ifade etti. Sodexo Avantaj CHRO’su ve PERYÖN Denetim Kurulu Üyesi Feride Düzduran Gündüz, yemek kartlarına ilişkin düzenleme iddialarına yanıt vererek yemek kartlarının marketlerde kullanımıyla ilgili yeni bir düzenleme olmadığını belirtti.

Sanayi, mavi yaka, Z kuşağı ve emekliler mutsuzlar

Danışmanlık platformu HiDoctor ve uluslararası yönetim danışmanlık şirketi Deloitte tarafından gerçekleştirilen "Akıl Sağlığını Destekleyici Kurumsal Uygulamalar, Türkiye’de Farkındalık Seviyesi ve İhtiyaçları" araştırması, sektörel bazda akıl sağlığını en az destekleyen şirketlerin gıda, mobilya, perakende ve sanayi sektörlerinde olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre, en mutsuz kesimler sanayi sektörü çalışanları, mavi yaka, Z kuşağı ve çalışmak zorunda kalan emekliler olarak belirlendi. Araştırma, çalışanların mutluluk bilincinin düşük olduğunu ve hissedilen mutluluk ile ölçümlenen mutluluklar arasında 44,4 puanlık devasa bir fark olduğunu gösterdi.

Psikolojik sağlamlık düşük

Araştırmaya göre her iki çalışandan birinin psikolojik sağlamlığı düşük ve bu durum profesyonel yardım alımını etkiliyor. Çalışanların yüzde 88'i psikolojik destek almadığını belirtirken, damgalanma endişesi ve maliyetler destek almanın önündeki en büyük engeller olarak görülüyor.

Çalışanların akıl sağlığına yönelik desteklerin artırılmasının hem bireysel hem de kurumsal anlamda önemli katkılar sağlayacağı vurgulanıyor. HiDoctor CEO'su Ahmet Bal, araştırmanın mutluluk bilincinin düşük olduğunu gösterdiğini ve bu durumun toplumsal farkındalık yaratma gerekliliğini ortaya çıkardığını ifade etti.

Bal, kurumların çalışanlarına yönelik psikolojik destek sağlamalarının önemini vurgulayarak yöneticilere ekiplerini bu konuda yönlendirme ve öz farkındalık için gerekli araçları kullanmaya teşvik etme görevi düştüğünü belirtiyor. Deloitte Türkiye Danışmanlık Lideri Hakan Göl, çalışan esenlik programlarının önemine dikkat çekerek, bu programların genellikle beyaz yaka çalışanlara yönelik tasarlandığını ve sanayi sektörü ile mavi yaka çalışanların bu süreçte göz ardı edildiğini belirtti.

Göl, kurumların esenlik paketlerine akıl sağlığı desteğini dahil etme şekillerinin ve bu desteklerin çalışanlara nasıl yansıtıldığının sorgulanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, mavi yaka çalışanların akıl sağlığına yönelik desteklerin, kurumlar için sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk olduğunu ifade etti.