Çin’de üretimi bırak, Çin’e satmaya bak!
Küresel piyasalar, ABD başkanı seçilen Trump’ın hangi politikaları uygulayacağını tartışırken Çin’in dünya üzerindeki ağırlığı da giderek artıyor.
İSTANBUL - KPMG, küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı. Ankete havacılık, uzay ve savunma, otomotiv, holdingler, tıbbi cihazlar, mühendislik, sanayi ürünleri ve metaller olmak üzere 6 farklı sektörden yöneticiler katıldı. Yıllık geliri 5 milyar doların üzerinde olan şirketlerde görevli yöneticiler, “Endüstriyel üretimde büyümede nasıl lider olunur?” sorusunu yanıtladı. Sonuçları yorumlayan KPMG Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Hakan Ölekli, ABD, Avrupa ve Asya’dan 360 üst düzey şirket yöneticisiyle yapılan ankette üç başlığın ön plana çıktığını belirtti. Ölekli’ye göre bu üç başlık şöyle: Önümüzdeki iki yıl, özellikle Asyalı şirketler çok agresif büyüyecek. Asyalı üreticiler yeni pazarlar için gaza basıyor, rekabet artacak. Batılı üretici artık “Çin’de üret” yerine “Çin’e sat” stratejisine geçiyor.”
Japonlar agresif büyümek için gaza basıyor
Anket sonuçlarına göre üreticilerin, büyüme konusunda her zamankinden daha istekli olduğunu belirten Ölekli, “Ankete katılımcıların yüzde 74’ü önümüzdeki 2 yıl boyunca büyümenin kendileri için yüksek öncelik taşıyacağını, yüzde 31’i ise önümüzdeki 12-24 ay boyunca çok yüksek öncelik verileceğini ifade ediyor. Üretim sektöründeki yöneticilerin çoğunluğu büyüme hedefl erine ulaşmak için agresif tutum sergilemeyi planlıyor. Asyalı yöneticiler, agresif büyüme konusunda daha kararlı iken özellikle Japon katılımcıların yüzde 41’i çok agresif büyüme yaklaşımına sahip. ABD’lilerin ise yüzde 11’i, Almanlar’ın yüzde 8’i çok agresif strateji izleyeceğini söylüyor” diye konuştu.
Yurtdışı yatırımlardan maliyet avantajı bekleniyor
Anketin sonuç kısmında şu bilgilere yer veriliyor: “Yurt dışına açılmanın sadece maliyet düşürme stratejisi olduğu günler geride kaldı. Üreticiler yurt dışı yatırımlarından hem brüt gelir hem de net kar artışı bekliyor. Yine de maliyet hala önemli bir unsur. Katılımcıların yüzde 43’ü yurt dışı yatırımların ilk nedeninin düşük maliyetli üretim fırsatları olduğunu söylüyor. Maliyet düşürmek için yurt dışında yatırım yapmayı planlayanların başında Hintli yöneticiler geliyor. Onları ABD’liler izliyor. Katılımcıların yüzde 34’ü ise yeni pazarlara girmek için yatırım yaptığını ifade ediyor”
KPMG çalışmasında üreticinin “Çin’de üret” stratejisinin yavaş yavaş “Çin’e sat” şeklinde değiştiğine dikkat çekilerek şu yoruma yer veriliyor: “Batılı üretici artık ‘Çin’e sat’ stratejisinden bahsediyor. Tabii bu farklı beceriler, kurumsal yapılar ve satış stratejileri gerektiriyor. Bununla birlikte yeni pazarlara girmek için yatırım yapma olasılığı en yüksek kesim, gelişmekte olan Hindistan, Çin gibi pazarlardaki katılımcılar. Çinli katılımcıların yüzde 44’ü, Hintli katılımcıların ise yüzde 47’si yurt dışı yatırımların temel nedenini ‘yeni pazarlara girmek’ diye açıklıyor. Yeni pazarlara girmek pek çok üretici için büyüme denkleminin sadece bir parçası.”
Organik ama hızlı büyüme
KPMG çalışmasında ayrıca şu bilgilere yer verildi: “Hiçbir yönetici yavaş büyümek istemiyor. Ama katılımcılar hedeflerine ulaşmaka için öncelikli olarak organik büyümeyi tercih ediyor. Bunun için belirledikleri süre ise en fazla 3 yıl. Birleşme ve satın alma yerine organik büyümeyi tercih edenlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde. Birleşme ve satın almayı en fazla tercih edenler ise Asyalı katılımcılar. Çinli yöneticilerin yüzde 56’sı, Japonların yüzde 53’ünün tercihleri bu yönde.”
En çok yatırım çekecek teknoloji: Nesnelerin interneti
KPMG çalışmasında tedarik zincirinin önceliklerinin sektörlere göre değişebildiği belirtildi. Çalışmada, en hızlı gelişen, en fazla ilgi ve yatırımı çekecek teknoloji unsurunun “nesnelerin interneti” olduğuna dikkat çekildi. Buna göre İngiltere ve ABD’den katılımcılar, nesnelerin internetini destekleyecek teknoloji ve araçlara yapılacak yatırımları küresel öncelikli olarak görüyor.